English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kayıp mı

Kayıp mı translate French

3,754 parallel translation
Onu kayıp mı ettin?
T'as perdu la tête?
Hangi biftek yanında bıçak olmadan gelir? - Bıçak kayıp mı?
Hey, pourquoi un steak n'a pas de couteau pour steak?
Sihirli bir şekilde kayıp mı oldu?
Disparu par magie?
Kayıp mı oldun?
Tu es perdu?
- Kayıp mı?
- Perdue?
Kayıp mı oldu?
Mais, il a disparu? Non!
Bu davayı kayıp mı ettim?
J'ai tout perdu?
Kayıp mı?
Disparu?
Kayıp mı?
Disparue?
Tamam. Garth hala kayıp mı?
Garth toujours absent?
- Sanırım kayıp eşyayı buldum.
Hey, je pense que j'ai trouvé ce que vous aviez perdu.
Sonraki gün kadınım Dakota elmas bileziğinin kayıp olduğunu fark etti.
Le lendemain, Dakota a réalisé que son bracelet avait disparu.
Kapı, kapı gezmelerini ya da kayıp bir kediymiş gibi ilan mı asmalarını istersin?
Vous voulez qu'ils fassent du porte-à-porte où qu'ils mettent des affiches partout?
Cüzdanım dünden beri kayıp, hiçbir yerde de bulamıyorum.
J'ai perdu mon sac à main. Je le retrouve plus.
Seni ilk aradığımda öylesine vakit geçiriyordum ama sesini duyunca kayıp bir parçamı bulmuş gibi hissettim.
La première fois que je t'ai appelée, c'était juste pour m'amuser. En entendant ta voix, j'ai senti qu'une partie de moi s'était perdue.
Bir adamı değişim rüzgârları ve teslim olmama konularında konuşturacak türde şeyler mi? Yer ayağımın altından kayıp gidecek gibi olduğu hâlde hem de?
Le genre de choses sur le vent du changement et de rester ferme, même s'il me semble que le sol se dérobe sous moi?
Beckwith kesin ölüm zamanını yakında öğrenir ama o zamana kadar biz 2-3 gün diyelim, bi'kayıp kişilere bakalım.
Beckwith aura bientôt défini l'heure exacte de la mort mais jusque là, on a presque deux, trois jours, pour voir qui manque.
Kayıp kızımız Kallie Leeds'in kaybolduğu gece o otelde kasede çekildiğini biliyoruz.
On sait que notre fille disparue, Kallie Leeds, était à l'hôtel la nuit de sa disparition, faisant l'une de ces vidéo.
Ayrıca kayıp kızımız Kallie Leeds'in cesedini henüz belirleyemedik. Profili bilinen kurbanlara uyuyor.
Et, bien qu'on n'ait pas trouvé le corps de la fille, Kallie Leeds, parmi ceux qu'on a, elle a le même profil que nos victimes.
Annesi kayıp olduğunu onayladı mı?
Donc, la mère a confirmé que sa fille a disparu.
Gerçekten de kayıp saldırganımızın bu tanınmış portföy yöneticisi olduğunu mu düşünüyorsun?
Tu crois vraiment que ce célèbre manager est l'agresseur qu'on recherche?
Kayıp Ebola örneklerimizin yerini saptadım.
J'ai réussi à localiser nos échantillons Ebola manquants.
! Bak, iki adamım kayıp!
Deux de mes hommes ont disparu!
Kaynaklarımız Bayan Matthews'un şimdi kayıp olabileceğini muhtemelen Carroll ve tarikatı tarafından kaçırılmış olabileceğini söylüyor.
Nos sources nous disent que Mme Matthews pourrait avoir disparu... Peut-être enlevée par Joe et sa secte.
Mesela, ben Kayıp Balık Nemo'yu kiralayacağım.
Moi, je vais louer Le Monde de Nemo
iyi dinle, SpongeBob BrownPants hala senin kirli çamaşırlarını yıkayıp çekmeceye yerleştiriyorsam seni eve almanın ne anlamı var?
Ecoute, Bob l'Eponge Slips Marrons à quoi ça sert de te mettre dehors si j'ai toujours à m'occuper de tes culottes sales?
Kayıp kişi olarak bildirmeyeceğiz, tamam mı?
Non, on ne fera pas ça, d'accord?
Pekala, bak, kayıp kişiler bölümündeki bir arkadaşa telefon açacağım bakalım birşeyler var mı ellerinde?
D'accord, écoute, je vais passer un appel à un ami des personnes disparues, pour voir s'ils ont quelque chose.
NSA'in ses analiz programında çalıştırdım ve... Arkadaşım kayıp.
{ \ pos ( 192,160 ) } dans un analyseur de voix de la NSA, et... { \ pos ( 192,160 ) } Mon ami a disparu.
Kayıp kişiler çağrısını hatırladın mı? Elbette.
Tu te rappelles de cet appel?
Arkadaşım kayıp.
Mon ami a disparu.
Archer kayıp ve sen hiçbir şey yapmamamızı mı istiyorsun?
Archer aussi, et on ne fait rien?
Sadece sizlerin Cheryl'e deli dediğinizi kayıt altına almak istedim. Böylece onun mirasını alıp yardımlarımı finanse edebileceğim.
Je voulais juste vous enregistrer disant que Cheryl était folle pour obtenir la tutelle sur son héritage et financer mes œuvres caritatives.
Mal kayıtlarını karıştırıp bu evi sakladım ama bizi bulacaklar!
J'ai trafiqué les titres de propriété et caché cet endroit, mais ils vont nous trouver!
Şimdi kayıp olduğunu öğrendim ya onu bulmanıza yardım etmek için her şeyi yaparım.
Maintenant que je sais qu'elle a disparu... Il n'y a rien que je ne ferais pas pour vous aider à la retrouver.
Niye sordun, tanıdığın falan mı kayıp?
Pourquoi? Tu en connais une en particulier?
Ev hayvanım, Bay Kaplumbağa, dört yıldır kayıp.
Mon animal, Mr.Tortue, a disparu pendant environ quatre jours.
Öyleyse, kayıp şahısları ben arayım mı?
Je contacte le service des disparus?
Bil bakalım ne kayıp.
Devine ce qui manque.
Ortağımın kızı kayıp ve sen yoluma çıkıyorsun.
La fille de mon partenaire est portée disparue, et vous... êtes sur mon chemin.
Neyse ben de kalıp Santoso'nun vurulduğu civardaki kameraların kayıtlarını taradım.
Je suis resté et j'ai regardé les caméras du quartier où Santoso a été tué.
Espo, sen de kayıtlarını karşılaştırıp ikisinin arasında bir benzerlik var mı diye bak.
Espo, tu devrais faire un recoupement de leurs antécédents pour voir s'il y a des similitudes entre les deux?
Bana görevi veren ajan kayıp.
L'agent qui m'a donné cette affectation, a disparu.
Nedir peki? Sör Edmund'un kayıp tabancası mı?
C'est quoi ça, le révolver manquant de Sir Edmund?
Kızım kayıp ve onu bulmaya çalışıyorum. Nasıl biri olduğunu anlamaya çalışıyorum.
C'est juste qu'elle a disparue, et j'essaie de la retrouver, et j'essaie de comprendre qui elle était.
Oğlum beni aradı annesinin kayıp olduğunu söyledi saatlerdir gelmediğini.
Mon fils m'a appelé, m'a dit que sa mère avait disparu, et qu'elle était partie depuis des heures.
Bay Reese, sanırım tüm o kayıp şahıslara neler olduğunu biliyorum.
M. Reese, je pense savoir ce qui est arrivé à toutes ces personnes disparues.
Üzerinde çalıştığım kayıp şahıs davası.
J'enquête sur une personne disparue.
Bu görevi bana veren ajan kayıp. FBI da senin sorumlu olduğunu düşünüyor.
L'agent qui m'a donné cette mission a disparu, le FBI te pense responsable.
Hikayen şunu aklıma getirdi, kabul edilebilir kayıp diye bir şey var.
Votre histoire m'a rappelé, qu'il y a des pertes acceptables.
Robot resmi Kayıp Kişiler veritabanında tarattım ve bir tane olası eşleşme buldum.
J'ai lançé la reconstruction faciale dans les personnes disparues, et j'ai trouvé une concordance possible.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]