English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ J ] / Jambonlu

Jambonlu translate French

236 parallel translation
Ona jambonlu yumurta olup olmadığını sor.
Demande des œufs au bacon.
Jambonlu yumurta yerine ne gelecek merak ediyorum.
Je me demande ce qu'on va avoir à la place des œufs au bacon?
Jambonlu yumurta yapamıyordu. Hep, Çin usulü bir şeyler hazırlıyordu.
Il ne connaissait que la cuisine chinoise.
Meyve, yulaf ezmesi, pastırmalı yumurta, sosis, tost, jambonlu yumurta,..... sosisli yumurta, tost ve jambon...
Fruits, céréales, bacon et œufs, œufs et saucisses, saucisses et petits gâteaux, gâteaux et jambon, jambon et œufs, œufs et bacon, bacon...
Bir gün, para seni bulduğunda... aç birine jambonlu yumurta ısmarlarsın ve ödeşmiş oluruz.
Un jour, vous offrirez des œufs à un affamé, et nous serons quittes.
- Gerçekten. O zaman seni ısırmadan bana jambonlu yumurta al.
Payez-moi des œufs, ou je mords.
Tek ihtiyacım jambonlu yumurta.
Je veux juste du jambon et des œufs.
Bu sabah jambonlu yumurta yemeye bir Alman pilot geldi.
J'ai invité un pilote allemand à manger du jambon et des œufs.
Size çeşitli sandviçler verebilirim. Pastırmalı ya da jambonlu yumurta, ciğer, biftek...
Sandwiches, œufs au bacon, bifteck...
- Size jambonlu yumurta, pastırmalı yumurta...
Je peux vous donner des œufs au bacon.
Jambonlu?
Jambon?
- Sandviç, jambonlu salata, yumurtalı salata.
- Des sandwiches. - Café, s'il vous plaît.
- Kahve? Jambonlu salata, yumurta, sadece bunlar var. Demin geçen ekspres her şeyi silip süpürdü.
Jambon-salade ou œufs-salade, c'est tout ce qui reste.
Sandviç, jambonlu salata, yumurtalı salata elimizde sadece bunlar var.
Des sandwiches, c'est tout. - Juste du café.
- İki olsun. Jambonlu salata, yumurtalı salata sadece bunlar var.
Jambon-salade, œufs-salade.
- Bir jambonlu sandviç ha, Bay - - Martin.
Un sandwich au jambon, monsieur...
- Jambonlu mu?
Une omelette?
Rozbifli ve jambonlu peynirli sandviçlerimiz var.
Sandwich au rosbif ou croque-monsieur?
Ben jambonlu sandviç ve bira alacağım.
Merci, un sandwich au jambon et une bière.
Tavada jambonlu yumurta kaç para?
C'est combien, un oeuf plat-jambon?
Jambonlu yumurtalı tosta güzel bir 15 milyon çalışır.
Ça va vous coûter cher... 15 millions de yens.
Nerede sakladığınızı bize söyleyene kadar, jambonlu yumurta yok.
Dites-nous où ils sont et vous pourrez manger.
Gidip jambonlu sandviç alacağım.
Je vais aller chercher des sandwiches.
Peçeteleri, kül tablaları, jambonlu marullu domatesli sandviçleriyle hepimizi deliye çeviriyordu.
Il nous rendait dingues avec ses serviettes, ses cendriers, ses sandwiches.
Konserve jambon, yumurta, sosis ve az jambonlu konserve jambonu.
Il y a le Spam, œufs, saucisses et Spam, qui n'a pas trop de Spam.
- Jambonlu sandviç...
- Un sandwich au jambon...
Jambonlu yumurta ya da çorba ısıtayım.
Un sandwich sera parfait.
- Evet, jambonlu yumurta.
- Au jambon.
Jambonlu yumurta. Yumurtalar nasıl pişsin?
Les œufs, comment?
Jambonlu, teşekkürler.
Jambon, fromage, tomate?
Jambonlu sandviç yapabilir misin?
- Oui?
Jambonlu yumurta.
Viens au soleil.
Şimdi, hangisinden almak istersiniz, Bay Phelps, jambonlu yumurta, veya size yardımcı olayım? Teşekkür ederim.
J'ai une petite migraine et la fraîcheur de cette pièce me soulage, merci Joseph.
Jambonlu yumurta ister misiniz?
Vous voulez une saucisse-jambon-oeuf?
Jambonlu sandviçler ve samanla.
Vous jeter de l'eau froide au visage serait mieux.
Konserve et, jambonlu bezelye püresi, papalina.
Conserve de bœuf, bacon avec des pois, du pudding... et sardines.
- Atıştırmalık bir şey ister misiniz? - Bana jambonlu sandviç alsana.
- J'vais chercher des casse-dales.
Yediğim en iyi jambonlu spagetti bu.
C'est les meilleurs spaghettis carbonara de ma vie.
- Jambonlu-peynirli sandviçe ne dersin?
- Un jambon fromage plutôt?
Her kasabada, her zaman, mikrodalga fırına jambonlu peynir atıp turbo köpeklere afiyetle yediriyorlardı.
N'importe où, n'importe quand, je peux faire un croque au micro-ondes ou bouffer un Turbo-dog. Ça m'empêche de disjoncter.
Shirley, ona jambonlu bir sandviç ver.
shirley, un sandwich de corned beef.
Ona jambonlu yumurta ver.
Donnez-lui des œufs.
Ona jambonlu yumurta ver.
Deux œufs.
- Jambonlu yumurta aldın.
Vous lui avez payé des œufs.
- Jambonlu yumurta alacağım. Bana da pastırmalı yumurta.
Ça me va.
- Günaydın. Jambonlu yumurta, kahve.
Œufs et café!
- Bir jambonlu sandviç alayım.
- Café?
Bana gereken tek belge, pişirdiği jambonlu omletin tadı! Sen de kendince eleştirebilirsin.
Jugez par vous-mêmes.
Jambonlu yumurta!
Du jambon et des oeufs!
Jambonlu ve peynirli ver de... Ne bakıyorsunuz öyle?
Qu'est-ce que vous regardez?
Bana bir jambonlu sandviç ver.
- Courons vite les voir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]