Jürinin translate French
908 parallel translation
Jürinin değerleri üyeleri.
Mesdames et Messieurs les jurés,
Sizler, jürinin bay ve bayan üyeleri, zanlının tutum ve davranışlarını gözlemleyebildiniz.
Mesdames et Messieurs les jurés, vous avez pu observer l'accusée.
Jürinin değerli üyeleri, kararınızı verdiniz mi?
Mesdames et Messieurs les jurés, avez-vous rendu votre verdict?
Bu nedenle, sizi bilgilendiriyorum, sayın jüri üyeleri Peter Blood itiraf ettiğine göre kralımıza karşı bir vatan hainine yardım ve yataklık etmekten jürinin ve mahkemenin kararınca itiraf ettiği üzere, vatan hainliğinden ötürü asılmalıdır.
Aussi, messieurs les membres du jury, Peter Blood ayant admis avoir secouru un traître, jugez-le coupable. Qu'il soit pendu pour la haute trahison dont il est coupable!
Jürinin saygıdeğer üyeleri bu, sadece bir hırsızlık sorgusu değil.
Messieurs du jury... ce n'est pas simplement question de vol.
Jürinin sayın üyeleri, bugün burada yargılanan Amerikan demokrasisi ve onun kanunlar karşısında herkesin eşit olduğunu vurgulayan tarafsızlık ilkesidir.
La Démocratie américaine et sa Justice, garante des droits individuels, sont aujourd'hui en procès!
Sayın yargıç, jürinin değerli üyeleri buradaki sanıkların savunma avukatı olarak müvekkillerimin, sayın bölge savcımızın düşündüğünün aksine, devlete ve onun herhangi bir görüşüne ihanetten yargılanmadıklarına işaret etmeliyim.
Comme avocat de la défense, je dois faire observer à la cour et aux jurés que mes clients ne sont pas jugés pour trahison d'une idéologie, comme notre estimé procureur le croit.
Sayın Yargıç, jürinin değerli üyeleri, Strand vatandaşı bu kişileri kendi yeminleriyle tanrının huzurunda doğruyu yalnızca doğruyu söylemelerinden başka bir nedenden ötürü tanık kürsüsüne oturtmadım, yalan söyledikleri için Tanrı yardımcıları olsun!
Et si j'ai fait venir ces témoins à la barre, votre Honneur, Mesdames et Messieurs les jurés, c'était pour montrer que, sous la foi de leur serment à dire toute et rien que la vérité, ils ont menti!
Jürinin değerli üyeleri gerçekliği kesin ise bu davada delil olarak dikkate alınması gereken bir nesne bana ulaşmış durumda.
Mesdames et Messieurs les jurés, j'ai reçu un objet qui, s'il est authentique, est la preuve irréfutable que nous attendions.
Hakim ve jürinin karşısında ne gibi bir şansın olabilir ki?
Vous n'avez aucune chance...
Bu önemli anda, adaleti temsil eden mahkemenin huzurunda siz baylar, jürinin karşısında Fransa'nın huzurunda, bütün dünyanın huzurunda yemin ederim ki Dreyfus masumdur.
En ce moment solennel, devant ce tribunal, qui représente la justice humaine, devant vous, Messieurs les jurés, devant la France et le monde entier, je jure que Dreyfus est innocent!
Sýrf sabýkasýna bakarak bir adamý mahkum eden jürinin sözünü... kabul eder miyim sanýyorsun?
Devrais-je suivre un jury qui condamne un homme pour ses antécédents?
Onu asan jürinin tamamının ölmesi tuhaf.
Tous les membres du jury qui l'a pendu sont morts.
Benim korktuğum şey jürinin seni tanımaması.
J'ai plutôt peur que les jurés ne vous connaissent pas.
Müsaadenizle söz alabilir miyim. Jürinin bu üzücü hezeyanlara... daha fazla maruz kalmaması adına iddia makamı sorusunu geri çekmiş ve tanığı muaf tutmuştur.
M. Le juge, afin d'épargner au jury ce genre de mélodrames, l'accusation retire cette question et autorise le témoin à s'en aller.
Daha biraz önce Robert'a, senin beraatinden emin olduğumu söyledim. Bunu, sadece onu neşelendirmek için söylemedim. Jürinin yerini terk edeceğine inanmıyorum.
Je viens de dire à Robert que le jury vous acquitterait à l'unanimité.
Evet, öyle. Fakat bilirsin Bob, eğer Hammond senin evine davetle geldiyse bu, jürinin kafasındaki pek çok şeyi değiştirebilir.
Oui, mais il se pourrait que le jury soit défavorablement impressionné.
Git jürinin kararını getir. Şu işi bitirelim.
Pressez les juges qu'on en finisse.
Jürinin Ruth'u suçsuz bulması sadece 10 dakikalarını aldı.
Les jurés ont reconnu l'innocence de Ruth en dix minutes.
Resim yapamadığınız şeklinde ifade vererek jürinin tüm işlerini bozdunuz Bay Cross.
Vous avez condamné Johnny en disant que vous ne peigniez pas.
O boşboğazlığıyla, jürinin işini Johnny'den başka kimse bozamazdı.
Personne n'a condamné Johnny si ce n'est lui-même.
Başarıya ulaşıp, ulaşmayacağı jürinin kararına bağlıdır.
C'est au jury d'en juger la validité.
Jürinin pek çok ırk, inanç ve ulustan seçildiğini görüyorum.
Ses membres sont de diverses origines.
Sisteme karşı bireysel haklar için yalvaracağımdan, bu jürinin, davamın lehine taraflı olacağını bildiğimi, bunu umut ettiğimi inkar edemem.
Je suis certain que ce jury me sera favorable parce que je défends la liberté individuelle contre le système.
Dünyadaki herhangi bir jürinin ülkesine hizmet için hayatının en güzel yıllarını veren birini mahkum edeceğini düşünmüyorsun, değil mi?
Aucun jury au monde ne condamnerait un garçon qui a donné ses meilleures années pour servir son pays.
- Jürinin yarısı senin gibi. - Ama bunu yapmaya cesaret edemiyorlar.
- Ils aimeraient faire comme toi.
- Jürinin sağı solu belli olmaz.
On ne peut jamais prévoir.
Bu yakın zamanda, jürinin ve mahkemenin dürüstlüğüne dil mi uzatıyorsunuz?
Après tant d'années, vous contestez... l'intégrité du jury et du tribunal?
"Jerinin" sayın üyeleri... yani, jürinin sayın üyeleri demek istedim. Buradaki gösterilerin birçoğu beni oldukça eğlendirmekle beraber... hatırlatmak isterim ki davayla hiç bir ilgisi yoktur.
Mesdames et messieurs les jembres du Mury les membres du Jury... j'ai beaucoup apprécié... le spectacle présenté... mais il n'a rien à voir avec ce procès.
Jürinin sayın üyeleri, çabalarınız için teşekkürler.
Mesdames et Messieurs les Jurés, je vous remercie.
Jürinin kafasından ne geçtiğini bilmiyorum. Kim biliyor ki?
J'ignore ce qui se passe dans la tête des jurés.
Jürinin yanına yaklaşamayabilirim.
J'y ai pensé. Mais je n'ai pas le droit de l'approcher.
Jürinin avukatı suçlu bulduğunu görmedim.
Je n'ai jamais vu un jury condamner l'avocat.
Tüm turlar bitti. Jürinin kararı... Lin McAdam ve Dutch Henry Brown arasında eşitlik var.
Toutes les manches étant terminées... la décision de juges est... un score à égalité... pour Lin McAdam et Dutch Henry Brown.
Bir dakika önce jürinin önünde bir suçlama yönelttiniz.
En présence du jury, vous venez de lancer une accusation.
Jürinin görevi bitmiş, tahkikat sonuçlanmış ve kayıtlara bu şekilde geçecektir.
Le jury en a terminé. L'enquête est close. Ce sera inscrit au registre du tribunal.
Büyük jürinin önüne çıktıktan sonra.
Quand le jury me le demandera, pas avant.
Büyük jürinin yaptırdığı rüşvet ve yolsuzluk araştırması var, hatırlandın mı?
C'est une enquête du jury d'accusation concernant extorsion et corruption.
Birinizin suçu üstlenmesi veya diğerine atmasının ikinize de yararı olmaz. Tek getirisi jürinin yalan söylediğinize inanması ve ikinizi de suçlu bulması olacaktır.
Rejetez la responsabilité l'un sur l'autre, et le jury sera convaincu de votre culpabilité.
Gerçek jürinin kararından ibarettir.
Le jury en décidera.
Bay Miller jürinin sorusunu cevaplayabilir misiniz?
Voulez-vous répondre?
Aşık bir kadının aşığını görmeye kalkışmayacağına..... jürinin inanmasını bekleyemezsiniz.
Difficile de croire qu'une femme amoureuse n'a pas essayé de revoir son amant!
Michael Logan, jürinin kararını en adil şekilde..... ve kutsal adalete saygıyla verdiğinden kuşkum yok. Yine de, şahsen kararlarına katılmadığımı ifade etmek isterim.
Michael Logan, je suis certain que le jury a jugé en pleine sérénité en recherchant la justice, mais je tiens à exprimer mon désaccord contre ce verdict.
Jürinin kararını anlamadım, üstelik jürinin başkanı da sendin.
Vous semblez accablé. Oui, je ne comprends pas.
Kararları biraz eleştiri aldı jürinin sarhoş olduğu söylendi.
Sa décision a été quelque peu contestée, sous prétexte que le jury était soül.
Yargıcın ve jürinin işi.
Il y a des tribunaux et des jurys pour ça.
Hemen şimdi jürinin suçlu kararını yargıca götürüp veririz.
Nous rendrons de suite un verdict de culpabilité au juge.
Sorulara cevap verirken jürinin gözünün içine bakın.
Regardez le juge dans les yeux.
Jürinin açıkça anlaması için tanık şartlarını açıklamalı.
Aussi fort que la gifle du beau-père de Selena Cross? - Non.
Sayın yargıç ve jürinin saygıdeğer üyeleri, bugün burada haklı cinayetimi savunmak istiyorum.
M. le président, messieurs les jurés, je plaide le meurtre légitime.
Bu çok doğal. Jürinin bunu çok sevimli bulacağından eminim.
Les jurés trouveront ce détail attachant.