Ikinci translate French
30,439 parallel translation
Artık ikinci şanslar yok.
Il y a eu assez de deuxièmes chances.
Çünkü emin değilim ve Lee'yi öldürürsem ve George işin içindeyse başka bir suikastçı bulmak için vakti olacak. Ayrıca hala ikinci bir suikastçı olup olmadığını bilmiyoruz.
Parce que je ne suis pas sûr, et si je tue Lee et que George est impliqué, alors il aura le temps de trouver un autre assassin, et on ne sait toujours pas s'il y a un deuxième tireur.
Şimdi, ikinci numaramla Danny'i yok edeceğim.
Et maintenant pour mon deuxième tour, je vais faire disparaître Danny.
Keşke ikinci bir şansım olsaydı.
J'aimerais juste qu'il y ait un moyen d'avoir une seconde chance.
Ama ikinci kurban olduğunu varsayıyorsunuz.
Vous supposez qu'il y avait une autre victime.
Küçük bir perde arası vereceğiz ve ikinci yarı için döneceğiz.
On va faire une brève pause, et on sera de retour avec la seconde moitié.
Bir kereliğine iyimser olup bana verildiği gibi ona ikinci bir şans vermek istedim.
Pour une fois j'essayais d'être optimiste et de lui donner une seconde chance comme tu l'as fait avec moi.
" O kadın benim ikinci annem gibiydi.
" Cette femme était presque ma seconde mère.
Bu akşam, yıllardır verdiğim emekler sonrası, ikinci kısa filmimin nihayet bittiğini duyurmaktan mutluluk duyuyorum.
Ce soir, après des années de travail, je suis heureux de vous présenter mon second court-métrage.
Ama ben hayatımın ikinci bölümüne geçmek istemiştim.
Mais je voulais un second chapitre.
Bu ikinci şarkım.
C'est ma deuxième chanson.
Ayrılmadan önce ikinci adamıyla tanıştım.
Avant que je parte, J'ai rencontré son commandant en second.
Bana aynı hatayı neden ikinci kez yapmak istediğimi sormuştun.
Tu m'as demandé pourquoi je voulais faire la même erreur deux fois.
Bu planın ikinci kısmı ikimizin evlenmesi.
La deuxième partie de ce plan, c'est que toi et moi nous mariions.
Burada öğrendiğim ne varsa annene götüreceğim ve umuyorum ki, ikinci balayımızı yaşıyor olacağız.
Et je rapporterai quoique j'en retire à ta mère, en espérant pouvoir revivre une seconde lune de miel.
Earl bir kez olsun mastürbasyonuna sizin de dahil olmanızı kabullenirse ikinci adıma geçebilirsiniz ki bu, orgazmik dönüşün ilk safhası diye adlandırdığımız bölüme ulaşana kadar elle uyarmanızı içeriyor.
Une fois qu'Earl peut vous inclure dans sa masturbation, vous pourrez passer à la seconde étape... qui implique de le stimuler jusqu'à ce qu'il atteigne ce que nous appelons la première phase du retour orgasmique.
Tıp fakültesinin ikinci senesindeki hani?
En deuxième année de médecine?
Evet. Bunu ikinci seferde yaptım, üçüncü seferde de yaptım.
C'est ce que j'ai fait la deuxième fois.
Tedavideki ikinci gün mü?
Au deuxième jour de traitement?
Onun draması için ömrüm boyunca ayrılmış ikinci sıra biletim var.
Je suis au premier rang, place réservée à vie pour assister à ses pièces :
Kaçılmayacak bir şey gibi geldi, daha çok İsa'nın ikinci gelişi gibi bir şey.
On dirait plus une Seconde venue qu'une échappatoire.
Evlendiğim kadın ikinci şanslara inanır. Her şeyin mümkün olabileceğine ve bardağın yarısının boş olması gerekmediğine inanır.
La femme que j'ai épousé... croyait aux secondes chances... que tout était possible... et que le verre n'était pas toujours à moitié vide.
Bu ikinci oldu.
C'est la seconde.
ya da ikinci seçeneğe geçeriz.
Ou on peut explorer l'option numéro 2.
Sen gerçekten çiçekçi değilsin. Bir dizide, ikinci erkek başrol oyuncususun.
Tu n'es pas un fleuriste, en fait, tu es le second rôle masculin d'un drama.
Evet, o konuya gelecek olursak Phil'in ölmeden önce söylediği sondan ikinci şey "Sakın bebeğimizi Tandy'nin büyütmesine izin verme." oldu.
À ce sujet... L'avant-dernière chose que Phil m'a dite avant de mourir, était, "Ne laisse pas Tandy élever notre bébé."
Amerikan İdolünün ikinci sezon kazananı kimdir?
Qui est le gagnant de la seconde saison d'American Idol?
Bir zamanlar bir arkadaşım bana ; "ilk baş işleri batırman gerekir, ki ikinci sefer yoluna sokabilesin." demişti.
Un ami m'a dit un jour que des fois il faut rater la première fois pour bien faire la seconde fois.
... ikinci kez Başbakan olarak seçilmiş olmak çok güzel bir an.
... moment heureux, d'être élu pour la seconde fois Premier ministre.
Başkasının ikinci seçimi olmayacağım.
Je ne serai le second choix de personne.
İkinci eti yememeliydim.
Je n'aurais pas dû avaler le deuxième steak.
İkinci... İkinci şey ne?
Quelle... est la deuxième chose?
İkinci suikastçı.
Second tireur.
İkinci sınıf karnemle ne işin var?
Qu'est-ce que tu fais avec mon bulletin de l'année de seconde?
İkinci yarı mı?
La seconde moitié?
İkinci kaptan, hafif dışarı çıkalım da karşısında kim olduğunu görsün.
Second, pointons notre nez, prévenez-le.
- İkinci kaptan, çemberi daraltalım.
- Second, refermez le piège.
İKİNCİ BİR KIRK FİLMİ
UN SECOND FILM DE KIRK
- İkinci gittiğimiz yer olabilir mi? - Belki.
Le deuxième endroit est envisageable?
İkinci öğüne ne dersin?
Un deuxième?
İkinci vardiya sona erdi.
Le deuxième service est terminé.
- İkinci olarak da göğüs tüpü.
- Second drain thoracique.
İkinci kurbanla ilgili bilgiler var.
J'ai identité la deuxième victime.
İkinci aşamaya hazır mısın?
Tu es prête pour la seconde étape?
İkinci bir parti yapacağını söylediğinde ben de paramın bir kısmını koydum.
Donc quand il m'a dit qu'il allait faire un 2e tour, j'y ai mis un peu de mon argent.
İkinci kelime.
Second mot.
İkinci hatta aramanız var, Dr. Bill.
Vous avez un appel sur la ligne deux. C'est une femme.
İkinci bir şansım yok.
Il n'y a pas de seconde chance.
Tanrı'ya şükür ikinci bir şansımız oldu.
Dieu merci, on a eu une deuxième chance.
İkinci bir şansımız var...
On a des deuxièmes chances...
İkinci sorunuz?
Et la seconde question?
ikincisi 419
ikinci kat 64
ikinci katta 29
ikinci olarak 82
ikinci gün 19
ikinci soru 20
ikincisi de 18
ikinci dünya savaşı 55
ikinci kaptan 26
ikinci bölüm 38
ikinci kat 64
ikinci katta 29
ikinci olarak 82
ikinci gün 19
ikinci soru 20
ikincisi de 18
ikinci dünya savaşı 55
ikinci kaptan 26
ikinci bölüm 38