English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ J ] / Jennsen

Jennsen translate French

42 parallel translation
Selam Jennsen.
Salut Jensen.
Umarım beni anneni öldürmek zorunda bırakmazsın, Jennsen.
J'espère vraiment que je tu ne m'obligeras pas à tuer ta mère, Jensen.
Beni affet, Jennsen.
Pardonne moi Jensen...
İzninle Jennsen, normallikten ne kadar uzak olduğunu sana gösteren ben olayım.
Permet-moi Jensen, d'être la première a te montrer comme tu es très loin d'être ordinaire.
Sen çok özel birisin, Jennsen. Şimdi kutuyu bana getir.
Tu es une fille très spéciale Jensen, maintenant donne-moi la boîte.
Hayır, seni bırakamam Jennsen.
Oh, non, je ne peux pas te laisser partir Jensen.
Onlara bak, Jennsen.
Regarde-les Jensen.
Bir düşün, Jennsen.
Demandes-toi, Jensen...
Seni hafife almışım, Jennsen.
Je t'ai sous estimée Jensen.
Kendin hakkında öğrenmen gereken çok şey var, Jennsen.
Tu as beaucoup de chose à apprendre sur toi Jensen.
Bu intihar etmek demek fakat kutuyu bana verirsen ben de Jennsen için bir hazine haritası çizerim. Sen haritayı çizeceksin, Jennsen iki kutuyu da bize getirdikten sonra sana üçüncüyü vereceğiz. Hayır.
Bien, c'est du suicide, mais si tu me donnes la boîte, je dessinerai une carte au trésor pour Jensen.
Elinde Jennsen'in annesi var.
Parce que tu as la mère de Jensen.
Siz ikiniz kalıp, kutuyu koruyun Jennsen ile ben de Saray'a gideceğiz.
Vous deux, vous restez ici pour protéger la boîte. Jensen et moi allons au Palais.
Taralynn'ın yasını tutup, Jennsen ve kutuyu da alarak buradan mümkün olduğunca uzağa gideceğiz.
Nous pleurerons Taralynn, nous emmènerons Jensen et la boîte aussi loin que possible.
Jennsen, tatlım, 23 yıl boyunca annenin kaybının acısına dayanabilmek için, içimde bir duvar ördüm şimdi seninle birlikte o duvar yıkılıyor bir torunum daha olduğunu yeni öğrendim ve onu da kaybetmeye dayanamam.
Jensen, ma chère, durant 23 ans, J'ai essayé de construire des murs autour de la douleur de la perte ta mère. Et maintenant, avec toi, tout ces murs s'effondrent.
Jennsen, yapma!
Jensen, non.
Bizimle gelemezsin, Jennsen. Bu çok tehlikeli.
Tu ne peux pas venir avec nous Jensen, c'est trop dangereux.
Jennsen ne tür davalarda çalıştı?
Elle ne devait même pas voler.
Çünkü Cessna 177'nin yakıt tankı en fazla dört saatlik yakıt alır. Ajan Jennsen, uçak havalanmadan çok daha önce ölmüş. Öyleyse uçağı o kullanmıyordu.
Le réservoir du 177 ne permet que quatre heures de vol.
Jennsen'ın dava dosyalarını tarıyordum. Tıpkı Morrison'ın söylediği gibi.
J'ai étudié les dossiers de Jennsen.
- Jennsen'ın defterini aldın mı?
Bien reçu.
Son sayfaları yırtılmış. - Jennsen bunu asla yapmaz.
Les deux dernières pages sont arrachées.
- Neden?
- C'est pas Jennsen.
İşte Ajan Jennsen'ın fotoğraf makinasındakiler.
Voyons ce que contient l'appareil photo de Jennsen.
Jennsen, neden böyle birini takip eder ki?
Pourquoi Jennsen le suivait?
Jennsen'ın onu niye izlediğini öğrenmeliyiz. - Evet. - Tamam.
Je veux savoir pourquoi Jennsen le suivait.
Bay Miller, Ajan Jennsen hakkında birkaç soru sormak istiyoruz.
on a des questions sur l'agent Jennsen.
Jennsen tıbbı marijuana satan böyle bir yeri neden araştırdığına dair bir şey söyledi mi?
L'agent Jennsen vous a dit pourquoi elle enquêtait sur cette boutique?
Sanırım sırf benim gibilere değil herkese satış yapıldığını düşünüyordu.
L'agent Jennsen pensait sans doute qu'ils vendaient à n'importe qui. Pas qu'aux détendeurs de carte comme moi.
Ajan Jenssen'ın katilini belirlediğime kesinlikle eminim.
J'ai identifié le tueur de l'agent Jennsen.
Bu balık, otuz kişiyi öldürebilecek kadar zehirlidir. Böyle bir balıktan sağılan zehir Ajan Jennsen tarafından sindirilmiş. Genelde sıcak bir içeceğe karıştırılır sertliği kahve ya da çay gibidir.
Un petit poisson-ballon comme celui-là peut tuer 30 personnes. et ce poison a été ingéré oralement par l'agent Jennsen. un café ou un thé.
Eve girdim çünkü Bayan Jennsen için muhbirlik yapıyordum.
Je vais aller droit au but. J'ai pénétré chez elle parce que j'étais son informateur.
Katil, tüm bu zahmete Jennsen'ın ölümüne kaza süsü vermek için mi girdi? Eğer doktoru kaçıran aradığımız katilse neden aniden bu kadar dikkatsizleşti?
Notre tueur fait tout pour que la mort de Jennsen semble accidentelle. pourquoi devient-il négligent?
O nerede? Kahrolası ilaçlarını aldığım sürece iyileşeceğimi söylüyordu. Ajan Jennsen, onu araştırmaya başlayınca doktoru arayacağımız için onu öldürdün.
Où est-il? que je serais guéri si je prenais ses pilules. vous l'avez tuée pour pas qu'il ferme?
Böyle olmasını hiç istemedim. Jennsen'ı klinikten uzak tutmaya çalıştım ama umursamadı.
Je n'ai jamais voulu ça. mais elle s'en fichait.
Hayvan kaçakçılığını durdurmak istiyordu. - Hiç vazgeçmedi. - Eğer Ajan Jennsen'ı öldürdükten sonra pişman olsaydın cinayeti itiraf ederdin.
Elle voulait à tout prix arrêter le braconnage. dites-nous où est le Dr Yang.
Jennsen, hayır.
Jensen, non.
Jennsen ile oynuyor.
Il joue chez Jensen.
Monica Jennsen 28 yaşında.
28 ans.
Ajan Jennsen'ın dönmesini bekliyor.
Il attend que Jennsen rentre.
Ajan Jennsen ile nasıl tanıştınız?
Comment l'avez-vous connue?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]