Kikui translate French
64 parallel translation
AKIRA KUBO HIROSHI TACHIKAWA YOSHIOTSUCHIYA
Kikui, le Grand Inspecteur :
Ee sonra? Ben de bir çizgi çizdim...
J'ai donc tiré un trait... et suis allè voir le Grand Inspecteur Kikui.
Büyük Müfettiş Kikui'yi görmeye gittim.
Comment ça s'est passè? Lui, il nous a compris!
Benim için her şey açık. Vali saf.
Le Gouverneur est un pur, tandis que le Kikui est une crapule.
Kikui ise rezilin teki.
Impudent! Ose encore l'insulter!
Bizi sindiriyorlar.
Le Kikui est peut-ètre bien l'instigateur.
Kikui belki de iyi bir kışkırtıcıdır.
Idiotie!
Ne tavır be!
Crevez tous pour faire plaisir â Kikui!
Bize hizmet etmek istiyorsan beni Kikui'nin evinde görmeye gel.
Si tu veux prendre du service, viens me voir â la Rèsidence Kikui. Je suis Muroto Hanbei.
Kikui'ni adamlarında üç tanesi... amcamın odasında.
Ces trois-lâ sont des sbires de Kikui... dans la pièce de mon oncle.
Hem Kikui'nin niyetini bilmiyoruz.
Et on ne connait pas les intentions de Kikui â son égard.
Valiyi hapse tıkınca, Kikui patroniçeye... neden tutuklandığını anlatmak zorunda.
Quand il a coffré le Gouverneur, le Kikui a dù dire â la patronne pourquoi il l'arrêtait.
- Kikui için mi?
- Qui est-il pour Kikui?
Yani Kukui rüşvet şüphesiyle tutukladı. Böylece kanıtları yok edebilecekti. Doğru mu?
Ainsi, Kikui l'a arrêté pour cause de suspicion de corruption... pour l'empècher de faire disparaitre les preuves, c'est bien ça?
Kikui ve çetesi seni valiye... saldırmak için ayartmaya çalışacaktır.
Kikui et sa bande vont tenter de charger le Gouverneur de leur infamie.
Kikui halleder, kafanı yorma. - Ona güvenebilir misin?
Laissons faire Kikui.
Messire Kikui.
J'ai dépêché un messager chez vous et aussi chez vous, Messire Kikui.
Sizi kışkırtmalarına izin vermeyin. İmza Kikui, Shogun'un büyük müfettişi.
" La population doit rester calme et ne pas se laisser entrainer.
- Kikui'nin evi mi? - Yani...
Kurofuji est entré chez Kikui!
- İki çek çek Kikui'nin evinden çıkıyor! - İki tane mi? - Kurofuji ve Kikui...
- Alors... 2 palanquins sortent de chez Kikui!
Nereye gidiyor olabilirler?
- 2 palanquins! ? - Kurofuji et Kikui...
Atlıların davranışlarını bakılırsa... klan Kikui'nin tarafında.
Nous approchons du dénouement. A en juger par l'attitude des cavaliers,
Çok kötü köşeye sıkıştık.
Ie clan suit Kikui.
Bizi Kikui'ye satarsa kesinlikle Kikui onu yanına alır.
Il arrive que les gens changent. Pour lui, il est temps de nous lâcher.
Kikui'nin adamlarıyla hiç düşünmeden döğüşebilir.
S'il nous vend â Kikui, il sera sûrement recruté.
Açlıktan ölse dahi bir samuray bunu yapmaz.
Il peut battre les sbires de Kikui sans problème.
ilan yalanlarla örülü.
La crapule, c'est le Grand Inspecteur Kikui. Mais ce Kikui est ton...
Ama Kikui senin...
Je suis moi-même une crapule.
Eğer onu saf dışı edebilirsek... klan tepe taklak olur.
Kikui est rusé mais il manque d'envergure.
Kikui kurnazdır ama parası yok.
S'il arrive â s'emparer du clan... Toi et moi n'en ferons qu'une bouchée.
Gel, konuşma yapacağım.
Mais attention! Kikui se prend pour un génie, donc...
Kikui kendini dahi sanar, yani... onu okşuyalım da mırıldasın.
Tu sais écouter! Bravo!
Planımı mahvettiniz.
Et on ne sait mème pas où Kikui envoyait tous ses hommes!
Kikui onu tutuklamaya geldiğinde... aynı kimonoyu giyiyordu.
Quand Kikui est venu l'arrèter, il portait ce mème kimono... n'est-ce pas?
Kikui'nin adamları yakınımızda.
Si vous ne me croyez pas, allez voir!
Kikui adamlarını yollayacak. Ev boşalacak.
La maison voisine sera vide et vous l'investirez.
Birlikler kaçıyor!
- Et Kikui est avec eux!
Kikui kendi kendini yargıladı ve intihar etti. Gerçekten üzücü.
Kikui a jugé bon de se rendre justice lui-mème, en s'ouvrant le ventre, c'est vraiment regrettable.
Ama Shogun'un adamları ve bu Kikui eğer tepkilerinizi yargılarlarsa... dinlemeyi bilin!
Mais le flic du Shogun, ce Kikui... si j'en juge par vos réactions : "ll sait écouter! C'est un pur!"
Büyük müfettişin, Messire Kikui'nin emriyle buradayız.
Ici sur ordre du Grand Inspecteur, Messire Kikui! Rendez-vous!
Kikui'nin evinden bir adam aceleyle buraya geliyor. Ne?
Un homme vient de se précipiter chez Kikui.
Ne yapmaya gidiyorsun?
Je vais chez Kikui.
Hoş bir hediye ama...
C'est un bon cadeau, mais il est trop lourd pour qu'on l'apporte â Kikui.
Elbette Kikui'nin adamlarını nereye gönderdiğini de bilmiyorsunuz.
Quelle sérénité!
Hala anlamadınız mı?
Les troupes de Kikui sont massées juste â côté.
Onlara sizin bir grup adam topladığınızı söyleyeceğim.
Kikui y enverra ses hommes.
Ama iyi dinleyin beni.
Même si les troupes de Kikui dècampent, attendez mon signal!
Kikui'nin adamları kaçsa bile işaretimi bekleyin.
Il faudra alors sauver le Gouverneur au plus vite.
Önemi yok!
Cette fois, Sieur Kikui, vous ne devez pas les rater.
Kikui Efendi, bu kez onları kaçırmak zorunda değilsiniz.
Compris.
- Kikui de onlarla!
- Kikui aussi! ? Il ètait dèchainè!