Kapış translate French
17,625 parallel translation
Luke Cage biriyle kapışıyor.
Luke Cage se déchaîne.
- Şimdi depo kapısını kilitliyorum.
- Je ferme la porte.
Servis isteyip istemediğimi sordu ve "Rahatsız etmeyin" yazısının kapıda olmadığını söyledi.
On me demande si je veux un service spécial. Elle a dit que le signe "Ne pas déranger" n'était plus là.
- Haklısın, asla kapılmam sana
♪ T'as raison, je ne craquerai pas pour toi ♪
Bir hisse kapılmış, Gök kubbe uçsuz bucaksız mı diye
♪ Elle a capturé un sentiment Ciel sans plafond ♪
- Genç adam biz de Gabby'yi çok fena seviyoruz ama yanlış kapıyı çalıyorsun.
- Jeune homme, On aime Gabby comme des fous, aussi, mais vous vous trompez.
Bir şeye ihtiyacınız olursa, hemen kapının dışındayım.
Très bien. Si vous avez besoin de moi, je suis juste à côté.
Güney Kapısı, yabancı tüccarlar içindir. Mallarınızın dörtte biri vergi olarak alınacak! Doğu Kapısı ve Kuzey Kapısı
La Porte Sud, pour les commerçants étrangers... et leurs quartiers seront le long des murs de la porte Sud.
Sadece özel mührü olanlar için oranın kapısı açılır.
Seuls ceux qui ont un sceau en cuivre sont autorisés.
Eşyalarınızı alın ve Nehir Kapısına gidin.
Nous devons abandonner Mohenjo Daro!
O mor sıvı, normal olmak için tek şansımız ve ön kapıya doğru gidiyor.
Cette glu est notre seule chance de devenir normaux, et elle va filer par la porte avant.
Bir sakal taktı Başladım çıkış kapısına bakmaya
Elle a mis une barbe J'ai commencé à chercher la sortie
Sırtımı kapının önüne dayadım
Je me suis appuyé contre la porte
Biliyor musun... şu Scopuli felâketi kapının eşiğine bırakılmış ölü bir balık!
Vous savez, ce désastre Scopuli est un poisson mort sur votre palier.
- Umarım yanlış kapıyı açmayız.
- Espérons qu'on se trompe pas de sas!
Rocinante dış hava kilidi kapınızı açın ve gemiye binilmesine hazır olun.
Rocinante, libérez votre sas extérieur et préparez vous à l'abordage.
Rocinante dış hava kilidinizin kapısını derhâl açın yoksa gedik açacağız.
Rossinante, liberez votre sas extérieur maintenant ou nous pénétrerons de force.
Kapısını çaldığın an kafana kurşun sıkacak biri olabilir.
Qui va te mettre une balle dans la tête à l'instant où tu frapperas à la porte.
Onu yalnızca Kral'ın yatak odasının kapısına kadar götürebilirim.
Je peux l'apporter seulement à la porte de la chambre de Le Roi.
Sesini duyarsa kapıyı kırıp içeri girer.
S'il t'entend, il entrera par cette porte et te cherchera.
Konuklardan biriyle yakalanırsam beni kapı dışarı ederler!
S'ils m'attrapent avec un invité, je vais être renvoyée!
Sizden biri yüzünden kaçacak olursa hepinizi çırılçıplak soyar, sonra da kapı önüne koyarım!
Si jamais elle s'enfuit à cause de l'une d'entre vous, je vous déshabille entièrement et je vous mets dehors!
Ben, bizim binanın kapıcısına aşığım.
je crois que je suis amoureuse de mon agent d'entretien.
Bir kapıcısın
T'es un agent d'entretien.
Sen Quincy'de bir kapıcısın.
Et toi t'es agent d'entretien à Quincy.
Az kalsın dış akıntıya kapılıyordum.
J'ai failli rester coincée.
Kapıya doğru beraber gideceğiz, beraber çıkacağız ve bundan fazlası olmayacak, seni bok herif.
s ensemble, on va sortir ensemble. Celui qui est pas d'accord est un trou du cul.
Sürücü kapısının üstünde ve sapında kan buldum ön koltukta ve direksiyondaysa biraz daha fazla.
Du sang sur toit, poignée, siège conducteur et volant.
Kapıları hallettiklerinden emin ol.
Va en bas. Assure-toi qu'ils s'occupent des portes.
Bu gece cehennemin kapıları sonuna dek savaş içinde olacak.
Ce soir! Les portes de l'enfer vont s'ouvrir pour le combat final.
Gerçeği yadsımak bize yeni bir düşünce kapısı açmaz.
- C'est pas en niant une réalité qu'on mettra en œuvre une pensée neuve.
Bu kediyi kapısının önünde buldu.
Il a trouvé ce chat devant sa porte.
Yan kapı var mı bir bakalım.
Regardons s'il y a une porte sur le côté.
Bak bakalım 17 Şubat elemanları... 11.32, ARKA KAPI... arka kapıda birini görmüş mü?
Nick, Dave? Demandez aux Martyrs s'ils ont vu quelqu'un derrière.
Yerleşkenin arka kapısına gidiyoruz.
On est au portail arrière du complexe.
... iki dost görüyorum, strob ışıklı, yerleşkenin arka kapısında.
Je vois deux alliés marqués aux infrarouges au portail arrière.
Haberiniz olsun, 17 Şubat Tugayı'nın dahi komutanı arka kapıyı ardına kadar açık bırakmış.
Le grand stratège qui commande les Martyrs a laissé le portail arrière ouvert.
Kapıda bir komşu var, ışıktan şikâyetçi.
Un voisin se plaint de nos projecteurs.
Mesajlar kapıya yığılmış.
Les messages s'accumulent devant la porte.
Mükemmel bir ekmek kapısı olurdu.
Ce serait le job idéal, pas vrai?
Kilisede bir konuşma yaptın varoşlarda bir iki kapı devirdin ve birden Harlem'in Kaptan Amerika'sı oldun.
Tu fais un discours à l'église, tu défonces quelques portes dans les quartiers, et tu te prends pour Captain America.
Keş anan seni Mabel'ın kapısına attı gitti, arkasına dönüp bakmadı bile!
Ta junkie de mère t'a déposé chez Mabel et n'est jamais revenue!
O halde, özel giriş kapısının şifresini biliyorsundur.
J'imagine que vous avez le code de son entrée privée.
Yaran enfeksiyon kapıyor.
La blessure s'infecte.
Kapıda hareket var.
On s'agite près de la porte.
- Kapı açılıyor!
- La porte s'ouvre!
Giriş kapısından atılan cesedin Damon Boone'a ait olduğu doğrulandı.
Nous avons confirmation que le corps rejeté à l'entrée est bien celui de Damon Boone.
Giriş kapısından geliyor!
C'est l'entrée principale!
Karın ve çocuğunla sıcak bir kap yemek paylaşıyor olabilirdin.
Vous pourriez partager un repas chaud avec votre femme et votre enfant.
June, muhasebe defterini kapıp gelsene.
June, le livre des comptes, s'il vous plaît.
Çıkarken kapıyı kapatır mısın, Lisa? Sağ ol.
Et s'il te plaît, Lisa, ferme la porte en sortant, merci.