Kd translate French
95 parallel translation
- MAYIS 1943 KD. YRB.
- mai 1 943 bataillon DU COL.
72 KD 75, patron.
72 KD 75, chef.
72 KD neydi?
KD quoi?
Akagi'den Kd. Yüzbaşı. Fuchida, efendim.
Le Lt commandant Fuchida, du porte-avions Axagi.
Eğer boş boş ortalarda dolanıp hepimizi hapise göndertmezsen.... ..... kıçıma tıkdığım 1 milyon dolarla Martinique'e gidiyorum.
Je pars en Martinique avec un million de dollars collé au derrière, à moins que tu continues ta comédie et là, on finira tous en taule.
Ben bu kaydı yaparken, sen henüz on haftalıkdın.
Au moment où j'enregistre ceci, tu as environ 1 0 semaines.
Böyle bir şey mümkün mü? Ben o insanlıkdışı varlıklardan biri miydim?
Faisais-je partie, moi aussi, de cette sous-humanité?
- Tamam, çıkdışarı.
Sortez d'ici!
- Bu kadar mantıkdışı birşey söylemedim.
- Je n'ai rien dit de si absurde.
Bütün akademi, onun pekçok eski uygarlık arasındaki ilişkilerle ilgili... mantıkdışı fikirlerine gülüyordu.
Il a été ridiculisé pour ses idées grotesques... suggérant un lien entre d'anciennes civilisations.
"Mantık zamanda yolculuğu olasılıkdışı olarak nitelendirse de, kuantum yasaları nitelendirmiyor."
"Le sens commun ne croit pas au voyage dans le temps, la physique quantique si."
Bunlar çok şıkdırlar.
Des monstres tellement chics.
Ondan biraz daha karmaşıkdı.
Plus compliqué que ça.
Beni "kişisel alışveriş" bölümüne tıkdılar, ki bu çok büyük bir gerileme.
Non, mais je me retrouve Conseiller client, je rétrograde carrément!
Atalarımın her türlü mantıkdışı şeye inandığı, mantık... ve bilimden önce bir dönem vardı. Ne?
Quoi?
Atalarımın her türlü mantıkdışı şeye inandığı, mantık... ve bilimden önce bir dönem vardı.
Quoi? C'est une vieille superstition. Avant le règne de la raison... et de la science, mes ancêtres croyaient en des choses insensées.
Müstakil kulübemizdeyiz... 20 yıllıkdır evliyiz.
- Moi â 40 ans, nous dans notre cottage détaché, nous aprés 20 ans de mariage.
Onu içeri tıkdığın için artık çocuğuna bakamayacak.
Il a un fils qu'il ne peut plus nourrir, vu que vous l'avez fait condamner.
Oğlunuz, Tommy... onu bu unutulmuş yere getirdiniz ve... o şeylerle odasına tıkdınız.
Tommy, votre fils, que vous enfermez dans sa chambre avec ces choses.
Onu o şeylerle odaya tıkdınız.
- Vous l'avez enfermé dans sa chambre.
Sadece KD uzmanı konsültasyona gelirse haber ver.
Bipez-moi si le résident d'obstétrique descend pour voir une autre patiente.
Hayır. Ama "Eşimle tanışmanı istiyorum" diyebilirdin. Bizi tanıştıkdıktan sonra eski kız arkadaşınla konuşacağınızı söylerdin.
Non, mais tu aurais pu me présenter et me dire que tu allais boire un verre avec ton ex.
Her neyse, K.D. lang * albümlerini stok yapmalıyız.
On aurait dû stocker les albums de KD Lang.
Tüm bu duvarın mantıkdışı olduğunu mu söylüyorsun?
Ce mur ne dirait que des âneries?
Birisi buna neredeyse insanlıkdışı diyebilir.
On pourrait presque la qualifier d'inhumaine.
bekle, o da mı bir yaratıkdı?
Attends, tu es en train de me dire que c'était une alien?
Yani mantıklı gözükecek nedenlerle. - Yani Leo çıkdı... - Evet...
Je quitterai cette pièce dans un cercueil ou en homme libre.
Zannedersem gördüm... kabus gibi ama uyanıkdım.
Je n'arrête pas d'avoir... des cauchemars vivants.
Ama sanıyorum, ona aşıkdı.
- Mais je crois qu'elle craquait pour lui.
Kd'ye söyle. C'ye gidiyorum!
j dois te laiC slt!
Mantıkdışı bir teori.
C'est une théorie absurde.
- Mantıkdışı!
- Absurde!
Bence onlar, KE adlı bir çeteden.
Je crois qu'ils appartiennent à un groupe appelé les KD.
Ejderlerin burada bir şey yapacağını sanmıyoruz, ama kim bilir?
Je ne pense pas que les KD tentent quelque chose ici, mais on ne sait jamais.
Jin ve Ejderler birinin canını gerçekten yakmak isteselerdi, daha güçlü bir mesaj gönderirlerdi.
Oui, si Jin et les KD voulaient vraiment blesser quelqu'un, ils auraient envoyés un message beaucoup plus puissant.
İnsanlıkdışı.
Une force inhumaine.
Osgood'un tüm avukatları, şunu diyecek... Eğer cinsiyeti konusunda kafası karışıksa belki de Osgold'un söyledikleri hakkında da karışıkdır. Hobbs haklı.
Les avocats d'Osgood peuvent dire que s'il était déjà troublé par sa situation, il a peut-être mal compris les aveux d'Osgood.
Bazı mantıkdışı saçmalıklar... Fibonacci serisi...
Des âneries ridicules à propos de la série de Fibonacci...
Burada tanıkdıklarım var.
Je connais du monde ici.
- Hayır, bu mantıkdışı.
- Non, c'est grotesque.
Labaratuara götürüp şifreyi kırdıkdıktan sonra sabah ilk iş masanıza bırakırım.
Laissez-moi le donner au laboratoire et vous aurez le fichier décrypté sur votre bureau demain matin.
Bu mantıkdışı.
Ceci est absurde.
KD'yi durduramazsınız.
Personne ne marque KD.
Hey, KD!
KD!
- Onlara bir imza verirmisin?
- KD. - Quelques autographes?
- Çünkü KD gibi smaç basmak istiyorum.
- Je veux smasher comme KD.
KD'den iki sayılık atış.
Deux paniers consécutifs pour KD.
KD, sen bundan daha iyisin.
Tu vaux mieux que ça.
- Bizim pratiğimiz. # KD!
- Notre entraînement.
"Mantıkdışı."
"Grotesque."
KD Lang aksiyon figürü mü?
La figurine Mylène Farmer?