Kanatlar translate French
2,583 parallel translation
Tabi kanatlarının fazladan kızarmasını istemiyorsan.
Sauf si vous aimez vos ailes bien grillées, réfléchissez-y.
Burası karanlıktı ama bu kadının kanatları var mıydı?
Tu as été frappé dans le noir, mais avait-elle des ailes?
Onlar kelebek kanatlarının sadece üst kısımları.
Des ailes de papillon.
Ama sonra gökyüzünden yanan kanatları ile düşen bir adam gördüm.
Et puis... Réellement voir un homme brûler ses ailes... Tomber du ciel...
Bizi buradan uçuracak kanatların olmasını isterdim.
Si seulement tu avais des ailes.
Pekâlâ Ray, kanatların iyileşti.
À toi de me dire. 12, 41, 6.
- şu kanatlar... ve Sopa gibi bir vucut...
- On vois à travers les ailes, le corps comme un bâton...
- Cidden Evans seni o ödül dolu kanatlarının altına alır mı sanıyorsun?
- Quoi? Tu crois vraiment qu'Evans va te prendre sous son aile de génie?
Seni kanatlarımın altına alıyorum.
Je te prends sous mon aile.
Tam buraya kanatlarımın, altına, tamam mı?
Voilà, comme ça.
Dee, hangi akla hizmet dev kanatları olan bir kostüm giydin?
Dee, pourquoi portes-tu un costume avec des ailes géantes?
Ama bazen iyi bir baba kızını serbest bırakır ki, kanatları açılsın.
Mais un bon père doit savoir libérer sa fille, pour qu'enfin, elle déploie ses ailes.
Pençelerinde DNA bulduk ve kanatlarının altında da maktülün kanı vardı.
Il a attaqué Mme Irwin. Son ADN était sous ses griffes, et il y avait du sang sous ses plumes.
Kanatlarını çırpınca, kan etrafa yayılmış.
Quand il a bougé ses ailes, il a éclaboussé les murs.
Uçağın kanatları kopacak sanmıştım vallahi.
Je croyais que les ailes allaient lâcher, honnêtement.
Başlıkları ve çizmeleri var ve kanatları onlar hep tasvir edilmişler, ve öylece oraya resmedilmişler "sıradan insanlar" gibi.
Ils avaient des bottes et des casques et, surtout, des ailes, et ils étaient toujours décrits ou représentés flottant au-dessus des "gens ordinaires".
Yani artık Arnold Rothstein'ın kanatları altındasınız.
Il veut dire que vous êtes sous l'aile d'Arnold Rothstein.
Bu kanatlar gerçekten işlevsel mi yoksa bir pazarlama kurbanı mı oldum?
Les ailettes sont-elles utiles, où me suis-je fait avoir par le marketing?
Yüksek baskı altında baş parmaklarım sinekkuşunun kanatları gibi titrer.
Mes pouces tremblaient comme les ailes d'un colibri. Tu as été brillant.
O koku, Hannover'in Snyder pretzeli çeşnili Bufalo kanatlarından geliyor.
Ce sont des ailes de poulet parfumées aux bretzels d'Hanovre.
Onunla takılırsan, sonunda kanatların çıkar.
Baise-la et tu seras un Wings.
Kanatlarım çıksa da umurumda değil.
Je me fous d'être sur la touche.
Aquila'nın kanatlarının beni koruması için Hükümdarın hazırlık durumunu koruması için, Terra'nın altın tahtına hizmet edeceğim...
Je servirai le Trône d'Or de Terra, les ailes de l'Aquila me protégeront, l'Empereur nous protège... Préparez-vous au décollage.
- Kanatları mı vardı? - Ne?
Elles ont des ailes?
- Bak, kanatlar Visualize'ın'V'sini oluşturuyor. - Evet.
Le V de "Visualize".
"O kanatlar ve olmayan gözlerle düğümlenmiş duyguları çözer."
- n'a aucune idée de jugement. - Des ailes et point d'yeux... - Des ailes rapides comme le vent.
Kuzey ve doğu kanatları güvenli.
Côtés Nord et Est sécurisés
Güney ve batı kanatları güvenli.
Sud et Ouest sécurisés.
Güzel kelebek kanatlarımla havada süzülüyorum.
Je vole avec mes belles ailes de papillon.
Güvende olması için..... kanatlarınızla sarın onu.
Et guidez les décemment. Entourez-les de vos ailes...
Bu kızarmış tavuk kanatlarının adı ise "Bon Chon Gu".
Honey. ( * poulet grillé )
Kanatlarım mı?
Mes ailes?
Kanatların kurudu mu? Şey. Gerçekten bilmiyorum.
Est-ce vos ailes ont séché? je ne sais pas vraiment.
Neden kanatların sırtında değil de başında duruyor?
Mais pourquoi est-ce que vous portez vos ailes au dessus de votre tête et pas sur votre dos?
Bugünlerde melekler, nerede isterlerse kanatlarını orada taşıyabilirler.
les anges peuvent porter leurs ailes où ils en ont envie.
Benim için uç. Peki bakalım kanatlarım kuru mu?
Vole pour moi. est-ce que nous verrons... si mes ailes sont sèches?
Sanırım kanatlarım yeterince kurumamış, Küçük Hanım.
jeune demoiselle.
Herşey Vatinari'nin kanatlarımızı parçalamaya çalışmasıyla ilgili.
Tout ceci vient de Vétérini qui veut nous couper les ailes.
Sen kurt adama dönüşmeyeceksin nasıl ki benim de kanatlarım çıkıp camdan uçmayacağım gibi.
Vous ne vous transformerez pas en loup-garou, comme il ne me poussera pas d'ailes me permettant de m'envoler d'ici.
Kanatlarına ne oldu, melek?
Qu'est-il arrivé à tes ailes, mon ange?
Bu dev yaratığın jilet gibi keskin kanatları, büyük ağaçları bile doğrar.
Ce géant a des ailes en lames de rasoirs, " capables de débiter de gros arbres.
O şeyin kanatları var.
Ce machin a des ailes.
Yüzgeç kanatlarının izlerine baktım ki bu sana gittikleri doğrultuyu gösterir. Sürtünme izlerindeki derinliğe baktım ki bu da sana gittikleri hızı gösterir.
L'orientation des traces de nageoires donne Ia direction et leur longueur permet de connaître Ia vitesse.
Üç metre boyunda büyük bir şapkası ve... Arkasında kanatlar vardı.
3 mètres de haut avec un grand chapeau et... des ailes dans le dos.
Sarhoş pelikanlar gibi kanatlarını çırpmayı bırak.
Cessez de battre des ailes comme un pélican aviné. Posez-vous!
Bakıyorum da kanatlarını çıkartmışsın.
On vous a coupé les ailes!
Kanatlarımız altına alınmış Polonya asıllı kaçak bir yolcu.
C'est le clandestin que le Polak a pris sous son aile.
Uçabiliyor, kanatları var.
Elle vole, elle a des ailes.
- Kanatları var. "Büyükanne Nora'dan sevgiler."
- "Bises, Mamie Nora."
- O kanatlar- - Sen melek misin?
Tu serais pas un ange?
... kanatlarınızla sarın onu.
Entourez-les de vos ailes...