Kirli translate French
5,000 parallel translation
İsveçli en yüksek teklifi yapar HR'nin kasasındaki bütün kirli para aklanmış ve tertemiz olur ve dijital ortamda dağıtıma hazır olur.
L'enchère du Suédois est la plus haute, et tous l'argent sale est déposé dans les coffres d'HR, propre un sou neuf et blanchi, et prêt à la distribution.
Elbiseleri kirli. Çökmüş bir suratı var.
Il a des vêtements sales, une peau tannée.
Bu kumarhane hırsızlığının ilk olmadığını Kristi'nin bu küçük kirli iş için Sikes'a yardım ettiğini düşünüyorum.
Je pense que peut-être la casse du casino n'est pas la première fois que Kristi a enrôlé Sikes à faire un petit sale boulot.
Bu kimyasal katkı, güneş ışığı ile birlikte ortaya çıkıyor. Kirli toksinleri daha az zararlı bileşenlere dönüştürüyor. Vegas'ta nerelerde bu madde varsa, bize saldırgan hakkında bilgi verecektir.
L'additif chimique est activé par les rayons du soleil et transforme les toxines de la pollution en un composé moins agressif à son contact.
Kirli çamaşır var.
C'est du linge sale.
Kirli çamaşır yığınları arasında yaşıyorsun.
Tu vis constamment dans un amat de vêtements sales.
Çünkü, son seferinde, orada biraz Kirli Adam gibi davrandı.
Parce que la dernière fois, elle s'est un peu prise pour l'inspecteur Harry.
Yastığının üstünde yaşayan küçük, kirli mavi kumaş parçası ne?
Quel est ce petit bout de tissu bleu tout doux sous ton oreiller?
Tüm öğlenimi, karanlık bir kilisenin deposunda bir sürü kirli ameleyle geçirmekten daha güzel ne olabilir?
- Bien sûr. Je n'ai rien d'autre à faire cet après-midi que d'aller dans un sous-sol d'église miteux avec une bande de clochards.
Kirli bir iş yüzündendir belki, kim bilir?
Quelque chose de sale. Qui sait?
Odin'in kirli bezi.
Mm, Ugh. Nom d'une couche sale d'Odin.
Şu kirli şeyi arkaya götür de yak.
Emmène cette chose immonde à l'arrière et brûle-la.
Onu yaşama döndüren kirli pasaklı bir bataklık cadısıydı.
Elle a été ramenée par une petite sorcière des marécages.
Sorun şu ki, Bayan Florrick, müvekkiliniz buraya, kirli elleriyle eşitlik için geliyor. ... ama siz de hukuk fakültesinden hatırlarsınız, bunu yapmaya yetkiniz yok.
Le problème, Mme Florrick, est que votre client se présente à un tribunal d'équité avec les mains sales, ce qui, vous devez vous en rappeler de la fac de droit, n'est pas autorisé.
Çoğu hobide kirli bir polis evinin önünde seni gözetliyor olmaz.
Sauf qu'avec le vôtre, votre domicile est surveillé.
Kirli polislerle ilgili şey, Peter kanıt konusunda o kadar iyi değildirler.
Le problème avec les flics corrompus, c'est qu'ils ne sont pas très doués avec les preuves.
Yol üzerinde bir sürü kirli polis olacak.
- Est-ce qu'on y arrivera?
Kirli suyun sana geleceğini biliyordu.
Elle savait que l'eau souillée vous atteindrait.
Davada kullanabileceğim kirli çıkısı var mı diye araştırıyordum.
Je cherchais des squelettes dans son placard qui aurait pu faire échouer son procès.
Adamın kirli çamaşırları buradan Mars'a yol olur.
Ce mec a un casier judiciaire plus long que le bras.
Bellamy kirli işlerini yapması için onu zorluyor.
Bellamy le force à faire son sale boulot
Eğer kirli polisi oynuyorsa o o zaman sen de oynamalısın.
Callen, s'il n'est pas fairplay, ne le soyez pas vous non plus.
Beni kirli gösterdiğin için şanslısın.
Vous avez de la chance de m'avoir trouvé.
Clara, şu kirli kıyafetlerini çıkartalım.
Clara, il faut lui retirer ses vêtements sales.
Bay Gertz dikkatli bir adam. Elindeki kirli paraları piyasaya çıkartmadan önce on yıl beklemiş.
M.Gertz est un homme prudent qui a attendu plus de 10 ans avant de lâcher son argent sale dans la rue.
- Dünya'nın en güçlü adamının kirli çamaşırlarını arıyoruz.
On ne fait que déterrer les secrets de l'homme le plus puissant du monde.
Bu arada, okula giderken lakabım "kirli kutu" idi.
C'est ce qu'on disait de moi au lycée spécialisé.
Kirli emellerine alet olmak için burada oturmuyorum çünkü bir yastık kılıfına sağlıklı olmayan bağımlılığın var.
Je vais pas te laisser m'agresser juste parce que t'as une obsession maladive pour une taie d'oreiller.
Kirli bombadan bahsediyorlar.
Ils parlent d'une bombe sale.
Zanetakos'un saat 16'da Amerika'da bir yerde kirli bomba infilak ettireceğini düşünüyoruz.
On croit que Zanetakos prévoit de faire exploser une bombe sale quelque part dans l'Heure du Centre aux États-Unis.
Kirli bomba.
Elle est sale.
Grayson'ların kirli çamaşırlarını bizim misafir gazeteciye satıyormuş.
Il s'avère qu'elle vendait ses secrets à notre Lois Lane locale.
Ulusal bir kanala ve yayına çıkıp berbat bir karar verip bütün dünyaya evliliğinizin kirli çamaşırlarını dökmenize sebep olan şeyi nasıl açıklarsınız?
Comment expliquez-vous ce qui vous a conduit à prendre la décision inconsidérée d'aller sur une chaine de TV nationale et déballer votre linge sale devant le monde entier?
Lanet olası işini her zaman övündüğün, beni duyarsızca sıktığın, monoton olarak kirli işleri nasıl yaptığın, bana nasıl arka çıktığın gibi yapmana ihtiyacım var.
J'ai besoin que tu fasses ton foutu travail, comme te vanter sans cesse, me cassant les oreilles, à te plaindre que tu fais le sale boulot, de comment tu couvres mes arrières!
Tüm tropik kıyafetlerim kirli.
Tout mes vêtements d'été sont à la machine.
Bilmiyorum, sadece ailemin kirli sırlarını... açıklamakla ilgili çok iyi hissetmiyorum.
Je sais pas, je suis pas si à l'aise d'étaler le linge sale de ma famille.
Zengin avcısısın. Koca memeli kirli kötü kadın.
Vous êtes juste une fille qui cherche l'argent, avec des gros seins.
İçi eski peynir dolu kirli çorap gibi tadıyor.
On dirait une chaussette sale remplie de cheese-cake périmé.
Kampanyalar biraz kirli olur Kristina.
Kristina, c'est un peu la pagaille dans cette campagne.
Gördün mü, kazanmak için kirli bir kampanyaya ihtiyacın yokmuş.
Tu vois, on n'a pas besoin de participer à une campagne de dénigrement pour gagner.
Kirli çamaşırların yavaş yavaş ortaya mı çıkıyor?
Serait-ce ton propre placard qui s'ouvrirait enfin?
Bunu kendi kirli işini yaparak koruyor.
Qu'il sait maintenir.
Eğer o da bulaşmışsa departman başka bir kirli polise müfettiş cenazesi yapmayla meşgul olacak.
S'il était impliqué, le département prépare un autre grand enterrement pour un flic pourri.
Elleri öyle kirli ki soluğu parmaklıklar ardında alması sadece an meselesi, herifin ciğeri beş para etmez.
Ses mains sont si sales que ce n'est qu'une question de temps avant qu'il aille en prison, un vrai idiot.
Oh, ve ben çok kirli banyo zevk alıyorum.
Oh, et je suis plus intéressé par la salle de bain salle.
"Orana burana kirli şeyler yapacağım" diyor.
"Tu vas voir ce que je vais faire à tes parties."
Arthur Campbell'ın kirli işlerini yapıyorsunuz değil mi?
Vous faisiez le sale boulot d'Arthur Campbell pour lui, n'est-ce pas?
Tam da ihtiyacımız olan şey uyuşturucu dolu bagajı olan bir kirli polis.
On avait bien besoin de ça... Un flic corrompu avec un coffre plein de drogues. Qui était-ce?
Kirli polis olmasının imkanı yok.
Pas un ripou.
Adam tam bir kirli çıkı.
C'est vraiment une sale pute.
# Fakat onlar hiçbir zaman kirli değil miydi, sadece yaşamak yeter
Et je ne te quitterai pas.