English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Izliyordum

Izliyordum translate French

1,209 parallel translation
Hey dostum, ben onu izliyordum.
Je regardais ça!
Kağıtları açarken onları izliyordum.
J'observais quand les cartes apparaissaient.
Seni uyurken izliyordum.
Je te regardais dormir.
Gün batımını izliyordum.
Je regardais le coucher du soleil
Ben monitörü izliyordum. Tamam mı?
Je regardais l'écran de contrôle, d'accord?
Anlıyor musun, Disney Channel'ı izliyordum ve Jonas Brothers'ın şovu başlamıştı.
On est prêts. On leur foutra une raclée! Les rouges ne nous battront jamais.
Hiç. Köpeği ile top oynayan bir adam vardı. Ben de onları izliyordum.
Je ne sais pas comment ça va être, maintenant, sans toi à la maison.
Ben izliyordum, o çekiniyordu.
J'insistai, elle se désista.
İçeri gir. Dövüş izliyordum.
Je regarde le match de boxe.
Bugün TV izliyordum -
La télé, ouais!
Bu yeri aylardır izliyordum ve içerde bir adamım var.
- Par ce tunnel. L'un de mes hommes se trouve dans le local.
Ateş! Diğer simülasyonu izliyordum ve savaş giderek kötüleşiyor.
Le combat s'intensifie.
Biliyorum, anne. Şimdi onu izliyordum.
oui, maman, je regarde.
Jango Fett adında bir kelle avcısını izliyordum.
J'ai suivi la piste du chasseur de primes Jango Fett.
Ne yapıyordun? Televizyon izliyordum...
J'ai regardé la télé, en couleur.
onları izliyordum... bu birşeyleri gerçekleştirmek için bir şanstı... ve gerçekten farklıydı.
En les voyant ensemble... j'ai réalisé qu'on avait là une chance de faire quelque chose... de vraiment différent.
Bu grubu aylardır izliyordum. Hiç bu kadar yaklaşmamıştım.
Je les observais depuis des mois maisjamaisje n'avais étéaussiprès.
Devamlı seni izliyordum.
Je vous observais tout le temps.
Köpeğimle hokey izliyordum ve bir yandan da... seni anlatıyordum.
Je regardais un match avec mon chien et... je vous décrivais.
Ranger maçını izliyordum.
C'est un match des Rangers.
Arabanın bana yaklaşmasını izliyordum.
Je regardais le taxi qui changeait en s'approchant.
Oradayken seni izliyordum. Daha önce seni bu kadar seksi görmemiştim.
Je te regardais tout à l'heure.
Seni izliyordum.
Je vous ai observée.
Havai fişek gösterisini izliyordum... Bir kaç serseri arkadan saldırdı.
Je regardais le feu d'artifice, on a pris mon Walkman et mon sac.
Hayır. Seni izliyordum.
Si, je t'ai vu.
Biliyor musun seni niye orada bu kadar yakından izliyordum ne yaptığını bu kadar iyi bilmeme rağmen?
Est-ce que tu sais pourquoi je t'ai observé... au point de remarquer ta retenue?
Seni izliyordum.
Je vous ai observé.
Jennifer, geçen 14 ay boyunca, seni izliyordum.
Depuis 1 4 mois, je t'ai observée.
Torunum olan güzel ve başarılı bir kızı izliyordum.
Je regardais une jeune fille belle et accomplie... qui se trouvait être ma petite-fille.
- Basın locasında maçı izliyordum. - Evet.
Je regardais le match dans le box de presse...
Geçen gün pizza evinde onu izliyordum.
Je la regardais l'autre jour, à la pizzeria.
Onları izliyordum.
- Je les regardais.
Hard Copy'i izliyordum, ve beni buldukları zaman sonsuza kadar kötü tv programları izleyen ölü kız olarak kalacağımı sandım.
- Je regardais "Hard Copy". Je me suis dit que je serais à jamais la morte qui regardait des trucs nuls à la télé.
Marge'ı yatağa atmak için izliyordum o filmleri.
Je ne les ai vus que pour coucher avec Marge. P.S. :
Belgesel izliyordum Stone Philips keskin dönüş yaptığında ciplerin daima ters döndüğünü ve benzin deposunun patladığını söylemişti.
Je regardais l'émission Dateline où Stone Philips disait que les 4X4 faisaient facilement des tonneaux et que le réservoir explosait immédiatement.
Beyler, biliyor musunuz, bir keresinde bir tavşanı izliyordum, kahverengi bir şey- -
Vous savez quoi? Une fois, je regardais un petit lapin, un lapin marron... Il perd le ballon!
Beyler, biliyor musunuz, bir keresinde bir tavşanı izliyordum, kahverengi bir şey- -
Vous savez quoi? Une fois, je regardais un petit lapin, un lapin marron... { y : bi } Il perd le ballon!
Söylemeye çalıştığım, talimatları izliyordum.
Inutile de dire que j'ai suivi les instructions.
Hyde seni izliyordum da, başarısızlk üstüne başarısızlık...
Hyde, tu te ramasses à tous les coups.
Arkama yaslanmış izliyordum.
J'ai regardé sans rien faire.
Seni izliyordum.
- Je t'observais.
- Evet, onu izliyordum.
- Oui, t'as éteint la TV!
- Tabii ki de izliyordum. - Annem bırakmıştı. Çoluk çocuk dolu derdi.
- Ma mère, elle trouve qu'on y voit que des jeunots.
Ben onun faaliyetlerini izliyordum.
Je suis ses activités depuis longtemps.
Onu suyun altında tutmuş hayatının kayışını izliyordum.
de la maintenir sous l'eau... et la regarder glisser vers la mort.
Seni izliyordum.
Je vous observais.
Geçen gece televizyon izliyordum.
L'autre soir, je regardais la télé.
Televizyonda onları izliyordum Ekranlara çıkacağımı hayal Etmezdim
Manav est là.
- Dün akşamdan beri seni izliyordum.
- A la trace.
İzliyordum.
J'ai tout vu.
Televizyon izliyordum.
Je regardais la télé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]