English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kahvaltı yaptın mı

Kahvaltı yaptın mı translate French

100 parallel translation
Kahvaltı yaptın mı?
Ah, oui...
Kahvaltı yaptın mı?
Oui, merci.
- Teşekkürler. Kahvaltı yaptın mı? - Hayır.
Un petit-déjeuner?
- Bu sabah kahvaltı yaptın mı?
- Avez-vous un petit déjeuner ce matin? - Oui.
Kahvaltı yaptın mı?
Tu as déjà pris ton petit-déj'?
- Kahvaltı yaptın mı? Yemek ister misin?
- Vous mangez quelque chose?
- Kahvaltı yaptın mı?
- Avez-vous déjà déjeuné?
Kahvaltı yaptın mı?
- Vous avez déjeuné? - Oui, merci.
Kahvaltı yaptın mı?
Tu as déjà mangé?
Kahvaltı yaptın mı?
Bonjour. As-tu eu ton petit déjeuner?
Kahvaltı yaptın mı?
Vous avez pris votre petit déjeuner?
Kahvaltı yaptın mı?
T'as pris ton petit déjeuner?
Kahvaltı yaptın mı?
Tu as petit-déjeuné?
Kahvaltı yaptın mı?
Avez-vous pris votre petit-déjeuner?
- Burada kahvaltı yaptın mı?
Tu prends souvent ton petit-déjeuner ici?
Evet, efendim. - Sağlam bir kahvaltı yaptın mı, Utah?
Oui, monsieur.
Kahvaltı yaptın mı? Ben size hazırlarım.
Pouvez-vous m'apporter du crépitement?
- Kahvaltı yaptın mı?
- Tu as mangé?
Kahvaltı yaptın mı?
Je fais la cuisine?
Ne harika bir gün kahvaltı yaptın mı?
Aujourd'hui est un grand jour. Vous avez mangé?
Kahvaltı yaptın mı?
Tu as déjà pris ton petit déjeuner?
Kahvaltı yaptın mı?
T'as déjeuné?
Acaba diyorum, kahvaltı yaptın mı?
Tu as pris ton petit-déjeuner?
— Kahvaltı yaptın mı?
- T'as petit-déjeuné?
- Kahvaltı yaptın mı?
- -Tu as déjà pris ton petit déjeuner?
"West : Günaydın. Kahvaltı yaptın mı?"
Coucou, tu as déjà pris un petit déj'?
Kahvaltı yaptın mı?
Tu as mangé?
Kahvaltı yaptın mı?
Asseyez-vous.
Bayan Jessica'ya yaptığım gibi size de kahvaltınızı getirdim.
J'ai apporté le petit-déjeuner comme pour MIle Jessica.
Eunice ile kahvaltı yaptınız mı?
Tu as déjeuné avec Eunice?
Kahvaltı yaptın mı?
Tu as déjeuné?
Her zamanki gibi 6 : 20'de uyandın ve kahvaltı yaptın.
Cela m'est impossible.
- Onlar, ee... kahvaltılarını yaptılar mı?
- Ils n'ont encore rien mangé?
Kahvaltını düzgün yaptın mı? Evet.
Tu as pris ton petit déjeuner?
Kahvaltı yaptınız mı? - Evet, efendim.
- Vous avez pris le petit déjeuner?
Kahvaltını yaptın mı, canım?
Tu as pris ton petit-déjeuner?
Ardından ekip, yarım bardak üzüm suyu, 30 gramlık bir biftek 36 gramlık portakal suyu 2 yumurta ve bir parça kızarmış ekmekten oluşan kahvaltılarını yaptılar.
Ils ont pris un petit déjeuner avec un demi pamplemousse, un steak de 250g, un jus d'orange, deux œufs et des toasts.
Kahvaltını yaptın mı?
As-tu pris ton petit-déjeuner?
Ne yaptığını gördün mü? Senin yüzünden kahvaltımızı kaçırdık.
- Tu as laissé filer notre petit déjeuner.
Kahvaltı yaptın mı?
- Tu as pris ton petit-déjeuner?
Julie kahvaltı yaptığını söyledi.
Julie m'a dit que tu étais réveillé.
Sizin ve kıdemli subayların son zamanlarda bir özür - istihkak paketleri biraz hayal kırıklığına uğratmış olabilir, böylece bende suda yetişiliş taze sebzeler kullanarak yaptığım... Oh, küçük bir kahvaltı.
Je sais que vous et certains officiers supérieurs n'aimez pas les rations, alors j'ai pris quelques légumes du jardin hydroponique pour préparer un petit-déjeuner.
- Evet, hepsi çok güzeldi. - Bende yeni kahvaltı yaptım, aç mısın? - Hayır, tamamen doluyum, dostum.
On s'est embrassà © s, Là © chà © s, on s'est bà © cotà © s.
Hiç unutmam, sabahın dördünde uyanıp kahvaltımızı yaptıktan sonra, botlarımızı cilalar ve tatbikat yapmak için dışarı çıkardık.
Je me souviens qu'on se levait à 4h du matin... Après le petit déjeuner, on cirait nos chaussures et... on partait en manœuvre, le commandant nous rejoignait.
Altı sene ne yaptınız? Kahvaltı, akşam yemekleri ve telefon aramaları mı?
Six ans de petits dèjes et de coups de fil?
Kahvaltıya ne yaptın bakalım?
Qu'est ce qu'il y a pour le petit déjeuner?
Evlat, kahvaltılık ezmeyi yaptın mı?
Fiston, ça avance le pâté?
Kahvaltı yaptınız mı?
- Bien dormis les garçons?
Ne yaptığımızın önemi yok. İster FBI işi ile uğraşalım ister sevişelim, ister kahvaltı yapalım, insanlar konuşacaktır ve insanların benim hakkımda konuşmasını istemiyorum.
Peu importe ce qu'on faisait, que ce soit le boulot, le sexe ou le petit-déjeuner.
- Kahvaltı yaptınız mı çavuş?
- Vous avez déjeuné, Sergent?
Bir depo dolusu benzinim var ve Maryland sadece 200 mil uzakta. Kahvaltı ve oda için rezervasyon yaptırdım.
J'ai fait le plein, le Maryland n'est qu'à 300 km d'ici, j'ai réservé des chambres dans des bed-and-breakfasts.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]