English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Irkçılık

Irkçılık translate French

171 parallel translation
Irkçılık ve politika konularında anlaşamıyoruz. Keselim bunu. Buraya ait değil.
Je te propose de changer de sujet.
Irkçılık bu!
C'est du racisme!
Irkçılık! İrkçılık!
C'est du racisme!
Irkçılık!
C'est du racisme!
- Irkçılık şakaları yapma.
- Pas de blague avec ça.
Irkçılık, cinsiyet ayrımı, ayrımcılık ve eroine karşıyız.
On est contre le racisme, le sexisme, l'apartheid et l'héroïne.
Irkçılık, yakın akraba evliliği, kız kardeşiyle yatmak burada.
Des tarés qui couchent avec leur soeur.
Irkçılık anlamında siyah olduğumu 16 yaşıma kadar bilmedim.
Je n'avais jamais ressenti de racisme avant d'arriver ici.
Günün haberi : Irkçılık yeniden alevlendi.
A la une, regain de tensions raciales à Williamsburg.
Irkçılık ve gerilim tırmanırken... polis emniyetinde ifade verdikten sonra çıkan... Williamsburg cinayeti zanlılarını... New York'lular ilk kez gördü.
Dans un climat de tension raciale, on a pu voir les suspects des meurtres de Williamsburg, à la suite de leur garde à vue.
Irkçılık hakkındaki fikirlerin gerçekten etkileyici.
Tes vues sur les rapports raciaux sont fascinantes.
Zenciler için hayatın zor olduğunu biliyorum. Irkçılık, işsizlik, aile sorunları çok zor.
Je sais que c'est dur la vie pour les jeunes Noirs, avec le racisme, le chômage, les familles monoparentales...
Irkçılık martavalı okuma bana.
Me sers pas le plan raciste!
Siyahlar "Irkçılık" diye bağırıyor.
Les noirs crient, "Racisme."
Irkçılık konusuna işaret ettiğini nasıl düşündün?
En quoi s'agit-il de racisme?
40'lı yıllar. Irkçılık kötü bir şey olmadan önce.
Pendant les années 40, le racisme était permis.
Irkçılık meselesi soğuyacak ve siz de ölen polisi unutacaksınız.
Donc, côté racisme, vous êtes tranquilles, et ça vous permet de laisser tomber le flic mort. - C'est ça, le fond de l'histoire.
Irkçılık yapacağım soluk benizli Dava et beni
Petit blanc, je crache sur toi
Irkçılık bu işte. - Louis Farrakhan.
- C'était il y a trois ans.
Irkçılık konusunda bir ders olmalı.
Des cours sur l'Apartheid.
Irkçılık veya yabancı düşmanlığına tahammül etmeyeceğiz.
Nous n'allons pas accepter le racisme ou la xénophobie!
Irkçılık.
De l'apartheid.
Irkçılık, açgözlülük, haset.
Le racisme, l'avidité, l'envie.
Irkçılık olabilir mi?
Vous pensez que c'est raciste?
Irkçılık yapmayın, ırkçılık yapmayın!
Soyez pas raciste, Soyez pas raciste!
Irkçılık ve seksizm gibi, tür ayrımcılığı da bir grubun üyelerinin menfaatini korumaya karşın diğer grupların menfaatini kısıtlayacak davranışlar veya önyargılardır.
Comme le racisme ou le sexisme, le terme spécisme est un préjugé ou une opinion en faveur des membres de son espèce et au détriment des membres d'une autre espèce.
Irkçılık yapmakla, gerçekleri konuşmak arasında... fark vardır, şu anda benim yaptığım da bu.
Il y a une différence entre le racisme pur et dur et dire simplement la vérité, ce que je fais en ce moment.
Irkçılık, cinsiyetçilik, kirlilik, çevrenin çöküşü gibi korkular.
Avec des horreurs réelles, le racisme, le sexisme, la pollution, la destruction de l'environnement
- Irkçılık kartını oynuyorsun, öyle mi?
- Vous jouez déjà la carte raciale?
Irkçılık gibi?
Les propos racistes?
Eeee... Irkçılık ayaklanmasına hazırlanıyoruz, değil mi?
Alors... on s'équipe pour la course à l'émeute, hein?
Demek istediğim, binlerce kırsal planlamayla birlikte, Irkçılık ve ekonomik bozulmayı eklersek, çete şiddeti bir gecede çözülmeyecektir. Yani, biliyorsun, o Charlie, anlıyor musun?
Je veux dire, avec des années de mauvais aménagement urbain, de racisme et de dégradation économique, la violence entre gangs ne s'évanouira pas en une nuit.
Irkçılık falan değil.
Ce n'est pas raciste.
Irkçılık suçu mu?
Un crime raciste?
Irkçılık sizi rahatsız etmiyor mu Bayan West?
La haine ne vous dérange pas, Mlle West?
Irkçılık olduğunu söylüyorlardı.
Ils disent qu'il y avait des rumeurs de racisme.
Irkçılık bu.
C'est du racisme.
Biraz üzülmüş de. Irkçılık meselesi yüzünden.
Elle est un peu énervée... à cause du racisme.
- Irkçılık bu.
C'est raciste.
Dediklerini dinle, Pete. Irkçılık yapmak istemiyorum ama o adam bir terörist olabilir.
Écoute-toi parler, Pete, je veux pas que ça sonne raciste, mais ce mec pourrait être un terroriste.
Gücenmedim. Irkçılık beni gücendirir.
Le racisme me choque.
Irkçılık yapıyorsun.
Vous agissez en raciste.
Savaş ahlaksızlıktır. İnsanları fakir bırakmak ahlaksızlıktır Irkçılık ahlaksızlıktır.
La guerre, la pauvreté, le racisme, la brutalité policière, l'oppression, le génocide, l'impérialisme.
İrkçılık bu! - İrkçılık!
C'est du racisme!
İrkçılık bu! Ku Klux Klan!
Comme le Ku Klux Klan!
Irkçılık karşıtları. Durun bakalım anlayabilmiş miyim.
Ai-je bien compris?
Kanıt yok. Tanık yok, tabii yalancılar hariç. Irkçılıkla dolu bir dava.
Pas de preuves, pas de témoins, hormis des menteurs, une ambiance raciste attisée par la police et les procureurs qui connaissaient la vérité et qui l'ont déformée, arrangée et occultée
Evsizlere yemek ve barınak sağlamalıyız. Irkçılığa son verip vatandaşlık haklarını geliştirmeliyiz. Ayrıca kadınlara da eşit haklar tanımalıyız.
Nous devons donner à manger et un toit aux sans-abri, lutter contre la discrimination, promouvoir les droits des citoyens, ainsi que les droits égaux pour les femmes, encourager le retour des valeurs morales traditionnelles.
- Irkçılık mı?
- Oui.
Irkçılığı ortadan kaldıracağını ve büyük çıkış yakalayabileceğini umuyordu.
Il pensait pouvoir abattre les barrières raciales et faire un tube.
Vatanseverlik, Irkçılık, Varlık,
La religion, le patriotisme, la race, la richesse, la classe, et toutes les autres formes arbitraires d'identification séparative, et donc de vanité, ont servi à créer un peuple contrôlé, complètement malléable dans les mains de quelques-uns.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]