English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kandırıldım

Kandırıldım translate French

195 parallel translation
Kandırıldım!
Ainsi, on m'a trahie!
Bu hisselerin % 100 verdiğine inandım ve kandırıldım.
On m'a berné en me faisant croire que ces titres étaient légitimes.
Kandırıldım! İmdat!
Je me suis fait avoir!
Kandırıldım. Hoşça kal, Laura.
- Que je me suis laissé manœuvrer comme un gamin...
Kendi payımda çoğu kez kandırıldım ama sonunda söz verdim... büyük şefi buraya benimle konuşmaya getirin.
J'ai du pas mal les flatter pour qu'il accepte d'amener leur chef.
Kandırıldım.
Je suis le dupe.
Ben kandırıldım!
Vous voulez dire que c'est moi!
Köşeye atıldım, kandırıldım, hor görüldüm.
Un arnaqueur, un tricheur, un petit joueur.
Kandırıldım.
II m'a eu.
Kötü bir ruh tarafından kandırıldım.
J'ai été abusé par un Esprit malin.
Kandırıldım!
J'ai été bernée!
Bir demiryolu işi el ilanıyla kandırıldım ve 1918'de Japonya'ya geldim.
- Qu'est-ce que tu dis? - Comment survivre?
Allah kahretsin, kandırıldım!
Il s'est fichu de moi!
Kandırıldım.
Sale jeu, non?
- Kandırıldım.
- Je me suis fait avoir!
- Yine kandırıldım. Surf and Turf Spesiyali.
- Leur plat Terre-Mer m'a tenté.
- Beni de. - Ben çok kandırıldım.
Oh, moi aussi.
Kandırıldım.
Je vais mieux.
Hep kullanıldım ve kandırıldım.
Une dupe, une poire.
- Kandırıldım.
- Non, doublé.
Kandırıldım.
On m'a trompé.
- Evet ama kandırıldım.
- Oui, mais il m'avait menti.
O Çinli değil kandırıldım!
Elle n'est pas chinoise! J'ai été dupée!
Kandırıldım, itilip kakıldım, tehdit edildim.
- Je me suis fait avoir.
Bir kez daha kandırıldım. Ama bu iki katlı okulun çatısında, çok daha ilginç bir hikâye çıktı.
Je me suis fait avoir à nouveau, mais une histoire plus intéressante se déroule sur le toit de l'école.
Bırakın da bunları balıklara anlatsın. Yeterince kandırıldım, evlat.
- Qu'il en parle aux poissons.
Ben... bunların hepsini yapmam için kandırıldım.
Je me suis laissé entraîner dans tous ces trucs-là.
Kandırıldım
" On m'a trompée
Yazıklar olsun bana, ikinci kez kandırıldım.
Honte à moi. Dupe moi deux fois...
- Kandırıldım.
J'ai été abusé.
Vay be, çok fena kandırıldım.
Je me suis fait baiser.
Hayır. Kazanmıyorum. Çünkü kandırıldım.
Pas du tout, j'ai été piégé.
Bir sosyopat tarafından kandırıldım.
J'ai été séduite par un sociopathe.
Ama burada olmamalıydım ben kandırıldım.
Mais je ne serais pas là sans ses mensonges et sa fourberie.
- Tanrılar tarafından kandırıldım.
- On m'a roulé! Arnaqué par les dieux!
Böylesine kandırıldığımın farkında değildim.
Je ne savais pas que j'avais commis une telle faute.
Gelmem için kandırıldım.
Voilà.
Sanki buraya gelmemiz için kandırıldığımızı hissediyorum
On nous a tendu un piège en nous faisant venir ici.
Gerçekten bir kanıtımız olsa bile, hatta onu takip etsek bile mahkemede kolayca onun tarafından kandırıldığını söylerdi.
Même avec des preuves, même si ce gardien se remet, elle dira... qu'elle était hypnotisée.
Kandırıldım.
Doublé.
Kandırıldım.
Foutue tige.
Görevlendirildiğimiz şu dava. Sanırım yanlış yönlendirildik. Hatta kandırıldık.
Sur l'affaire qu'on nous a confiée, nous avons été trompés.
- Kandırıldınız mı?
Trompés?
Karmaşayla başladık. Kendi kararlarımızı alamayacak kadar ilkeldik. Sonra bizim için en iyisini bildiklerini iddia eden ırklarca kandırıldık.
Nous avons d'abord été dans le chaos, incapables de décider de nous-mêmes... puis manipulés par des forces pensant savoir ce qui était bon pour nous.
Bana, Ajan Mulder'ın kandırıldığı ve kullanıldığı ve de ortağı olarak benim de aynı yola çekildiğim sadakatim yüzünden bir aile üyemi kaybettiğim ve Ajan Mulder'ın aldatılmasından sorumlu adamlar tarafından üretilmiş olduğu bana söylenen ölümcül bir hastalığın bana bulaştırılmasını içeren noktası noktasına detaylı bir hikâye anlattı.
Il m'a expliqué en détail comment Mulder avait été dupé et manipulé de façon systématique. Qu'on m'avait poussée dans la même direction que lui. Que j'ai perdu un proche pour m'être tue et que j'ai contracté une maladie mortelle qui m'a été inoculée par les mêmes personnes qui ont berné Mulder.
Kandırıldığımı mı söylemeye çalışıyorsun?
Dites-vous que je suis abusé?
Biz tamamen kandırıldığımızı düşünüyoruz.
On s'est dit qu'on se faisait rouler.
Kandırıldım.
- J'ai été piégée.
İki mürettebatınız din adamları tarafından kandırıldı mı?
- Sont-ils naïfs à ce point?
- Hayır. Dış görünüş yüzünden kandırıldığı için dava açmak mı?
Poursuivre un homme parce que son physique est ingrat...
Atalarımızın sahiplik mantalitesi olmadığı için kandırıldığını düşündük.
nos ancêtres s'étaient fait avoir. Ils n'avaient pas le concept de possession.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]