Kafam karışık translate French
654 parallel translation
Öyle yorgun ve kafam karışık ki.
Je suis si fatiguée et perdue.
Şu an kafam karışık bir durumda olmasaydım o cesaret ettiğiniz şeylere ilgi gösterip size "baba" dedirttirirdim.
Si je n'étais pas un peu mêlé... je relèverais certains de vos défis et vous ferais demander grâce.
- Kafası karışan sensin. - Benim kafam karışık değil. - Cebime geri gir.
- J'ai l'impression... que vous devriez retourner dans ma poche!
Sarhoş oldum, çünkü kafam karışık.
J'ai bu parce que mes idées se brouillent.
Kafam karışık.
Ma tête tourne.
Affedersin. Biraz kafam karışık. Burası eskiden Eltinge Sahnesi değil miydi?
Je suis un peu perdu, mais ce n'était pas le Eltinge?
Kafam karışık... Yaşlılık beni mahvetti.
Je ne sais pas si mon cerveau est en proie à la démence...
Eğer bir gün olsun... kafam karışık olmasaydı... ve her şeyden utanmasaydım...
Si j'avais vécu un seul jour... sans toutes ces contradictions... sans être honteux pour n'importe quoi.
Mutlu değilim. Sadece kafam karışık.
Je ne sais pas que faire.
Biraz kafam karışık.
Vous me voyez perplexe.
Kafam karışık.
- Je ne sais plus où j'en suis.
- Ama kafam karışık.
- Mais c'est confus.
Senin için her şey basit ve kolay, ancak benim kafam karışık.
Pour toi c'est toujours si simple et si clair... Mais je me sens toujours perdue.
Kafam karışık. İnanın bana.
Je ne sais plus où j'en suis.
Ama kafam karışık.
Je le crois, mais ça se mélange un peu.
Açıkçası şerif kafam karışık. Bu tür bir yıkıma tek şey neden olabilir. Kılıç dişli bir kaplan.
Franchement, à mon avis, la seule chose qui aurait pu causer ça est un tigre aux dents de sabre.
Kafam karışık.
Je ne trouve pas mes mots.
Kafam karışık.
Je suis perdu.
Kafam biraz karışık.
Je suis un peu perdu.
Babamın ve Dudley'nin ölümünden dolayı kafam çok karışık.
Je suis perdue avec la mort de papa et de Dudley.
Benim kafam hâlâ biraz karışık.
Je suis complètement envoûté.
Özür dilerim, şu sıralar kafam oldukça karışık, fakat onu korursan, bundan sonra sadece iyi şeyler yapavağım.
Pardonne-moi, je suis troublée, mais si tu prends soin de lui, je ne ferai plus que le Bien.
Kafam hala çok karışık. Kendimi toparlamam gerekiyor.
Je ne sais pas encore où j'en suis.
Öyle söylesenize. Kafam çok karışık.
Pourquoi ne pas le dire?
Kimseyle dertleşmediğim için kafam karışık olabilir.
Parce que je ne l'ai dit à personne d'autre.
Lütfen bunu bana şimdi sorma Barney. Kafam tamamen karışık.
Je t'en prie, n'insiste pas.
- Hayır. Sufle olmadan da kafam yeterince karışık.
J'ai assez de problèmes sans ça!
Kafam çok karışık.
Je suis perplexe. Bien.
Artık kafam karışık değil.
J'y vois clair, maintenant.
Bu gece biraz fazla hareketli oldu, kafam öyle karışık ki!
Avec tout ça, je ne sais plus oû j'en suis.
Baba, kafam çok karışık.
Papa, tout est tellement confus.
Kusura bakmayın, kafam çok karışık.
Pardon, je suis troublee.
Kafam çok karışık.
Je ne sais plus ce que je dois faire.
Çok korkuyorum ve kafam çok karışık. Düşünemiyorum. Senin ne düşündüğünü bile algılayamıyorum.
J'ai tellement peur que je suis incapable de réfléchir et de suivre ta pensée.
Kafam karma karışık. Hiçbir şey bilmiyorum.
Je ne sais rien.
Kafam çok karışık.
Je suis dans le vague.
Kafam karışık.
Je suis affreusement distraite, c'est comme ça pour tout.
Hem de memnuniyetle, ama kafam biraz karışık, anlıyor musunuz?
Mais j'ai des choses en tête. Le comprenez-vous?
Muzzy, kafam o kadar karışık ki.
Muzzy, je suis si confuse.
Kafam çok karışık sadece, o kadar.
Je perds la tête avec tout ça.
bunca tehlike ve serüven yeter artık durulup evlenme zamanı... karım dikiş dikip bana yemekler yapar hep hizmetime koşar... sonra kafamı şişirip dır dır eder hababam azarlar... sürekli para ister hayatı bana dar eder... en iyisi bu konuyu bir daha düşüneyim... evlilik hayatı benim neyime gözüme uyku girer hiç değilse... dünyada hiç kimsem yok ama artık birileri olmalı... acaba nasıl dost kazanıp insanları etkileyebilirim?
Toutes ces épreuves! Je devrais m'installer, trouver une épouse Elle cuisinerait et coudrait pour moi S'activerait pour moi
Birisinin iyi birşey yapacağı ya da hiçbir şey yapmayacağı konusunda kafam karışık
On fait ça bien, ou on ne fait rien.
Beni bağışlayın. Kafam çok karışık.
Excusez-moi, je n'ai plus tous mes esprits.
Sizi tekrar gördüğüme çok sevindim. Çünkü kafam çok karışık ve size...
Je suis très contente de vous voir, mon père parce que je suis très troublée et j'aurais besoin de...
Kafam çok karışık.
Je suis troublée.
- Kafam hala karışık.
- Je suis encore troublée.
Kafam karışık, Majeste.
Ma mémoire est confuse!
Çünkü kafam çok karışık, Biliyormusun? .
Parce queça me rentre dans la tête, Sais tu?
Kafam hala biraz karışık.
Je ne comprends pas très bien...
Kafam karışık.
Je suis paumé.
Kafam karışık!
Je suis paumé!