Imzalayacağım translate French
380 parallel translation
Pekala, imzalayacağım, ama tek şartla.
D'accord, je signe, mais à une condition.
- Kesinlikle sonra imzalayacağım.
Oui, je signe quand vos troupes se retirent.
- Şunu imzala sonra hissedersin. - Neyi imzalayacağım?
Signez ça, ça ira mieux.
- Ne imzalayacağım?
- Quoi?
İkimiz için de imzalayacağım.
- Je m'en occupe.
Birini "Schuyler Green", diğerini ise "Philip Greenberg" diye imzalayacağım. Dediklerimi anladınız mı?
Une au nom de Green, l'autre au nom de Greenberg.
Hemen dönüp, maaş makbuzunuzu imzalayacağım.
Je reviens pour signer votre fiche de paie.
Nereyi imzalayacağım Doktor Bey?
Où dois-je signer?
"Valerie ve Büyük Evin Çocukları" diye imzalayacağım.
Je signe Valérie et les Enfants de la Grande Maison.
Sizin şartlarınıza göre anlaşmayı imzalayacağım.
Je signerai ce traité à tes conditions.
- Senet imzalayacağım.
- Ma reconnaissance de dette.
Az da olsa bildiğim Mısır gelenekleri bana, Eğer bunu inşa edersem kendi ölüm fermanımı imzalayacağımı söylüyor.
Rien que tu puisses donner. Et je sais que bâtir ton tombeau serait signer ma condamnation. N'est-ce pas?
İstediğiniz üzere imzalayacağım.
Je vais signer.
Ama Dış İşleri Bakanı Uzak Doğu'da, bu yüzden iş bana düşüyor korkarım. Öyleyse Fenwick'e gidip ateşkes imzalayacağım. Kabul mü?
En l'absence du Secrétaire d'Etat... je me rendrai au Fenwick négocier l'armistice.
Her zamanki gibi notlarını imzalayacağımı söyle.
Dis-lui que je paierai, comme d'habitude.
Peki şimdi, nereyi imzalayacağım?
Je te montre.
Bunun imzalayacağım şeyle hiç ilgisi yok.
Ça n'a rien à voir avec ce que je signe.
Bakın, onarım başlayınca imzalayacağım demediniz mi?
à moi dites, vous avez bien dit que vous signerez quand les travaux auront commencé?
Tam buraya. Benim de imzalayacağım yer... "John Henry."
C'est là que je dois signer "John Henry".
20 dolara bunu imzalayacağımı sanmıyorum efendim. Anlıyorum.
Je ne crois pas que je vais signer pour 20 dollars.
- Pekala, imzalayacağım.
Prouve-moi que j'ai tort et signe!
İşte, imzalayacağım. Soyadımı heceleyeyim.
Je vous écris mon nom.
Ve işin ciddiyetini göstermek için, bir antlaşma imzalayacağım.
Pour prouver ma bonne volonté, je signerai un traité.
Kendimi sürükledim ve imzalayacağımı söyledim.
Je me suis traîné. "Je vais signer" leur ai-je dit.
Haftaya sözleşme imzalayacağım, Nicole!
- Bientôt, je signe mon engagement.
Çeki çıkardım, imzalayacağım. Ellerim titriyor. Çünkü korkuyorum.
Je commence à faire le chèque et j'ai les mains qui tremblent... parce que j'ai peur.
Çalışma fişini imzalayacağım.
Je signerai ta fiche.
Boşanmak istiyorum! Ve seninle kocaman, şişkin bir anlaşma imzalayacağım!
J'exige le divorce avec une bonne pension alimentaire!
Hazırlayacağınız salıverme formunu nasıl olursa olsun imzalayacağım.
Rédigez un formulaire de libération et je le signerai.
Bay Simmons, bana nereyi imzalayacağımı gösterirseniz, seve seve yaparım.
M. Simmons, j'en serais ravi, montrez-moi seulement où signer.
Öyleyse, bu fidyeyi imzalayacağım, ama artık son olsun. Kesinlikle sonuncusu!
Alors je paye cette rançon mais c'est la dernière fois, absolument la dernière...
Beni üzemeyecekler. Ama genede onlara cevap yazacağım. Ve mektubu "Mr. President." diye imzalayacağım.
Je ne vais pas m'énerver, mais je vais réécrire et je signerai "M. le Président".
- Üçünü de imzalayacağım mı?
- Je signe les trois? - S'il te plaît.
Bir kalem getireyim. Sizin için imzalayacağım.
Je vais chercher un stylo pour vous le signer.
Nereyi imzalayacağım?
Je signe où?
İfade veya tüm işi kolaylaştıracak ne varsa imzalayacağım.
Je signerai une déclaration, au besoin.
Büyük ihtimalle imzalayacağım.
Je vais probablement le signer.
- İmzalayacağım.
- Je vais signer tout de suite.
İmzalayacağım.
Je vais signer.
Nereyi imzalayacağım?
- Il faut signer où?
- İmzalayacağım. - İmzalamam.
- Je signerai.
Ben belgeyi imzalayacağım, efendim.
Je vais signer ma copie.
İmzalayacağım ölüm belgesinde kalp yetersizliği yazacak.
L'acte de décès que je signerai parlera de crise cardiaque.
- Geri dönmeliyim. - Tamam. İmzalayacağım, ama hepsi o kadar.
D'accord, je signe et puis on s'en va!
İmzalayacağım.
Je signerai.
İmzalayacağım her belgeyi okurum. Bunu bana babam öğretmişti.
Mon père m'a appris à lire avant de signer.
Sahip olduğum her şeyin senin olduğunu bildiren bir kontrat imzalayacağız.
Nous allons signer un contrat par lequel tout ce qui m'appartient est à toi.
Tamam, anlaşma anlaşmadır! İmzalayacağım!
Ok, j'accepte, j'accepte!
İmzalayacağım!
Je signe! Je signe!
- Yarın onunla anlaşma imzalayacağım.
demain.
İstediğin her şeyi imzalayacağım.
Ecoutez.