Ikimiz mi translate French
727 parallel translation
Yanlızca ikimiz mi?
Juste nous deux?
- Sadece ikimiz mi?
- Que toi et moi?
Yalnızca ikimiz mi? Her şeyi yüzüstü bırakarak mı?
Nous deux, à l'oubli de tout le reste?
Sadece ikimiz mi?
Nous deux?
Yalnız ikimiz mi?
Juste nous deux?
Sadece ikimiz mi olacağız?
Ça fait qu'on est plus que deux, dis?
İkimiz de 15 yıl önce Marmaruş'ta ölmedik mi?
Ne sommes-nous pas tous deux morts ici, à Marmorus, il y a 15 ans?
Danny, dostum, haksız mıyım? İkimiz bunların hakkından geliriz, değil mi?
Danny, fils... tous les deux, on peut les mettre en fuite.
Seninle ikimiz bir kayıkta, öyle mi?
Toi et moi avec ce doris?
İkimiz de daha iyi şeyler için yaratılmışız, öyle değil mi?
Chacun fait de son mieux, pas vrai!
Sen parayı alıp çoğalttın. İkimiz için, değil mi?
J'écopais 3 ans... t'avais le fric, tu faisais des relations pour nous deux.
- İkimiz de dalgınız. - Öyle mi dersin?
- Nous sommes distraits.
İkimiz de biliyoruz değil mi?
Nous, on sait à quoi s'en tenir!
- Böyle mi oldu? - Şey, biz. İkimiz de düşündük ki...
Nous avons tous deux...
- Yoksa ikimiz laf olsun diye mi geldik? - Hayır, hayır.
Ou est-ce qu'on tient tous les deux la chandelle?
- İkimiz mi?
- Vraiment?
İkimiz daha önce hiç kavga etmedik, değil mi?
Nous ne nous sommes jamais disputés.
İkimiz de bekleyelim mi Veta?
- Qu'on t'attende tous les deux?
- Sen de öyle. İşi bırakıyoruz. - İkimiz de mi?
- Ni toi d'ailleurs, on démissionne.
İkimiz de dedik. Değil mi Güdük?
Pas vrai, Shorty?
İkimiz için mi?
Pour nous deux?
İkimiz mi tatlım?
Tu nous vois là-bas?
Evet. İkimiz, birini görünce, güzel ve aptal bir kızı hatırlarız, değil mi, Steve, değil mi?
Steve et moi, on s'y connaît en gonzesses.
İkimiz birlikte mi gidiyoruz?
On irait ensemble?
Şimdi ikimiz de nerede olduğunu biliyoruz değil mi?
On sait maintenant tous les deux où il est.
Gerçekten ikimiz için ayrılık vaktinin geldiğini mi düşünüyorsun?
T'as bien réfléchi? C'est le moment de nous séparer?
Ama sen ve ben ikimiz de gerçeği biliyoruz, değil mi, ufaklık?
Mais toi et moi, on sait ce qu'il en est, pas vrai?
İkimiz açısında da çok şanslı değildin, di mi?
Tu n'as pas eu beaucoup de chance avec aucun de nous. N'est-ce pas?
Buraya ilk geldiğinde, ikimiz de bunu beklemiyorduk değil mi?
Quand tu es venu, ni toi ni moi ne l'avons voulu, pas vrai?
Ve ikimiz için biraz küçük, öyle değil mi?
Et un peu étroit pour nous deux. Vous ne croyez pas?
- İkimiz de işsiziz değil mi?
- On est tous les deux sans emploi.
Blöf yaptığını ikimiz de biliyoruz. Ben mi?
- On sait tous les deux que tu bluffes.
- İkimiz de görevimizi tamamladık, değil mi?
J'pense comme toi, mon vieux. On a fait son devoir, pas vrai?
İkimiz de cennete mi gideriz?
Nous rencontrerons-nous au paradis?
- İkimiz mi? - Evet.
Nous deux?
- Biz ikimiz beraber mi?
Ensemble?
İkimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz, değil mi?
On sait que c'est faux, pas vrai? Elle a vécu, elle est morte.
Ama sanırım ikimiz de biraz yorgunuz, değil mi?
Mais nous sommes toutes deux un peu fatiguées.
İkimiz gerçekten mutlu olduk, değil mi?
On a été vraiment heureux, tous les deux, hein?
İkimiz de işsiz kalacağız ama başka iş mi yok?
On chômera pas longtemps. C'est pas les places qui manquent!
İkimiz de ortalık yerde gerçeği söylememeliyiz öyle mi?
Nous ne devons pas exposer la vérité au grand jour?
Evet, neden dövüşmediğini ikimiz de biliyoruz, değil mi?
Oui, nous savons tous les deux pourquoi tu ne te bats pas.
- Yalnızca ikimiz mi?
- Juste nous deux?
İkimiz yakın arkadaşız. Değil mi?
On est comme des frères!
Biliyor musun, eğer sabotajı becerebilseydin ikimiz de bu sıkıntıyı çekmeyecektik, değil mi?
Si tu avais réussi ton sabotage, nous ne serions pas dans ce pétrin.
- İkimiz, sen ve ben mi?
Avec moi?
İkimiz de mi içeri tıkılı olacağız Bay Wade?
Vous nous enfermez tous les deux?
Sana Warren'la ikimiz hakkında yazdım, değil mi?
Je t'ai annoncé par écrit pour Warren et moi, non?
Dinle Teğmen... ikimiz de ölmek istemiyoruz, değil mi?
Écoutez, lieutenant, ni vous ni moi ne voulons mourir, hein?
İkimiz de burada esir sayılırız, öyle değil mi?
Nous sommes tous les deux prisonniers, ici.
Yalnız olduğumuzda ikimiz de çok mutluyuz, değil mi?
On a besoin de personne d'autre.