Jan translate French
1,538 parallel translation
Jan asla sorun çıkartmaz.
Jan est très bien.
Jule, ben Jan'ı 15 yıldır tanıyorum.
Jule, je connais Jan depuis 15 ans.
- Jan, lütfen... Moralimi bozma.
- Jan, s'il te plaît, je ne veux pas me gâcher la journée avec ça.
Jan, yemek harikaydı.
Jan, c'était délicieux.
Jan, kahretsin!
Jan, merde!
Jan, şu havuza bak.
Jan, mate la piscine!
Haydi, Jan. Daha aykırı şeyler yapalım.
Allez Jan, faisons quelque chose d'extrême.
Jan, çabuk gidelim!
Jan, on y va!
Jan, şunu gördün mü?
Jan, tu l'as vue, elle?
Jan'la başımız belada.
Jan et moi sommes dans la merde.
Yavaş yavaş oldu. Sen de biliyorsun bunu.
Ça vient lentement Jan, graduellement.
Bak, hiçbir şey için değil, Jan, ama bu takoz ile kardeşim arasında, departmandaki adamdan daha iyi bir iş çıkarıyorsun.
Franchement, Jan, entre ce crétin et mon frère, tu pouvais trouver un juste milieu.
Jan, bir dakika senle görüşebilir miyim?
Jan, je peux te parler?
- Jan ve Barb sevgilerini gönderdiler.
- Jan et Barb te disent bonjour.
Patlıcan güzel olmuş Jan.
Elle est bonne ton aubergine.
Önce sen can yaktın Jan.
C'était en dessous de la ceinture, et c'est toi qui as commencé.
Jan, gerekeni yapar mısın?
Jane, à votre tour.
Pazar yemeği geleneğini sürdürmen harika Jan hala.
C'est sympa de continuer la tradition du repas du dimanche.
Jan ve çocuklara bakabilmek için...
- Faut que je nourrise Janice et les gosses.
Hey, Jan.
Salut, Jan'. Julio, aide pour les sodas.
Jan, bir saniye gelir misin?
Tu peux passer dans mon bureau? Ce serait bien.
Jan'ın 500 dolar eden bir arabası vardı.
La voiture de Jan valait pas un clou.
Jan çok iyi düzüşürdü.
Jan était un super coup.
Bu yeni yaşamım Jan ile uyuşmadı.
Cette nouvelle vie ne convenait pas à Jan.
Evde oturuyordum ve bu Jan'in de hoşuna gidiyordu.
Je traînais, ça convenait à Jan.
Jan, otur.
Assieds-toi. Je reste debout.
Bir gece eve geldiğimde Jan yanıma taşınmıştı.
Enfoiré. Un soir, je suis rentré, elle s'était installée chez moi.
Bir hafta sonra Jan taşındı ve zengin bir herifle yaşamaya başladı.
Une semaine plus tard, Jan s'est fait la malle avec un richard.
Komutan Jan Hansen, Copenhagen, Birinci Bölgeden.
Commandant Jan Hansen, commissariat central, Copenhague.
Joost'u alın.
Prenez Jobst et Jan.
Bunlar, sanık Jang In-jae'nin örgütünün ayrıntılı bilgileridir.
Ce sont les données de cotisation de la société de l'accusé, Jan In-jae.
Örgütün Estonya'daki Chillignost Kimya Laboratuvarı'nın yöneticisi Jan Vorich'le görüşeceğini öğrendik.
On a intercepté une communication sur une rencontre prévue entre le CRF et un administrateur du "Shilanost chemical labs" en Estonie... Jan Vorich.
Bu Sabina. Bu Gregor, şu da Jan.
Voici Sabina, et Gregor, et Jan là bas.
Ya benimle içersin ya da Jan'ın kurşunlarını yersin. Seçim senin.
Tu bois avec moi, ou tu échanges des balles avec Jan.
Sarhoş olmak da yok Jen.
Et pas question d'être saoule non plus, Jan.
- Ben Jan. Amanda kovuldu.
- Moi c'est Jan. Amanda a été virée.
- Jan, nerede O? - Üzgünüm.
Jan, où est elle?
Ja...
Jan... Aah!
Seni Jen aradı.
Jan a appelé.
Jan Levinson'ın ofisi buyrun.
- Ok. - Bureau de Jan Levinson.
Jan olabildiğince çabuk istiyor ismi Michael.
Jan veut un nom dès que possible, Michael.
Jan'i ara ve eski günlerdeki gibi bununla savaş.
Appelons Jan et faisons face ensemble comme au bon vieux temps.
Hangi sağlık planına karar verdin? En iyisini yapacağım, Jan.
Donc, quelle mutuelle santé avez-vous choisi?
Akupunkturu, terapi masajını falan kapsayan, bir tane seçeceğim.
La meilleure Jan. Celle avec l'acupuncture, le massage thérapeutique...
Ben Dwight Schrute, Jan Levenson-Gould'u aramıştım.
Ici Dwight Schrute, j'aimerais parler à Jan Levinson Gould.
- Ben Jan. - Merhaba.
C'est elle même.
Keşke düzeltmek için zamanım olsaydı, ama Jan saat beşte istiyor.
J'aimerais avoir le temps de la changer mais... Jan en a besoin pour 17h et...
Jan, lütfen.
Jan, s'il te plaît.
- Neyi ima ediyorsun, Jan?
- Tu insinues...
Sonra Jan ile tanıştım...
Et j'ai rencontré Jan.
Jan'i aramaya karar verdim.
J'ai décidé de chercher Jan.