Ilyas translate French
55 parallel translation
Benim adım Ilyas.32.
Je m'appelle Ilyas.
Sen ne yapıyorsun orada?
C'est toi, Ilyas?
Ilyas, Rusça "dövüş benimle" nasıl söylenir?
Ilyas, comment dit-on en russe : "Viens te battre avec moi."
Baurjan ICHPANOV Ilyas KALYMBETOV
Baurjan ICHPANOV Ilyas KALYMBETOV
Rahmetli, tespihçi İlyas Abi'nin asker arkadaşıydı.
Le défunt avait fait son service militaire avec Ilyas.
İlyas Abi şu fotoğraftaki.
Ilyas est sur la photo là.
İlyas evde mi?
Ilyas est là?
- Hoşça kal, İlyas...
- Au revoir, Ilyas...
Adim ilyas.
Qu'est-ce que tu veux? Vous vous trompez.
- soyle? Burada bizi bekleyin!
Korlan, Ilyas...
Yav Ilyas kapatin cenenizi, Yada ben kapatirim.
Taimas, tu es jaloux, c'est tout.
Hey durun!
La ferme, Ilyas, ou je te...
Birseyler degisti.Simdi aramiza Ilyas girdi.
Quelque chose a changé.
Bu ucumuzun burdan ayrilmasi gerek.
Ilyas s'est immiscé entre nous.
- Ilyas!
- Iljas!
Dur! Ilyas!
Iljas, attends!
Polisler Ilyas'ın içki yuvasını basmaya gidiyor.
Les flics vont faire une descente chez llyas.
Morten, o eskilerin Tanrısı, İlyas'ın Tanrısı, sonsuz ve aynısı.
Morten, c'est le Dieu ancien, le Dieu d'Élie, éternel et toujours semblable.
Gelmesi beklenen İlyas odur.
Que celui qui a des oreilles entende!
Kimi İlyas.
Pour les autres, Elie.
Bu adam İlyas'ı çağırıyor.
Il appelle Elie!
Bırak, İlyas gelip onu kurtarsın.
Laisse! On verra si Elie le sauvera!
O, İlyas gibi biri değil.
Il n'est pas comme Elie.
İlyas tam burada cennete yükseldi.
C'est ici même qu'Elie est monté au ciel.
Musa, İlyas, Yeşaya... ağzıma dokunun.
Moïse, Elie, Isaïe, touchez ma bouche,
İlyas'ı ateşten bir arabayla cennetine aldın. Ama benim çarmıha gerilmemi istiyorsun.
Tu as fait monter Elie au ciel dans un char de feu, et à moi, tu me demandes de mourir sur la croix.
İlyas Peygamber Pesah'ta ziyarete geliyor herhalde.
Le prophète Elie viendra à Pâques cette année.
- Ama üç çizburger yaptıktan sonra işin biter. Tabi İlyas peygamberin gelmesini beklemiyorsan.
Le plaisir du début d'une relation.
" Rab, İlyas'ın yalvarışını duydu.
" L'Eternel écouta la voie d'Elie,
Rabbin sözü İlyas'a ulaştı ve dedi ki...
La parole du Seigneur arriva à Elie et Dieu dit : " Mets-toi sur la montagne sacrée
- İlyas.
- Ilyas.
Yehu onlara şöyle dedi ; Kulu Tişbeli İlyas aracılığıyla konuşan Tanrının sözü yerine geldi.
" C'est ce qu'avait déclaré l'Éternel, par son serviteur Elie, le Thischbite, en disant :
Kulu Tişbeli İlyas aracılığıyla konuşan Tanrının sözü yerine geldi.
" Par son serviteur Élie, le Thischbite, en disant :
O zaman Tanrı çölde İlyas Peygamber'e yemek götürmesi için kimi gönderdi?
Qui a porté de la nourriture à Élie sur les ordres de Dieu?
Bu zaaftan faydalanmalıyız, İlyas bey.
Nous devons nous servir de cette faiblesse Sieur Élias.
- Hadi ilyas.
- Cherchez à fond.
Tanrının bir adamı isem Peygamberin İlyas'ı ve elli adamını yardımıma yollar.
Je suis un homme de Dieu, dit Elia, le prophète, au capitaine et à ses 50 hommes...
- Hz. İlyas aşkına biri şuna çay versin!
- Un thé pour le Messie!
Çavuş, hayatının geri kalanında bir İlyas Salman fotoğrafı ile dolaşmaya mecbur kalırsam, hayatımın sonu olur.
Sergent, si je dois me balader avec une photo de Rantanplan pour le reste de l'année, je ne vais jamais en voir la fin.
Sinan İLYAS
- Charlie Gets Trashed / prequel to previous ep. 2x71 /
Sinan İLYAS ( Zeytinbey )
sync et corrections par explosiveskull Tradfo
Çeviri : Sinan İLYAS ( Zeytinbey )
sync et corrections par explosiveskull Tradfo
İlyas Peygamber'in gelişi gibi... onu selamlayanları hesaba katmam lazım.
Je dois considérer les paysans... qui l'acclament comme l'avènement du prophète Élie.
"Tanrı'nın ulu ve görkemli günü gelmeden önce, size İlyas Peygamberi yollayacağım."
"Avant que le jour grand et terrible de l'Éternel arrive... " je vous enverrai le prophète Élie. "
Şimdi diyorum İlyas geldi... bizi Ürdün'ün sularında bağışlanmaya çağırıyor.
Je dis qu'Élie est venu... nous appelant à la rédemption dans les eaux du Jourdain.
Yahya da İlyas gibi geldi.
Comme Élie, Jean est venu.
İlyas gibi konuşan... ve Ürdün'ün sularında günahları uzaklaştıran.
Qui a parlé comme Élie... et a effacé le péché dans les eaux du Jourdain.
Seni İlyas'ın gelişi diye çağırıyorlar.
J'ai entendu dire que tu étais l'avènement d'Élie.
Vücudunu, kutsanmış İlyas'ın öğretileri doğrultusunda Allah'ın şanı için yola getirdin ama biraz olsun bundan fazlası kibir ve terbiyesizlik olur ve ben bunu yasaklıyorum.
Tu as soumis ton corps aux enseignements du saint Elijah, pour la gloire d'Allah. Mais faire plus que cela, c'est auto-glorifiant et immodeste, et je te l'interdis.
İlyas bir mağaraya girdi, ve Tanrının sözü ona bir kibar fısıltı olarak geldi.
Elijah est entré dans une grotte, et la parole du Seigneur lui est parvenue en un doux murmure.
Ve şimdi onu kurtarma bağlıdır görünüyor. İlyas üzerinde Finn benim her zaman güvenilir kardeşi ile çalışıyor.
Et là, son sauvetage dépend de comment Elijah va travailler avec mon tout-sauf-fiable frère, Finn.