English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kalig

Kalig translate French

55 parallel translation
Kalig haydi git.
Kalig, va dehors.
Kalig sana iyi bir evlat olmaya çalışıyor.
Kalig essaie d'être un bon fils pour toi.
Sürekli Kalig'in üvey oğlun olduğunu düşünmek zorunda mısın?
Dois-tu toujours considérer Kalig comme ton beau-fils?
Kalig'e söyle ben gelmeden patates fidelerindeki böcekleri ayıklasın.
Vois à ce que Kalig enlève les bestioles des pommes de terre, avant mon retour.
Kalig!
Kalig!
Kalig iyi misin?
Kalig, tu vas bien?
Kalig hariç tabii.
avec Kalig.
- Kalig!
HARGE :
- Annemi öldüremezsin!
Kalig! KALIG : Ne tuez pas ma maman!
Kalig, başka çare kalmadı.
Kalig, ce n'est pas la peine.
Kalig!
FEMME : Kalig.
Kalig bu olamaz.
Kalig, ce n'est pas possible.
- Ne demek istiyorsun Kalig?
Que veux-tu dire, Kalig?
- Bundan emin misin Kalig?
Tu en es sûr?
Kalig!
HOMME :
Yola çıkmışlar!
Kalig! Ils arrivent!
Kalig! Harge'in kalan adamları kuzeyden geliyorlar.
Le reste de la bande de Harge arrive par le nord.
Kalig'in kandırdığı Anderson'lar ona kendi oğulları gibi davrandılar
MYRTLE, COMMENTAIRE : Les Anderson, dupés par le mensonge de Kalig, le considéraient comme leur fils.
Harge'e gelince, Kalig'i örnek alarak büyüdü.
Et Harge? En grandissant il fit de Kalig une idole.
Kalig Hage'i koruyup kolladı.
Kalig prenait bien soin de Harge.
Ama daha sonra Kalig, Harge hala çocukken onu yanına alarak suç sayılan işler yapmaya başladı.
Mais plus tard Kalig se lança dans une carrière criminelle, en entraînant Harge, encore enfant, avec lui.
Annesinin hatıraları Kalig'in aklından hiç çıkmadı.
L'esprit de Kalig toujours hanté par la mémoire de sa mère.
Kalig'in çoğunlukla hapiste olduğu günlerde Harge büyüyüp yetişkin biri oldu ve kendi gangster çetesini kurdu.
Une fois devenu homme, Harge organisa son propre gang... alors que Kalig passait l'un de ses nombreux séjours en prison.
İnanıyorum ki hapiste geçirdiği günlerde Kalig düşüncelere dalarak intikamını besledi ve annelerinin ölümünün sorumlu tuttuğu Harge'e bunun bedelin ödetme duygusu onda bir saplantı haline geldi.
Je suis persuadée que durant ses intervalles en prison, Kalig commença à nourrir et à préparer sa vengeance... et devint obsédé par l'idée de voir souffrir Harge... et de le faire payer pour la mort de leur mère.
Diğerleri için açıkça anlaşılsa bile Harge, Kalig'in nasıl biri olduğunu göremiyordu.
Bien que cela soit évident pour les autres, Harge était incapable de voir Kalig pour ce qu'il était :
Sana banka soygununda ihanet eden Kalig'in anlattıkları dışında bir kanıtın yok.
Tu n'as aucune preuve... seulement la parole de Kalig que c'est lui qui t'as trahi... dans le hold-up de la banque.
Ama Kalig'i dinliyorsun.
Mais tu écoutes Kalig.
Onun acımasız biri olduğunu biliyorsun ama sen çocukken Kalig sana hep iyi davrandı.
Tu sais qu'il est sans pitié, mais oh, non... Kalig était bon envers toi quand tu étais enfant.
Kalig'in nasıl biri olduğunu neden görmek istemediğini anlayamıyorum.
Je ne comprends pas pourquoi tu ne vois pas Kalig tel qu'il est.
Kalig'in dün kasabaya geldiğini biliyorsun.
Tu sais que Kalig est arrivé en ville hier.
Müthiş Kalig, büyük beyin.
Le grand Kalig, le judicieux.
Bay Kalig hiçbir işi şansa bırakmaz.
M. Kalig ne prend pas de risques.
Kalig için bana kazık atmanıza izin vereceğimi mi sandınız?
Tu crois que tu allais me bazarder pour Kalig?
Kalig söyleyin gidip...
Tu dis à Kalig d'aller se faire voir...
Bay Kalig'in her şeyi düşüneceğini ben size demiştim.
HOMME : Je t'ai dit que Kalig pensait à tout.
Adamlar bana Kalig'in buraya geldiğini söylediler.
Les hommes n'ont dit que Kalig était passé par ici.
Sen ne dersen de, ben Kalig'e güvenmiyorum.
Malgré ce que tu dis, je... je n'ai pas confiance en Kalig.
Kalig doğruyu söylüyormuş.
Kalig avait raison.
Yine kardeşin Kalig değil mi?
C'est encore ton frère, n'est-ce pas?
Kalig yanılıyor olmalı.
Kalig peut se tromper.
Annemi öldüremezsin!
KALIG : Ne tuez pas ma maman!
Kalig?
Kalig?
Seni 10 yıla mahkum etmiştim.
GARTH : Kalig? Je t'avais enfermé pour 10 ans.
Onu alayım.
KALIG : Ça, je l'emporte.
Kalig'di.
Kali... Kalig.
Parayı kardeşin Kalig vermiş.
Mais de ton frère Kalig.
Kalig'in gitmesine izin ver.
Laisse tomber Kalig.
- Bu nehri biliyor musun?
KALIG : Connaissez la rivière?
- Evet, ben ve Kalig.
- Ouais. Moi et Kalig.
Bay Kalig'i duydun.
Vous avez entendu M. Kalig.
Siz bir dahisiniz Bay Kalig.
Vous êtes génial, M. Kalig.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]