Kiloran translate French
71 parallel translation
- Kiloran isimli bir adaya gidiyorum.
Je vais sur l'île de Kiloran.
Bayan Webster'ın, Manchester ile Kiloran Adası, İskoçya arasındaki seyahatinin rehberi.
Itinéraire de Manchester à l'île de Kiloran, Ecosse.
Kiloran'a mı Bayan Webster? - Evet.
- Vous allez à Kiloran?
Evet, Kiloran'lı toprak sahipleri dışında herkes girebiliyor.
Seuls les propriétaires de Kiloran ne peuvent y aller.
Ruairidh Mhór, bu havada Kiloran'a geçmek istemeyebilir.
Il se peut que Ruairidh Mohr ne vienne pas à cause du temps.
- Şuradaki tekne Kiloran'dan gelmedi mi?
- C'est le bateau de Kiloran?
Ama geceyi Kiloran'da geçirmeye niyetliyim.
Moi, j'entends dormir à Kiloran.
Erraig Limanı, akşam 5 : 15. Kiloran'dan gelen tekne Bayan Webster'ı...
Port Erraig : à 17 h 15, le bateau pour Kiloran attendra Mlle Webster...
- Kiloran'a seyahat eden bir dost.
Mademoiselle va aussi à Kiloran.
Kendisi, Kiloran'a gideceğinizi biliyor mu?
Sait-il que vous allez à Kiloran?
Kiloran gibi ufak bir adada buna zorunlusunuz, değil mi?
- J'aimerais le rencontrer. - L'île est petite.
- Keklik avlamak, somon balığı tutmak Kiloran koyunda yüzmek, Domuz Cenneti'nde piknik yapmak.
Chasser la grouse, pêcher le saumon, se baigner, pique-niquer à Pig's Paradise.
Kiloran Evi göle yakın, değil mi?
Le château de Kiloran se trouve près du lac?
Buradan, yani kuzeydoğudan harika bir Kiloran manzarası var.
On a une belle vue sur Kiloran d'ici.
Kiloran'da evleneceğim.
Oui, je vais me marier à Kiloran.
Kiloran için büyük bir onur.
C'est un honneur pour Kiloran.
Sadece Kiloran'lı toprak sahipleri üzerine olduğunu.
Que les châtelains de Kiloran sont maudits.
Ben Kiloran'lı MacNeil'ım ve Kiloran'ın toprak sahibiyim.
Je suis MacNeil de Kiloran, je suis le châtelain de Kiloran.
Affedersiniz bayım. Kiloran'lı MacNeil değil misiniz?
Excusez-moi, êtes-vous MacNeil de Kiloran?
Seni küçüklüğünden tanırım, Kiloran. Babanı da iyi tanıyordum.
Vous étiez un enfant lorsque j'ai connu votre père.
Evet, evet. Babanınki gibi hafızan var Kiloran.
Vous avez la mémoire de votre père.
- Temelli mi döndün Kiloran?
Vous êtes de retour pour de bon?
- Gemiyi bekliyorum. Kiloran'dakiler nasıl?
Les habitants de Kiloran vont bien?
Oğlum da bana Kiloran'daki zengin adamı anlatıyordu. Senin kiracın olan adam Kiloran.
Mon fils m'a parlé d'un homme très riche qui est votre locataire.
Kiloran'lı zengin adamın parayı hiç umursadığı yok.
Il n'a pas de souci d'argent, le riche homme de Kiloran.
- Kiloran'da kim somon avlıyor ki?
Qui pêche le saumon ici?
Kiloran'ın kuzeydoğusunda bulunuyor.
Il se situe au nord-est de Kiloran.
Kiloran adası konuşuyor.
Ici Kiloran.
Alo, Kiloran. Alo, Kiloran.
Bonjour, Kiloran.
Merhaba Kiloran.
Bonjour, Kiloran.
Hoşça kalın Kiloran.
Au revoir, Kiloran.
Berbat bir gün Kiloran.
Quel sale temps!
- Kiloran'ın sahibi misiniz?
Vous êtes le châtelain?
Kiloran'ı neredeyse biz tutuyorduk. Sadece orayı biraz pahalı bulduk.
Nous voulions louer votre château mais il était trop cher pour nous.
Üzgünüm ki Kiloran'dan elde ettiğim tek gelir o.
Kiloran est mon seul revenu.
Affedersiniz ama Kiloran'lı MacNeil değil misiniz?
Excusez-moi, êtes-vous MacNeil de Kiloran?
- Kiloran'lı John Campbell.
John Campbell.
Kiloran!
Kiloran!
Gerçekten teşekkür ederim Kiloran.
Merci, Kiloran.
Çok iyisiniz ama Kiloran geri dönmek zorunda olduğumu biliyor.
Je dois rentrer. Kiloran sait pourquoi.
Kiloran böyle bir şeyden bihaber.
Je ne sais rien.
Kiloran'daki zengin adam tarafından tutulmuşlar.
C'est le riche homme de Kiloran qui les a fait venir.
Kiloran'a ulaşmamın ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.
Vous savez bien que je dois aller à Kiloran.
Fırtına dinsin ya da bir şekilde adaya ulaşmama müsaade et.
Faites que cesse la tempête et que j'aille à Kiloran.
- Günaydın Bridie. - Merhaba Kiloran.
- Bonjour, Bridie.
Merhaba Kenny.
- Bonjour, Kiloran. - Bonjour, Kenny.
Evet, yarın Kiloran'a doğru açılacağız belki de yarından sonra.
Demain, nous irons à Kiloran. - Ou après-demain.
- Sana da iyi günler Kiloran. - Keşke öyle olsaydı.
- Ce n'en est pas un!
Sizi Kiloran'a insan için mümkün olan ilk anda götüreceğim hanımefendi ve bunun için de sizden ekstra para istemeyeceğim.
Je vous emmènerai à Kiloran dès que possible et je ne demanderai aucun supplément.
Bu Kiloran!
C'est Kiloran!
Bu gerçekten doğru. Kiloran'dan duyabilirsin.
Le bruit retentit à des kilomètres à la ronde.