Kerim translate French
162 parallel translation
Kız, Türkiye'deki Karakol T şefi Kerim Bey'le temasa geçip iltica etmek istediğini anlattığında makinayı bize vereceğini söylemiş.
La fille a contacté Kerim Bay, chef du bureau Turquie. Elle veut passer chez nous. Elle livrera le Lektor.
İşte Kerim'in kızdan çekebildiği fotoğraf.
Kerim a pu avoir sa photo.
- Kerim Bey size araba yolladı efendim.
- L'auto de Kerim Bay est là.
Kerim Bey otele gitmeden önce onu görmenizi önerdi. - Bu size uygun mu?
Kerim Bay voudrait vous parler avant que vous n'alliez à l'hôtel.
Ali Kerim Bey.
Ali Kerim Bey...
Umarım parmaklarınla yiyebilirsin. Kerim Bey!
Il faudra manger avec vos doigts.
Ama Kerim'le restoran vagonunda buluşma ayarladım.
Mais on a rendez-vous avec Kerim. Dans la voiture restaurant.
- Kerim Bey'in arkadaşı mısın? - Evet.
Vous êtes bien l'ami de Kerim Bey?
Kerim Bey çok önemli biriydi. Bir çok etkili arkadaşı vardı.
Kerim Bay avait des amis très influents.
Ne oldu? - Kerim öldü.
Que se passe-t-il?
Kerim'in öldürülmesi konusunda hiç bir şey bilmiyordum.
Je n'imaginais rien de tel.
Kerim ve diğer adamı?
Et Kerim aussi?
Hayır. Anlamak için Lyautey ve Abdül Kerim'i tanımak, Güney Fas'ı bilmek lazım.
Non, pour comprendre, il faut avoir connu liotèc Abdel-Krim, et le Sud marocain.
- Ne olacak bu işin sonu, Hoca Efendi? - Allah kerim.
- Qu'est-ce qu'il va arriver?
Sen Kerim Abdül Cabbar'sın.
Vous êtes Kareen Adbul Jabbar!
Kerim de sıçtı.
Kerim, de la merde aussi.
Oturumu Kerim yönetecek.
Kerim présidera la réunion.
Duydun mu Kerim?
T'entends, Kerim?
Senden n'aber Kerim?
Comment ça va pour toi, Kerim?
Kerim Skoplje'den döndü mü?
Kerim est revenu de Skopje?
- Kerim'e. - Neyi söylemezsin?
- Qu'est ce que tu ne lui diras pas?
- Yapma, Kerim.
- Ne le cherche pas, Kerim.
- Adı nedir? - Adı Fenasi Kerim.
- Elle s'appelle comment?
- Fenasi Kerim mi?
- Macha Hat?
Fenasi Kerim burada mı?
Est-ce que Macha Hat est ici?
Fenasi Kerim i gören var mı?
Quelqu'un a vu Macha Hat?
Hey, Frank, sor bakalım Fenasi Kerim dışarıda mı.
Frank, demande à une serveuse si Macha Hat est dehors.
- Fenasi Kerim e telefon var. - Kandırdım onu.
- On demande Macha Hat au téléphone.
Park yerinde Fenasi Kerim diye bir var mı?
Macha Hat est-elle sur le parking?
Kerim 41'de, ve bunu her gece yapıyor.
Kareem a 41 ans, et il fait ça tous les jours.
Şey, Kerim'in büyüleri var.
Il joue avec Magic.
Hapishanede kendimi mutsuz hissettiğimde Kuran'ı Kerim'deki " Dertli bir yürek için...
Chaque fois que je suis triste à la prison, je pense à l'injonction coranique qui dit :
Nasıl istersen, öyle s'kerim.
Tu le regretteras.
Kerim Nanva, Ali Mendigâr, Selman Necefî.
Karim Nanva, Ali Mandegar, Salman Najafi.
- Kerim.
- Karim.
- Kerim mi?
- Karim?
- İsmim Kerim.
- En fait, mon nom est Karim.
Bana yalan söyleyeyim deme, s.kerim!
Putain ne me mens pas, connard!
Yalan söyleme ağzını s.kerim senin. Piç kurusu!
Ou je t'éclate, connard!
S.kerim onun anasını avradını!
Le baiser!
Kalk s.kerim!
Debout, connasse!
- Gir lan içeri, g.tünü s.kerim senin!
- Putain rentres chez toi!
- Senin kafanı s.kerim, sok içeri.
- Je vais t'arracher la tête.
- S.kerim kabadayılığını senin.
- La putain de liberté, enfin.
Ben Kerim Abdül Cabbar değilim!
Je suis pas Abdul-Jabbar.
Abd-El Kerim, liderleri. Çok zeki, çok sinsidir! Berberi kabilelerini, sizin şimdiye kadar hiç görmediğiniz şekilde tek bir savaş gücü olarak birleştirmeyi başaran bir komutandır.
Abd-EI Krim, leur chef, un homme rusé, a réuni les tribus berbères en une unité de combat comme jamais vous n'en avez vues!
- Öldü mü?
- Kerim est mort. - Quoi?
- Kime?
- Kerim.
Bu Kerim, emirerlerimden biri.
Un de mes infirmiers.
Teşekkür ederim, Kerim.
Merci Karim.
- S.kerim arabasını.
- Putain la caisse.