Kevlar translate French
172 parallel translation
Peki sana verilen miğfer... ya şans eseri olarak şehirdeki rehincilerden birinin eline geçtiyse?
Et le kevlar qu'on t'a attribué... il n'a pas atterri chez "ma tante" un soir de dèche?
- Evet, "İkinci Şans".
- Un Kevlar Seconde Chance.
Kevlar ile güçlendirilmiş titanyum.
Du titane plastifié au kevlar.
- Bu Kevlar harika.
- Ce Kevlar est super.
Mermi, can yeleğinin sekiz tabakasını da geçmiş.
La balle a traversé huit épaisseurs de Kevlar.
Kevlar 9 başlık ve vücut zırhı.
Casque en kevlar, tenue pareballes.
TefIon sniper mermisi polisin KevIar çelik yeleğini delmiş.
Une salve de téflon émanant d'un tireur isolé a traversé la veste en Kevlar du flic.
Kevlar nerede?
- Où est notre Kevlar?
Peki, seni hastaneye götürmeliyiz.
Mieux que le kevlar. OK, on doit t'emmener à l'hôpital.
Güzel bir Kevlar yelek giyeceğim.
J'aurai mon gilet pare-balles dernier cri.
Bu yelekler, sokaktaki polislerin giydiği Kevlar'ların benzeri... yalnız onlara ilaveten bıçak da işlemiyor.
Ces gilets sont semblables aux gilets en Kevlar des agents de police, sauf qu'ils protègent contre les lames et les balles.
- Adı neydi? Kevlar mı?
- C, est quoi son nom?
- Kel'tar.
Kevlar? - Kel, tar.
Ve kan kaybına sebep olmuş. Bu yara üç katlı özel Kevlar giysiyi delmiş.
La plaie résulte d'un impact violent d'un projectile de grande taille ayant perforé Ia triple épaisseur d'un gilet en kevlar.
Kevlar mı giyiyorsun?
Tu portes du Kevlar?
Gövde tek parça halinde inşa edildi...
La structure est composée de Kevlar.
Gece gözlükleri, kurşun geçirmez yelekler,... 1,5 kilo C-4 ve nükleer başlıklar için radyasyon detektörü.
Lunettes à infrarouges, gilets en kevlar, Iiaisons satellite cryptées, 1,5 kilo de C-4 et un détecteur de radiations Cryo3 pour localiser les ogives.
Hafif Kevlar. Son teknoloji ürünü.
- Du kevlar, le nec plus ultra.
Çelik yelek firmasının hisselerini alayım.
Rappelle-moi d'investir dans le kevlar.
Kevlar çelik yelek için 5 bin dolar mı?
Cinq gilets à l'épreuve des balles?
Ancak, madde Kevlar'a benzer sıkı dokunmuş fiberden oluşuyor, bu da demek oluyor ki küçük ve keskin birşey onu delebilir, iyi uçlu bir trinyum oku mesela.
Mais on sait maintenant qu'elle est composée d'une fibre rappelant le kevlar. On devrait pouvoir la pénétrer avec un objet très acéré, comme une fléchette en trinium.
Son zamanlarda pek çok kargaşa yaşandığından, Rus Widowmaker deniz altısı gibi gövdesi Kevlar'la güçlendirilmiş 5 cm kalınlığında pleksicam pencereleri olan bu aracı seçtim.
En cette période instable, j'ai voulu une carrosserie en Kevlar et des vitres en plexiglas épais, comme celles des sous-marins russes faiseurs de veuves.
Bu kurşun geçirmez şişme top.
Du Kevlar gonflable.
48 kat Kevlar'ı delebiliyor.
Ca pénètre jusqu'à 48 couches de kevlar.
Kevlar bir enerji silahından gelen enerji darbesini durduramaz.
Le kevlar n'arrête pas une rafale de lance goa'uld.
Janky, kevlar paneller Killa süper bujiler
Janky, les tableaux en Kevlar. Killa, les super élévateurs.
Kevlar astar mermiyi tutmuş.
Le revêtement en kevlar à retenu la balle.
Kurşun geçirmez yeleği boşver.
Oublie le Kevlar.
Piç, tam çelik yeleğimden vurdu.
L'enculé a tiré dans mon Kevlar.
Çok şükür kevlar yelek var.
Merci le Kevlar!
Kesikli elyafa benziyor. Ama içinde Kevlar yok.
Une sorte de fibre, avec du Kevlar dedans.
İyi değil, kardeş! Neler oluyor? O Kevlar mı?
Elle a un gilet pare-balles ou quoi?
Yeleğin hemen üstünden boynundan vurulmuş. Ama şanslıymış.
Il est touché au cou au-dessus du Kevlar mais il a eu de la chance...
Kevlar'ı sıkı giy.
Vous devriez porter plus de protection.
Örnek olarak en sert maddemiz olan Kevlar'a bakın.
Prenez par exemple le kevlar, notre matériau le plus dur.
Demir gibi.
Vive le Kevlar!
Son kalite Kevlar, prototip içi boş sivri uçlar, dijital fünyeler...
Kevlars dernier cri, prototype de balles à pointes creuses, amorces digitales...
Son kalite Kevlar, prototip içi boş kazıklar, dijital fünyeler...
Kevlars dernier cri, prototype de balles à pointes creuses, amorces digitales...
Benim yüzümden mi, yoksa yeni astarlardan mı bilmiyorum ama miğferim kokuşmuş.
C'est peut-être moi, mais y un truc qui fouette dans mon kevlar.
Hayır, tepeden aşağıya her tarafını çelik yelekle örtmüş durumda.
Non, elle porte des culottes en kevlar par-dessus une ceinture de barbelés.
Bu herifler kurşun geçirmez yelek giyiyor olacaklar.
Ces mecs vont porter du kevlar.
Evet. Yeleği delip geçer bu.
Ça va traverser le kevlar.
Sadece başınızı yeleğin altında tutun efendim.
Gardez la tête sous le kevlar, monsieur.
Simdi sertleştirilmiş kevlar tabakalar, esneklik için titanyumlu üçlü örgü lifler.
Plaques en Kevlar renforcé sur fibre titane tresse triple pour la flexibilité.
Sanırım içine Kevlar koyuyorlar.
Ils doivent être en Kevlar.
Hayır, bu karışık dokuma. Doğal bağırsak ve Kevlar.
Non, c'est un mélange de boyau et de Kevlar.
Laboratuvar raporuna göre yarada kevlar var.
On a relevé des traces de Kevlar dans l'entaille.
- Çelik yelek mucizesi.
- Le miracle du Kevlar.
Kevlar korkaklar içindir.
Kevlar égale gonzesse.
Gururlu.
braves et effrayés, et leur Kevlar,
Kendine bir çelik yelek bul
- Va prendre du kevlar.