Irlandalı translate French
2,158 parallel translation
Evet, sen de İrlandalı.
Et toi t'es irlandais.
Ailesi İrlandalı misyonerlermiş o henüz çok küçükken, Tayland'da hayatlarını kaybetmişler.
Ses parents étaient des missionnaires irlandais... qui sont morts en Thaïlande quand il était très jeune.
Niçin yanınıza İrlandalı kalaycınızı da alıp buraya taşınmıyorsunuz ki?
Allez-y, avec votre vagabond irlandais.
Bu meşgullük birçok şekilde tanımlanabilir. Genellikle anglo-İrlandalı ilişkilerinin geçtiği anlar tarihteki kötü anlar olduğundan bu bir tarihi an olarak tanımlanabilir.
De nombreuses façons, on peut décrire cettre rencontre comme un moment historique, car les rencontres dans les relations anglo-irlandaises se passent généralement mal.
Büyük, İrlandalı bir Katolik aileden geliyorum.
Je viens d'une grande famille catholique irlandaise.
- İrlandalı mı?
- Est-ce que c'est irlandais?
İrlandalı ismi mi?
N'est-ce pas un nom irlandais?
Geçen pazar, siz İngilizler 13 masum İrlandalıyı öldürdünüz.
Dimanche, vous les Anglais avez tué 13 Irlandais.
Ama ünlü İrlandalı misafirperverliğini... ve nezaketinizi gösterseniz?
Mais les Irlandais sont reconnus pour leur hospitalité et leur générosité.
Bazı taşralı, İrlandalı ahmaklar gibi oturmayın.
On ne se contente pas de rester assis comme un plouc irlandais.
- İrlandalı.
- Marshal.
Charlotte'un İrlandalı dadısı ve onun güzellikleri sırf çocukların ilgisini çekmemiş gibiydi.
Les enfants n'étaient pas les seuls à être fascinés par la nounou irlandaise et ses charmants atouts.
O pis İrlandalı için çalışmamı mı bekliyorsun?
Moi, bosser pour cet irlandiche?
sizi Allah'ın belası İrlandalı şerefsizler.
Enfoiré d'Irlandais? !
İrlandalılar böyle yapmaz mı?
- C'est pas écossais?
Çünkü İrlandalı şahin avcılarının arasında büyüdüm.
Je veux dire... Je descends d'une longue lignée de fauconniers irlandais.
Dur bir dakika... İrlandalılar yıIbaşı ya da Hanukkah kutlar mıydı?
Attendez... est-ce que les Irlandais fêtent Noël ou Hanoukka?
Birdenbire İrlandalı Katolikler gibi vicdan yapıp o adamı zerre kadar hayatımıza geri sokmana izin vermeyeceğim.
Je ne vous laisserai pas ramener cet homme dans notre vie pour soulager votre soudaine culpabilité irlandaise.
Ne zamandır buradasın, İrlandalı Jack?
Tu es là depuis quand, Jack d'Irlande.
Bu kadar yeter, İrlandalı Jack.
C'est bien le souci, Jack d'Irlande.
Cüzdanında kaç tane kredi kartı var, İrlandalı Jack?
Combien de cartes bancaires tu as sur toi, Jack d'Irlande?
Ahmak İrlandalı.
M. Jarnack d'Irlande.
Dün konuştuğun İrlandalı çift bugün uğradı.
les Irlandais que vous avez abordés hier..
İrlandalı porno yıldızı olabilir mi?
Irlandais... gai... porno?
Yapacak bir şeyim yoktu. Küçük İrlandalı kafasının içinde bir fikir oluştu, ve karar verdi.
Elle met une idée dans sa petite tête d'Irlandaise et n'en démord pas.
Bana pek İrlandalı gibi gelmediler.
Ils m'ont pas l'air Irlandais.
Chicago'daki İrlandalıların yarısıyla konuştum. Güzel, güçlü bir İrlanda birası alırım.
J'ai parlé à la moitié des irlandais, je mérite bien un breuvage irlandais.
Yani, Chicago'da tonlarca bar var. İrlandalı insanlarla dolu.
Ils sont pleins d'Irlandais.
Büyük, İrlandalı Katolik bir ailede büyüdüm.
J'ai grandi dans une famille irlandaise.
İrlandalı olmalısın, çünkü kesinlikle öyle içiyorsun.
Vous devez être irlandais, vous buvez comme un irlandais.
Yarı İrlandalı, yarı İskoç.
Mi-irlandais, mi-écossais.
Yanlış anlamanı istemiyorum ama İrlandalı gibi durmuyorsun.
Le prenez pas mal, vous avez pas l'air irlandaise.
Yani biz İrlandalıyız, biraz da Polonyalı.
Comme les Irlandais, moitié polonais.
- Bu bir İrlandalı'nın bizim... bütün çalışanların birden içip şiir yazmayı başlayıp...
- et rédigeaient des poèmes déprimants.
Ben İrlandalıyım. " yazan bir tişört giydim.
J'avais un t-shirt : " Embrasse-moi.
İrlandalı, yamadan da önemli hâle gelmişti.
La cause a pris le dessus sur le club.
Evet. Hem Sons'ın hem de İrlandalıların.
Oui, et aussi les Irlandais.
Yolu göstermesi için İrlandalılardan birisini yanıma alacağım.
J'embarque un Irlandais pour me guider. - Je viens.
Sons'ın Belfast'te olduğunu biliyorum ve onların yanlış İrlandalıları kızdırdıklarını düşünmeye başladım.
Je sais que les Sons sont à Belfast et je crains qu'ils aient énervé les mauvais Irlandais.
Bunun İrlandalılarla değil, lanet Meksikalılarla alakası var.
Aucun rapport avec l'Irlandais. Ce sont les Mexicains.
İrlandalılar çocuğum karşılığında, Jimmy'nin Belfast dışına çıkmasını sağladılar.
Les Irlandais ont donné un sauf-conduit à Jimmy en échange de mon fils.
Federaller, İrlandalı kardeşlerin. Seni arayan çok fazla insan var.
Les fédéraux, tes frères irlandais, beaucoup de gens sont après toi.
Putlova, İrlandalı'yı sevmez.
Putlova n'aime pas trop les Irlandais.
İrlandalı şansı var galiba, ha?
C'est la chance de l'Irlandais.
Da, İrlandalı bir korkak büyütmüş galiba.
On dirait qu P'pa a eleve une petite fiotte irlandaise.
İrlandalı eleman sırtından iki kurşun yemiş.
Le jeune Irlandais en a pris 2 dans le dos.
İrlandalı konusunda son durum ne?
Hey, On en est ou avec l'Irlandais?
Evet, siyah İrlandalılar.
- Oui, du noir irlandais.
Bu son seferi İrlandalı için yapacağım.
Je termine l'affaire avec les Irlandais.
İrlandalının peşinden gidecekler.
Ils sont après l'Irlandais.
Bir tanesi, bir Kuzey İrlandalı'nın oğlu.
L'un d'eux est le fils d'un orangiste.