English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Içiyor

Içiyor translate French

2,253 parallel translation
Tatlım, herkes ot içiyor.
Mais chérie, tout le monde fume.
Kim ne içiyor?
Oui prend quoi'?
- Bu cuma bir şeyler içiyor muyuz?
- Liv, on va boire un pot vendredi?
- Hala içiyor musunuz?
Vous fumez encore?
- İçki içiyor muydu?
- Non. - Elle avait bu?
- İçki içiyor muydu? - Yo, bu aralar içki içemezdi.
- Non, elle n'aurait pas pu.
Kanada'dan özel ilaçlar içiyor.
Il reçoit des médicaments du Canada.
Yani, esrar içiyor musun?
Je voulais dire : est-ce que tu fumes de la mari?
Ne oldu? Aslında oğlak bütün sütleri içiyor.
Le veau a bu tout le lait
Chugs, annen? Sigara içiyor.
Chugs, ta mère est bandante.
- Herkes içiyor mu?
- Pour tout le monde?
Paul Anka da bundan içiyor.
Paul Anka en boit.
Kamış yok. Bundan sonra herkes içeceğini kutusundan içiyor.
Tout le monde boit au goulot désormais.
Ama hala sigara içiyor.
Mais elle fume toujours.
Son zamanlarda içiyor musun?
Avez-vous bu dernièrement?
Oliver'ın Luke'un evinde uyuyamamasının sebebi arkadaşlarını davet ediyor ve gece yarısından sonraya kadar arkadaşlarıyla kart oynayıp içki içiyor.
Si Oliver n'arrive pas à dormir chez Luke, c'est parce que Luke invite ses amis à rester après minuit, pour jouer aux cartes et se saouler.
Echo'dan arkadaşlarla içiyor olmalıyım.
Je devais boire un verre avec les gars d'Echo.
Kan tahlilinde ayrıntılar çıkar, ama seçtiği zehirler neyse bunları aşırı miktarda içiyor, tüttürüyor, iğneyle alıyormuş.
L'analyse toxicologique en dira plus, mais on peut aisément avancer que, quels que furent ses poisons, de prédilection, il fumait, buvait et se piquait. Tout était pris en excès.
Hâlâ kahve içiyor musun?
Tu bois toujours du café?
Çardakta kahve içiyor.
Sur la terrasse de l'hôtel, il prend un café à la table du centre.
Eğer hala içiyor olsaydın, nerede olacağına dair hiçbir fikrim olmazdı.
Si tu buvais encore, je ne t'aurais jamais retrouver.
Önü ilikli ceketler giyiyor olmam, kırmızı et yiyor yada arasıra sigara içiyor olmamda yetmiyor.
Je mange de la viande rouge et je fume parfois un cigare, mais ça ne suffit pas.
Evet, ilk geldiğinizde hasır koltuklarda oturup, margarita içiyor, çiçekleri izliyorduk.
Au début, on buvait des margaritas en admirant les fleurs.
Ben de senin gibi votka içiyor olsaydım, sakin olabilirdim.
Je serais calme, moi aussi, noyé dans la vodka! Tu sais quoi?
Ignacio Suarez nar suyu içiyor.
Il détestait ça avant. Elena, vous êtes un vrai miracle.
Oğlunuz sigara içiyor mu?
- Votre fils fume?
Sigara içiyor musun?
- Tu fumes?
Evime gelen misafirin zoruma giden davranışı yemeğimi yiyor paramı harcıyor sütümü içiyor ama kendi tereyağı söz konusu olunca kendi tostuna saklıyor.
Ce qui m'ennuie, c'est que mes hôtes.. .. avec qui je partage ma nourriture.. .. mon salaire..
Bira içiyor olmasaydım şaraptan alırdım.
J'aurais pris du vin si je ne buvais pas de bière.
Onu kim içiyor sanıyorsun?
- Qui d'autre boirait ça, à ton avis?
Tıraş olmaya başladı. Bira bile içiyor.
Il a déjà réussi à acheter de la bière!
- Yine içiyor.
- Ce crétin a encore bu.
Bu şişeyi ikimiz içiyor olmamalıydık aslında.
On devrait pas la boire cette bouteille.
çünkü Donna'yı öldüren adam Dışarıda kocasıyla bira içiyor.
Parce que celui qui a tué Donna est là à partager une bière avec son mari.
Kendi bokunu mu içiyor?
Il fume sa propre merde?
Babam salonda ot içiyor 13 yaşındaki müstakbel eniştem beni kesti.
Alors, papa fume de l'herbe dans le salon et mon beau-frère de 13 ans vient de me reluquer.
O kadınla çay içiyor.
Il boit du thé avec cette femme.
İlaçlardan bahsetmişken. Oda arkadaşın sigara içiyor mu?
À ce propos, votre voisine de chambre a-t-elle fumé?
Ve siz gerçekten birbirinizin kanını içiyor musunuz?
Vous buvez vraiment le sang de l'autre?
Babam koltugunda oturuyordu Içiyor ve televizyona bagiriyordu.
Mon père était assis sur son fauteuil à boire et crier devant la télé.
Şarabı içiyor...
Il boit du vin...
Aşçı öldüğünden beri, Bay Jimmy hep arkada çalışıyor şarabını içiyor, opera dinliyor, et doğruyor.
Depuis la mort du chef, M. Jimmy reste en cuisine, il boit son vin, écoute son opéra et coupe sa viande.
- Horace ne zamandır içiyor?
- Ça fait longtemps que Horace boit?
Hâlâ o berbat şeyleri içiyor musun?
Ozz, tu continues à fumer ces trucs?
Evet, anneside sigara içiyor, ama önemli olan bu değil.
Et sa mère fume.
Onlara iki tane daha içiyor. - veya. - veya.
La même chose!
İçiyor muydun?
Tu as bu?
- İçiyor muydu?
- Qu'est-ce qu'il boit?
Henry çok fazla ot içiyor.
Henry fume beaucoup d'herbe.
Lanet kanı içiyor, Bu tamamen gerçek üstü.
C'est complètement surréaliste.
Nerede ve ne zaman içiyor?
Où et quand est-ce qu'il fume?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]