Kersey translate French
154 parallel translation
Bay Kersey'nin ofisi.
Bureau de M. Kersey.
Benim adım Paul Kersey.
Je m'appelle Paul Kersey.
Üzgünüm, bir kaç dakika önce öldü, Bay Kersey.
Désolé, elle est morte il y a quelques minutes, M. Kersey.
- İsmim, Paul Kersey.
- Je suis Paul Kersey.
- Merhaba, Bay Kersey.
- Bonjour, M. Kersey.
Teğmen, bu Bay Paul Kersey, dosya 884.
Inspecteur, voici Paul Kersey. Sa femme et sa fille ont été agressées.
- Sizi hatırladım, Bay Kersey.
M. Kersey.
Göreve çıkacağım, Bay Kersey, o yüzden ayrılmalıyım. - Çok teşekkürler. - Bir şey değil.
Je prends mon service, donc je vous laisse.
Oturmaz mısınız, Bay Kersey?
Asseyez-vous.
Süpermarket güvenliği ve kasiyerlerden biri Bayan Kersey ve kızınızdan sonra ayrılan bu üç tipi hatırlıyor.
Le vigile du supermarché et une caissière se rappellent 3 hommes.
- Kızınız nasıl, Bay Kersey?
- Comment va votre fille, M. Kersey?
Kızınız bize fazla bilgi veremedi, Bay Kersey.
Votre fille n'a pas donné beaucoup d'informations.
Çok memnun olurum, Bay Kersey.
Ce serait gentil.
Size daha fazlasını vaat edersem, dürüst olmamış olurum, Bay Kersey.
Je serais malhonnête de vous faire espérer plus.
- Günaydın, Bay Kersey.
- Bonjour, M. Kersey.
- Paul Kersey.
Paul Kersey.
- Herifin adı Paul Kersey.
- Un certain Paul Kersey.
Günaydın, Bay Kersey.
Bonjour, M. Kersey.
- Joe Charles, Bay Kersey.
- Joe Charles, M. Kersey.
Diyelim ki, Paul Kersey Kanun Koyucu.
Imaginons que Paul Kersey soit le Justicier.
Paul Kersey ile mi görüşüyorum?
C'est Paul Kersey?
Bay Kersey, polis gözetimi altındasınız.
M. Kersey, vous êtes sous surveillance policière.
Tamam, Bay Kersey.
Désolé.
İyi geceler, Bay Kersey.
Bonne soirée.
- İyi geceler, Bay Kersey.
- Bonsoir, M. Kersey.
Burada bir Paul Kersey olmalı. Hiç buraya geldi mi?
Paul Kersey est monté?
Kersey, evet efendim. Hemen gelip, ayrıldı.
Oui, il est monté et il est redescendu.
Bu Paul Kersey bir kuş mu?
Paul Kersey, c'est notre homme?
Paul Kersey.
Paul Kersey.
İyi akşamlar, Bay Kersey.
Bonsoir, M. Kersey.
Bu sizin silahınız, Bay Kersey.
Ceci est votre arme.
Sıra dışı bir durumdayız, Bay Kersey.
Nous sommes dans une situation étrange, M. Kersey.
Anlaştık mı, Bay Kersey?
Vous me comprenez bien, M. Kersey?
Bay Kersey.
M. Kersey.
- Paul Kersey.
Fred Brown.
Siz onun babasısınız, Bay Kersey.
Vous êtes son père, M. Kersey.
Bay Kersey için bir teslimat var.
Une livraison pour M. Kersey.
- Kersey'e cüzdanını vermek istiyoruz.
On voulait rendre son portefeuille à M. Kersey.
Bay Kersey, ben dedektif Mankiewicz.
Je suis l'inspecteur Mankiewicz.
Bay. Kersey, kızınız hakkında bazı haberler gelmiş.
M. Kersey, on a retrouvé votre fille.
Bu sizin kızınız mı, Bay Kersey?
Est-ce que c'est votre fille, M. Kersey?
Bay Kersey, bu Carol'mu?
M. Kersey, c'est Carol?
- Bay Kersey, partiye katılmak ister misiniz?
- Vous voulez vous joindre à nous?
Paul Kersey şimdi Los Angeles'ta yaşıyor.
Paul Kersey vit maintenant à Los Angeles.
Kersey'nin tekrar öldürmeye mi başladığını düşünüyorsun?
Vous croyez que Kersey s'est remis à tuer?
Paul Kersey ilginç bir adamdı, bu yüzden onu bir müddet daha izledim.
Paul Kersey était un type intéressant. Et j'ai gardé un œil sur lui.
Eğer oysa da, Kersey'i tekrar bulmaya çalışırım ve onu durdururum sessizce.
Et j'essaierai de découvrir si Kersey a remis ça. Et si c'est le cas, j'essaierai de le stopper... - discrètement.
Kersey hakkındaki gazete haberleri Ve polis resimleri.
Des coupures de presse et des photos de police sur Kersey.
- Arkadaşınız Paul Kersey.
- Ça concerne votre ami, Paul Kersey.
- Arabamı al... i... ve Paul Kersey'in evinin önüne parket.
- Prends ma v oiture... et gare-la devant la maison de Paul Kersey.
- Dr. Clark, bu Bay Kersey.
- Dr. Clark, M. Kersey.