English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kalküta

Kalküta translate French

113 parallel translation
Kalküta yakınlarında bir kömür madenim var.
J'ai une mine de charbon vers Calcutta.
Kalküta'daki bir olayı hatırlıyorum da...
Je me souviens à Calcutta...
Sana yakutlar ve Kalküta'da Ganj nehrine bakan bir villa satın almalı.
Il devrait vous offrir des rubis et une villa a Calcutta sur le Gange.
Benim de Kalküta'da büyüyen bir kuzenim var. Ama eğitimini Fransa'da aldı.
J'ai une cousine de Calcutta aussi, mais elle a étudié en France.
Muhtemelen aktarma için Bombay'dan Kalküta'ya zamanında gidemeyecek.
Il va louper la correspondance Bombay-Calcutta.
Kalküta'ya yolculuğumuz için ihtiyaç duyacağımız şeylerin listesi
Voici une liste du matériel qu'il nous faudra pour Calcutta.
Ama şu var ki, siz Bombay'dan Kalküta'ya bilet sattınız.
On a pris des billets Bombay-Calcutta.
Öğlen Kalküta'dan Hong Kong'a ayın 25'inde varmak üzere vapur kalkıyor.
Un vapeur quitte Calcutta pour Hong-Kong le 25 à midi.
Aynı şeyi Kalküta'da yapamadın ama.
Comme à Calcutta?
Kalküta'nın Kara Deliği'ne hoş geldin.
Bienvenue au Trou Noir de Calcutta.
Olay olduğunda Kalküta'daydım... ancak şimdi gelip yeni birini yerleştirme fırsatım oldu.
J'étais à Calcutta et je n'ai pu m'en occuper que maintenant.
Şu an Kalküta'da.
Il est à Calcutta.
Biliyor musun, Kalküta'da her sekiz dakikada bir insan açlık nedeniyle ölüyormuş.
A Calcutta... un être meurt de faim toutes les 8 minutes.
1863'te Kalküta Üniversitesi'ne giriş sınavını geçemedim.
Recalé de l'Université de Calcutta, 1863.
Dava açılmayacak, ama dosyalar Kalküta'ya gönderilerek sınır dışı edilmeniz önerilecek.
Il n'y a pas de charges contre vous... mais j'envoie ces dossiers à Calcutta... afin que vous soyez déportés comme indésirables.
Kız küçük bir köyden ve erkek arkadaşı da Kalküta'dan -
Elle vient d'un petit village et son fiancé a quitté Calcutta...
Kalküta'da hiç köpek yok mu?
Vous avez pas de chiens à Calcutta?
- Kes sesini. Burası Kalküta gibi.
On se croirait à Calcutta ici.
Kalküta Hindistan'da.
Calcutta, c'est en Inde. Ouais, les Indes Occidentales.
Kalküta'dan ayrılmalıyım. Hem de yakında.
Je dois partir de Calcutta... bientôt.
Karaçi, Kalküta, Madras, Bangalor.
Bangalore. C'est général.
Kalküta'da durum iç savaş gibi.
c'est presque une guerre civile.
Kalküta'ya.
À Calcutta.
Kalküta'dan git, Gandi!
Gandhi!
Yarın her yaştan beş bin Müslüman öğrenci burada Kalküta'da barış için yürüyüş yapacak.
5 000 étudiants musulmans... de tous âges... à Calcutta.
Başhekim Callendar'a söylemeyin ama geçen yıl rapor alıp Kalküta'ya gittim.
Ne le dites pas au Major Callendar mais l'an dernier, j'ai pris un congé maladie pour aller à Calcutta.
Saygın genç doktorumuz Kalküta'daki fahişeleri görmekle meşgulmüş.
Notre jeune et respectable docteur fréquentait des putains à Calcutta.
Daha yeni Kalküta'dan telgraf aldık.
Nous venons de recevoir un télégramme de Calcutta.
Kalküta'dan mı?
De Calcutta?
Kalküta'daki çalışmalarıyla ilgili.
On la voit dans les rues de Calcutta.
- Kalküta'ya gideceğim.
- Je pars á Calcutta.
- Kalküta.
- Á Calcutta.
Kalküta'ya giderek mi?
Et comment? Á Calcutta?
Kalküta'ya mı gideceksin?
Tu pars vraiment á Calcutta?
Kalküta'da teşhis edilmemiş on bin hastalık olduğunun farkında mısın?
Sais-tu qu'il y a plus de 10 000 maladies non répertoriées á Calcutta?
Kalküta'daki karakuyu.
Le Trou Noir de Calcutta. Excusez-nous.
Kalküta'nın Teresa annesi, muhtemelen... ve Leo Marvin.
Mère Thérésa de Calcutta probablement, et Léo Marvin.
Şehir Çöplüğü Kalküta, HİNDİSTAN
Décharge municipale Calcutta, INDE
- Evet,'Mavi Kalküta'filminden etkilenmiş olmalılar.
Ouais, ils adorent son film Blue Calcutta.
Bunları da şanlıysan, Kalküta'da ya da... Amerika'da beş parasız doğmamışsan yapıyorsun.
Et encore, si on a de la chance, si on n'est pas né à Calcutta ou aux USA sans argent.
Kalküta'daki paralı askerler tarafından kullanılır.
Elle est utilisée par une secte basée à Calcutta.
O zaman filmleri Delhi'ye paketleyebiliriz Ve oradan da Kalküta'ya.
Nous pourrions envoyer le film à Delhi et par là le réexpedier à Calcutta.
Kalküta'ya hoş geldiniz.
Bienvenue à Calcutta.
- Kalküta kara deliğinde saati 2.5 sterlinden mi?
- 20 frs de l'heure dans un cloaque?
Beyefendiler, bunlar Beers koleksiyonun Kalküta'daki üretiminin fotoğrafları.
Messieurs, voici des photos de la production de la collection des Beers à Calcutta. - Vraiment, bravo.
Meraklı bir sokak pasaklısı olan Angelique Bones'e göre, Kalküta'ya giderken yanında sadece bir diş fırçası, cüzdan, denizaşırı bir bavul ve bir uçak bileti almış.
Selon Angelique Bones, une espèce de salope de la même rue, il n'avait qu'une brosse à dents, un porte-monnaie, une grosse valise, et un billet d'avion pour Calcutta.
Kalküta'da bir gelindi o.
Elle se mariait à Calcutta.
Her gün Kalküta sokaklarındaki fukara çocuklar gibi badi badi mi yürüyeceğim?
Je dois errer toute la journée, comme un bébé mendiant dans les rues de Calcutta?
Kalküta!
Oh, Calcutta!
Kalküta mı?
Calcutta?
Aynen Kalküta gibi.
C'est comme Calcutta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]