Ilave translate French
685 parallel translation
Ve birkaç tane geyik kenesi ilave edeceğini söyledi bilirsin fazladan ödeme karşılığında.
Et il a dit qu'il me donnerait quelques tiques du chevreuil pour, tu vois, en extra...
Yoğun engellere bir de kışın zorlukları ilave oldu.
À la difficulté du labeur, s'ajoutent les rigueurs de l'hiver.
Bu film, "Altına Hücum" sessiz filminin müzikli ve ilave diyaloglu uyarlamasıdır..
Ceci est une réédition du film muet avec l'ajout de musique et d'un commentaire.
Aslında, Fane için ilave bir üniformamız vardı.
En fait, nous avions un uniforme supplémentaire pour Fane.
Çeki ilave etmem gerekiyor.
Je dois joindre un chèque. - Si vous le faites.
Ilave at Hi Hat yok.
Hi Hat, dernier engagé, manque à l'appel.
ve bu nedenle ilave bilgi olmaksızın kabul edilemez.
C'est donc irrecevable.
Fakat o senin için ilave bir şarkı. Ne olur ki,
- C'est juste une chanson de plus.
Orijinal tabloya kokuşmuşluk ve dehşet ilave edilmişti.
C'était du dedans que se dégageait cette impression de pourriture.
- Ayyaş ve dengesizi de ilave etseydin.
Et tapage nocturne!
Her resepsiyon ünitesi şampanya, ikram servisi, bahşişler çiçekler ve ilave sigorta maliyetleri de dâhil...
Le résultat obtenu fut 3 dollars 75.
- Belki küçük bir ceket ilave edebiliriz.
On peut faire un petit boléro.
Büyük bir ızdırapla kederine ilave yaptığımı sanıyorsun.
Vous pensez éprouver un grand chagrin.. .. et croyez que j'y ajoute.
Biraz daha oyalanıp ilave yük almak için bahane üretiyorlar.
Une excuse pour la contrebande et remplir un autre cargo.
Dün akşam söylediklerinizin dışında... ilave etmek istediğiniz bir şey var mı?
On se demandait si vous aviez quelque chose à ajouter à votre déclaration.
- Bu konu hakkında endişeniz olmasın hanımefendi. Bu ilave bilgiler için size müteşekkirim.
Ne vous souciez pas de cela.
Bay Macabee Komünist Partisi üyesi olduğunu doğruladı. Ama üyelikten 5 yıl önce ayrıldığını ilave etti.
Macabee a reconnu avoir été communiste, ajoutant qu'il avait quitté le Parti il y a cinq ans.
Banyo arka tarafta. Burada ilave odalarımız var.
La salle de bains est derrière.
Pirinç ilave ederseniz...
Mélangées au riz, simplement.
Önce biraz sirke, sonra da pirinç ilave edersin.
Au vinaigre d'abord. Et après avec le riz.
Stüdyo filmi bu durumda yetersiz buldu ve ilave sahneler çekerek kurgusunu yeniden düzenledi.
Pensant pouvoir l'améliorer, le studio tourna d'autres scènes et refit le montage.
Ben de şunu ilave etmeliyim ki bağışlamanın ruhuna uygun olarak Chicagolu avukata karşı hiçbir nefret hissetmiyorum.
Pour rester dans cet esprit de pardon, j'ajouterai ceci : je ne ressens aucune animosité envers mon éminent collègue de Chicago.
Ama gitmeden önce şunu da ilave edeyim ki, bu oteldeki bir komiyi sorguya çektiğimde bu dairenin, Rodney Kent adında Amerikalı bir yazar tarafından geçici olarak kiralandığını öğrendim.
Mais laissez-moi ajouter ceci. Un groom de cet hôtel m'a affirmé que cette suite était louée par un romancier américain dénommé Rodney Kent.
Sıkıcı bir vals, berbat çalan bir üçüncü kemancı ve bunları hesaba ilave etmeyi bekleyen bir şef.
La valse triste, le troisième violon qui joue faux, le maître d'hôtel qui a un oeil sur la steppe et l'autre sur l'addition.
Verilecek ilave cezayı daha sonra kararlaştırırız.
Nous allons discuter de nouvelles sanctions plus tard.
Kendisinin söylemeye zamanı yetmediği şeylere ilave yapmak gibi bir amacımız yok.
Nous n'avons pas l'intention d'ajouter ce qu'il n'a pas eu le temps de dire lui même
Yine de hasta ve zayıflar için ilave araba temin edeceğim.
Cependant... je fournirai des chariots pour les malades.
İleride ilave olabilir mi, belki?
Y aura-t-il un petit quelque chose en plus?
Berlin'deki favori barından kibrit kutuları. Daha fazla özgeçmiş, ilave talimatlar, ıvır zıvır. Köpeğinin resmi.
des allumettes de votre bar préféré à Berlin, d'autres effets, des instructions, des broutilles, votre teckel.
Ama Brigadier Blantyre kitapları, ilave olarak konu, yazar ve başlıklarına göre çapraz referansla yeniden düzenleyip listelemek istiyor.
Mais le brigadier Blantyre veut les réarranger et les ficher par sujet également, avec des références aux auteurs et aux titres.
Jelatin ilave etmek.
Le collage à la gélatine.
Kaptan'ın seyir defteri, ilave.
Journal de bord du capitaine, annexe.
Ayrıca ilave 2.500 dolar.
Plus les... 2500 $ supplémentaires.
300 kişi hariç diğerleriniz karargâh bölgenize geri dönün. Size zaman içinde ilave talimatları vereceğiz.
Regagnez vos commissariats, sauf 300 hommes, en attente des instructions.
Yarın için 10 tane daha ilave ediyorum.
.. et je vous en rajoute 1 0 pour demain.
Pranga takıyorlar ve ilave bir kaç yıl. Çektiğin cezayı yaktın evlat.
Avec ces chaînes, tu te cavaleras plus.
Ve buna ilave olarak Baloo... Mowgli başını belaya sokacak insani kabiliyetlere sahip gibi görünüyor. Ve senin etkin, kesinlikle...
Comme les hommes, Mowgli a le don... de s'attirer des ennuis.
- Evet, efendim. - Bir fincan daha ilave edin.
Oui, monsieur.
Eğer tekrar içten gelen dürtü ile McMillan resminize ilave yapmaya kalkarsa...
- Non. Et si je suis encore pris de l'envie d'ajouter la touche McMillan à votre peinture,
Bu nedenle bazı ilave testler yapmak istiyorum.
Je veux donc procéder à d'autres examens.
Kaptan'ın seyir defteri, ilave giriş.
Journal de bord du capitaine, annexe.
İlave olarak şunu da söylemem gerekir ki bunu daha önce de yapmıştım.
Autant te le dire.
İlave porsiyon yok.
Pas de rab.
İlave bir öneri yapabilir miyim Maxine? Neden kumsal çocuklarınla ay ışığında yüzmeye gitmiyorsun?
Pourquoi ne vas-tu pas prendre un bain de minuit, Maxine, avec tes boys?
İlave benzin tankını onardın mı?
Vous avez réparé le 2e réservoir?
Evet, Amerika'da şu an bu model çok moda. İlave olarak bu modeli bir doktor gayet pratik buluyorum
Ça fait fureur aux USA et c'est pratique pour moi.
Bir çift küçük yelkenliyle ilave yakıt taşıyalım.
On mettra le bois dans des canots.
Kaptanın seyir defteri, ilave.
Journal de bord du capitaine, annexe. Nous approchons de notre orbite.
İlave emirlerim olacak. Bundan sonra, mürettebatın kadın elemanları saçları açık görev yapacaklar, omuzlara dökülür şekilde.
A l'avenir, je veux que l'équipage féminin porte les cheveux détachés sur les épaules.
İlave edecek bir şey yok.
Mon rapport est terminé.
İlave! İlave!
Edition spéciale, édition spéciale!