English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Keane

Keane translate French

330 parallel translation
Bay Anthony Keane'i tanıyor musunuz?
Vous connaissez Me Anthony Keane? De nom.
- Bitti diye düşün, Keane.
Pensez-y, Keane.
Bayan Paradine, size Bay Keane'i tanıtayım.
Mme Paradine, voici mon collègue M. Keane.
Bay Keane sizi sanık sandalyesine koyar mı bilmiyorum ama eğer yaparsa- -
J'ignore si M. Keane vous fera appeler à la barre, mais s'il se décide...
Sizi tekrar ne zaman görebilirim, Bay Keane?
Quand vous reverrai-je, M. Keane?
Gidelim, Keane.
Allez, Keane.
Keane iyi bir avukat, bunu unutmaz.
Il est trop bon avocat pour l'avoir oublié.
Bazen ne kadar iyi olduğunuza şaşırıyorum, Keane.
Je me demande parfois à quel point vous êtes doué.
Hadi, hadi. Keane o kadar da duygusal değil.
Keane n'est pas si émotif que ça.
- Teşekkür ederim. Senin için endişelendiğimi anladın, Keane.
Comprenez, Keane, que tout cela va dans votre intérêt.
Sevgilim, Bence Keane ve Simmie senin yeşim taşlarını görmek ister.
Ma chère, je pense que Keane et Simon voudront voir vos jades.
Söyleyin bana, Bayan Keane. Sizi pek fazla eğlendiremedim, değil mi?
Dites-moi, madame Keane, je ne vous amuse guère, n'est-ce pas?
Keane, sanırım karınız benden bıktı.
Keane, j'ai l'impression que j'agace votre femme.
Aklında ne var, Keane?
Qu'avez-vous en tête, Keane?
Keane, uşağı intihar olayına dahil etme fikrinden vazgeçti.
Keane a abandonné l'idée d'impliquer le valet dans le suicide.
Anthony Keane'in maceraları ilginç bir hâl aldı.
Les aventures d'Antony Keane m'intéressent davantage.
Keane bunu bulabilecek mi diye merak ediyorum.
Je me demande si Keane a découvert...
Keşke Anthony Keane ile bir saat evli kalsaydım.
J'aimerais être Mme Keane une heure.
Sadece bir tane Anthony Keane var.
Il n'y a qu'un Anthony Keane.
- Kiralamak mı, Bay Keane?
- Vraiment, M. Keane?
Burada beklerseniz Bay Keane, panjurları açacağım da.
Attendez ici, je vais ouvrir les volets.
Her durumda Gay ve Tony Keane'in küçük aşkı sonsuza kadar sona erecekti.
Qu'importe... La petite idylle entre Gay et Tony Keane aurait touché à sa fin.
Merhaba Baker, Bayan Keane evde mi?
Bonjour, Baker. - Madame est-elle là?
Bu noktanın açıkça konuşulmasını istedim, Bay Keane.
Je ne voulais laisser aucun doute, M. Keane.
Geçmişte kaldı. Sorunuz konu ile ilgili olmalı, Bay Keane. Açıklayın lütfen.
La pertinence de votre question m'échappe, M. Keane.
Bay Keane, sorunuz nedir?
M. Keane, venez-en à votre question.
Bay Keane, bir dakika lütfen. Avukat iddiasında haklı.
Je suis d'accord avec l'avocat de la Couronne.
Bence Bay Keane, bu ara vermek için çok uygun bir fırsat.
M. Keane, je pense que c'est le bon moment pour suspendre l'audience.
Bay Keane... Doğruyu söylemesi için onu zorladık ve şimdi müvekkilimi kendi ihanetinin içine çekmek istiyor.
Obligé à dire la vérité, il cherche à impliquer ma cliente.
Bay Keane, bu ilk defa olmuyor. Siz daha önce de mahkeme salonlarında aşırı duygusal bir atmosfer oluşturmuştunuz.
Puis-je vous rappeler que ce n'est pas la 1re fois que vous provoquez une atmosphère un peu trop passionnée.
Bay Keane, bu davada hakimin yetkilerini kullanmak konusunda çok meraklısınız.
- M. Keane, vous semblez vouloir vous substituer au juge.
Benimle ağız dalaşı yapmayın, Bay Keane.
Pas de sous-entendus, monsieur.
Bay Keane, geç oluyor ve çok zor bir oturum oldu. Şimdi bir ara versek sizin için uygun olur mu?
Tout cela fut éprouvant, suspendons l'audience dès maintenant.
Sizden rica etmek zorundayım, Bay Keane, avukatın sözünü kesmeyin.
M. Keane, n'interrompez pas l'accusation. J'agirai si nécessaire.
Bunların hiçbiri kanıt değildi. Bay Keane, durumunuzu düşünmek üzere bir ara ister misiniz?
M. Keane, désirez-vous un ajournement pour reconsidérer votre position?
Tanığa sormak istediğiniz herhangi bir şey var mı, Bay Keane?
M. Keane, avez-vous d'autres questions?
Size söyleyecek başka bir şeyim yok, Bay Keane.
- Je n'ai rien à vous dire, M. Keane.
Önemli bir davaydı. Bay Keane'in performansına konsantre olmuştum.
Il fallait que je reste concentré sur la performance de M. Keane.
Altar Keane bundan hoşlanmaz.
- Pourquoi? - Ça déplairait à Altar Keane, et d'autre part...
Ya da Altar Keane?
- Non, Altar Keane.
Eğer aklımdan geçen kişiyse, ismi Keane olmalı, Crane değil.
Si c'est bien elle, son nom est Keane et non Crane.
Altar Keane, evet!
Altar Keane.
Atlardan birisi ben olmuştum ve Altar Keane de benim jokeyimdi.
Sauf que j'étais le cheval et Altar Keane, le jockey.
Benim tanıdığım tek Altar Keane O'ydu!
C'est la seule Altar Keane que je connaisse.
Her nereye gittiysem, Altar Keane'i görür gibi oldum veya hakkında bir şeyler duydum.
Où que j'aille, je voyais Altar Keane ou j'entendais parler d'elle.
Benim gözümde harika bir kadınsınız, Bayan Keane
- Vous êtes une femme merveilleuse. - Arrêtez donc.
Delikanlı, Altar Keane ile neden bu kadar ilgileniyorsun?
Pourquoi êtes-vous si intéressé par Altar Keane?
Gel seni çiftliğin sahibi Altar Keane ile tanıştırayım.
Voici la patronne du ranch, Altar Keane.
Hakkınızda çok hikâye duydum ki, bir tane Altar Keane olduğundan şüpheliydim.
J'ai entendu tant d'histoires sur vous, je doutais de votre existence.
- Bu kadar yeter, Bay Keane.
Ça suffit, M. Keane.
Keane! Keane!
Keane!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]