Kameralar translate French
4,713 parallel translation
- Kameraların bizi göremeyeceği bir bölgedeyiz.
On est dans un angle mort des caméras.
Güvenlik kameralarına bakmalıyız.
Aucun chevauchement. Il a pu payer en espèces.
Çoklu güvenlik kameraları ve birkaç yazıcı senin bir saatten fazla bir süre savunma araştırmaları tesisinde olduğunu gösteriyor. Tahmin edeceğin gibi burası pek çok ölümcül maddenin üzerinde çalışıldığı ve depolandığı bir yer.
De multiples caméras de sécurité et de nombreuses empreintes vous localisent au centre de recherche de la Défense pendant plus d'une heure, un espace à accès hautement restreint, comme vous pouvez le deviner, ou beaucoup d'agents létaux sont étudiés et stockés,
Birkaç ayda bir buraya uğrar güvenlik kameralarına bir görünürüm. İnsanlar beni hala içlerinden biri sansın diye.
Je m'y arrête chaque mois pour apparaître sur les vidéos de surveillance, ainsi les gens penseront que je suis toujours dans le coup.
Güvenlik kameralarına mı görünüyorsun?
Essayer d'apparaître sur les vidéos de surveillance?
Her bankanın şubesinde kameralar olmaz mı sence?
Tu penses qu'ils n'ont pas des caméras dans chaque pièce de chaque banque?
Kameralar kayda geçmeden tam dört dakikanız var.
On a ensuite quatre minutes avant que les caméras diffusent.
- Peki ya Tessaro'nun vurulduğu sokaktaki güvenlik kameraları?
Qu'en est-il des caméras dans la zone située - autour de la fusillade de Luca Tessaro?
Saldırganlar kameraları devre dışı bırakmış.
Ils ont désactivé les caméras.
Masum vatandaşlardan seni uzaklaştırıp güvenlik kameralarımın önüne getirmek istedim.
Je voulais juste t'éloigner d'innocents civils et ce, devant mes caméras de sécurité.
Eric olabilir belki geri izleme hareketleri trafik kameralarını kullanarak. Evet.
Peut-être qu'Eric peut retracer ses pas grâce aux caméras de circulation.
Eric ve Nell kontrol ediyor güvenlik kameraları denemek ve görmek bunu yapan.
Eric et Nell vérifient les caméras de surveillance pour essayer de voir qui a fait ça.
Ne bizim gözetleme kameraları?
Et nos caméras de sécurité?
Yeni yan işim olan, yataklarında gizli kameralar olan... bronzlaşma salonu için dükkanımda yer açmam gerek.
Il me faut de la place pour mon nouveau business... un salon d'uv avec des caméras secrètes dans les lits,
Tamam, Kuhio'dan Ala Wai'ye sapar sapmaz kameralar onu gözden kaybetmiş.
Très bien, dès qu'il s'éteint de Kuhio à Ala Wai, les caméras ne le verront pas de si tôt.
- İyi haber şu ki, bu noktayı gösteren başka kameralar var. Görüntülere bakmamız gerekiyor.
Et bien, la bonne nouvelle, c'est qu'il y a d'autres caméras vers cette direction on doit juste regarder cette séquence.
Ama havaalanı güvenlik kameraları TSA için ve sadece biz izleyebiliriz.
J'apprécie votre aide, Agent DiNozzo, mais la surveillance est pour la TSA et pour nos yeux uniquement.
Bu arada, Gibbs, üzerinizde fazladan izleme olsun istiyor ama havaalanındaki güvenlik güvenlik kameralarına erişmemize izin vermeyecektir. Manifestolar geliyor.
Les listes sont en route.
Buradaki kameraları hakkında çok hassaslar.
Ils sont très chatouilleux sur leurs caméras ici.
Komşuların evlerindeki güvenlik kameraları.
Les caméras de sécurité des maisons voisines.
Güvenlik kameralarına hiç ihtiyaç duymadım.
Je ne ressentais pas le besoin de caméras de sécurité.
Evinizdeki güvenlik kameraları için buradayım.
Je suis ici à propos des caméras de sécurité sur votre propriété.
Komşuların kameraların yerini bilip ona göre davranan birisi.
Quelqu'un qui était au courant pour les caméras des voisins, et comment les éviter.
Bir dakika sonra, saldırganlar kameraları kapatıp güvenlik kamerası hard diskini alıyorlar.
1 min après, les tireurs ont coupé l'alimentation vidéo du disque dur de la caméra de sécurité.
Trafik kameraları, benzin istasyonu güvenlik kameraları ve her şey...
Les caméras de circulation, les caméras de station service... tout.
Kameraları buraya koyalım,
Nous pourrions mettre les caméras ici
Her neyse, kameraları buraya koyalım.
Enfin, mettez la caméra ici.
Pekala, kameralar nerede?
Où sont les caméras?
Kameralar çalışmıyor.
Les caméras ne fonctionnent pas.
Suşiciyi başlangıç noktası alarak beş sokak çevresindeki trafik kameralarını inceledik.
En utilisant le restaurant de sushi du centre ville comme point de départ, on scanne les caméras du trafic dans un rayon de cinq blocs.
- Trafik kameralarına bakayım.
Je vais scruter les caméras de circulation.
- Kameralarınız var mı?
Une vidéo de surveillance?
Hırsız kameraları devre dışı bıraksa bile silah zoruyla Bay Vogel'i çıkaramazdı. Yani işini çabuk ve sessizce halletmeliydi. Ve burada halletmeliydi.
Même si le voleur avait désactivé les caméras, faire sortir M. Vogel par la force n'était pas possible, donc quoi qu'il ait fait, il a dû agir vite, discrètement, et à l'intérieur.
Otobüs durağındaki güvenlik kameralarından bir şey çıktı mı?
On a quelque chose sur les caméras de surveillance de la station de bus?
Protestocular Falkland Savaşı gazilerinden ve bazı arkadaşlarından oluşuyordu. Eğer kameraları kapatmazsak sorun çıkacağını söylediler.
Ce sont des vétérans de la guerre des Falklands et leurs associés, qui disent que si on arrête pas, il y aura des problèmes.
Yerel gözetleme kameraları Wi-Fi kullanır. Sabit disklerinin içine bir göz attım.
Les caméras de surveillance utilisent le Wi-fi, j'ai pu pirater la base de données.
Polis ve şehir kameraları oldukça fazla ki bizim için iyi bir şey bu. Sabit disklerini temizlemiyorlar yani Polis sunucularına giriyoruz.
Et tant mieux pour nous, il y a beaucoup de caméras de police et de la ville et ils n'effacent pas leurs disque durs, donc nous entrons dans les serveurs de la police...
Kameralar çalışmadı, ses de duyamadım.
Plus d'image, plus de son, la totale.
- Kameralar aktif.
Les caméras tournent.
- Evet, kameralar aktif.
Ouais, les caméras tournent.
Günümüzde evrensel veri tabanları var. Güvenlik kameraları, yerini bulan akıllı telefonlar.
Il ya maintenant des bases de données mondiales, CCTV, smartphones, géolocalisation.
Nöbetçiler her aşamayı gözlemliyor, her yerde kameralar var.
Je suis surveillé en permanence par des gardes et des caméras.
Kameralar nerede?
Où sont les caméras?
Üstünde şu küçük kameralar olan gözlükleri takıyordu.
Il portait des lunettes avec une petite caméra dessus.
Tüm kameraların çalışır durumda olmasını istiyorum.
Je veux que toutes les caméras fonctionnent.
Kameralar, gelecek nesiller için her saniyeyi çeksin.
Je veux que chaque moment soit filmé pour la postérité.
Özellikle de kameralar açıkken.
Il ne pourra pas supporter la situation.
Köşedeki güvenlik kameralarına gözüktük.
Ces caméras de surveillance nous ont filmés.
Dışarıdaki kameraların önü de yağ olmuştur zaten.
Les caméras extérieures ont dû être neutralisées par la vague.
Tüm kameralar çalışıyor.
Merci. - Toutes les caméras fonctionnent.
- Bu kameraların ne işi var? Bizim ekranda gözükmüyorlardı.
Ces caméras n'apparaissent pas sur nos moniteurs.