Katrine translate French
431 parallel translation
Masamda yapacak bir ton işim var. Tanıştığımıza memnun oldum, Bay Gutten.
Ce n'est rien katrine, j'ai des tonnes de dossiers à faire.
- Katherine geldi.
C'est Katrine en fait.
Dinle Katherine konuşmamız gerekiyor.
Katrine, il faut qu'on parle.
Katherine orta sınıf karşıtı görüşlerin hatta ideolojilerin olduğunu iddia etti. Evet var.
Katrine prétend qu'à un moment donné tu avais des opinions... des idées très anti-bourgeoises.
Duyduğum kadarıyla Katherine, Axel'e bazı numaralar çekmiş.
Il paraît que Katrine faisait des blagues à Axel?
- Dışarı çık Katherine.
Casse-toi, Katrine.
- Yalancısın. Katherine'i becermediğini söyledin ama bunu yaptın.
Tu dis que tu n'as pas baisé Katrine mais je sais bien que oui.
- Bu Katherine, Pete ve Axel. - Merhaba.
Voici Katrine et Ped et Axel...
Ve çok çok güçlü Katherine.
Et Katrine, si forte, si forte.
Ben Katrine.
Je suis Katrine.
Ben Katrine. Le Coeur de Lion benim tesisimdir.
Je suis Katrine, la propriétaire du Coeur de Lion.
Ben Katrine. Le Coeur de Lion, benim tesisimdir.
Je suis Katrine, la propriétaire du Coeur de Lion.
Katrine... hayattasın.
- Vous avez survécu.
- Katrine.
- Katrine.
- Katrine!
- Katrine!
Katrine.
Katrine. Moi c'est Ben.
- Geliyor musun, Katrine?
- Katrine, tu viens?
O annenin lambasıydı, Katrine.
C'était celle de ta mère.
- Hayır, ben Katrine.
Non, je suis Katrine.
Ve sen de Katrine olmalısın.
Je suis Lukas. Et tu es donc Katrine.
Katrine...
Katrine...
Bugün Katrine'nın annesinin doğum günü.
C'est l'anniversaire de la mère de Katrin.
- Merhaba baba, ben Katrine.
Papa, c'est Katrine.
- Biraz daha ister misin, Katrine?
Tu en veux, Katrine?
- Büyük bir hata yaptın, Katrine.
Tu as fait une erreur, Katrine.
O umurumda bile değil.
Je m'en fous, Katrine. Complètement.
Katrine'in kırdığı aynayı çöpe atar mısın?
Va jeter le miroir que Katrine a bousillé.
- Ne yapıyorsun? - Katrine.
- Qu'est-ce que tu fais?
Yoksa ne olur, Katrine?
Sinon quoi, Katrine?
Katrine!
Katrine!
Katrine!
Katrine?
Buna bir son vermek istemiyor musun, Katrine?
Qu'est-ce qui ne s'arrêtera pas?
Katrine, benim!
C'est moi!
Geçti, Katrine.
Ça va aller.
Katrine...
Katrine?
Bugün ne yapıyorsun, benim küçük Katrine'im?
Que feras-tu aujourd'hui, Katrine?
- Selam, Katrine.
Katrine!
Nelere bulaştın böyle, Katrine?
- A quoi es-tu mêlée?
Katrine senin iyi biri olduğunu düşünüyor gibi.
Katrine semble croire que vous êtes quelqu'un de bien.
Kendinize iyi bakın.
heu... katrine vous devriez jeter un petit coup d'oeuil.
- Merhaba.
Salut Katrine!
Bir konuda anlaşmalıyız.
Katrine, il faut que les choses soient claires.
İşte gerçekliğe döndük.
Je reviens vite, Katrine.
Tanıdığım herkese pislik yaptım.
Avec Katrine, avec ma femme et...
Bu çok güzelmiş.
Je crois que Katrine est jalouse.
Şerefe ve hoş geldin, Katrine.
Bienvenue à Katrine.
Katrine, bu da ne?
Qu'est-ce que c'est?
Katrine.
Katrine?
- Katrine! Onları durduramadım.
- J'ai pas pu les empêcher.
Katrine?
J'imagine.
Katrine... o gitti.
C'est bon, elle est partie.