Kitabı translate French
17,937 parallel translation
Kitabınızdan bahsedeceğiz elbette ama önce biraz aşktan bahsedelim.
On va parler de votre livre sous peu. - Évidemment. - Oui.
Cevap verirsem kitabıma dönecek miyiz?
Si je réponds, peut-on parler du livre?
Şimdi kitabımdan bahsedebilir miyiz?
Bon, peut-on parler du livre?
Bay Qwant, kitabımı imzalar mısınız?
M. Quant, vous pouvez signer mon exemplaire?
Kitabında nasıl demiştin?
Comment dis-tu ça dans ton livre?
CIA el kitabı sayfa bir.
C'est le b.a.-ba de la C.I.A.
Ben kitabımı bitirmek üzereyim. Ve sadece...
J'étais sur le point de finir mon livre.
Kitabın hakkında.
Votre livre.
Kitabını basmak istiyorum.
J'aimerais publier votre livre.
Sana kazancı göndereceğim, komisyonumu çıkarıp ve tebrikler, kitabı yayınlanmış bir yazarsın, dostum.
Je vous envoie l'argent, moins ma commission. Félicitations. Vous êtes un écrivain publié, mon ami.
Kimse bir suikastçıyla ilgili kurgu bir kitabı takmaz.
Tout le monde se fiche d'un assassin fictif.
- Kitabımı okumuşsun.
- Tu as lu mon livre.
Sadece kitabı tanıt, bizi zengin et.
Faites la promotion du livre. Rendez-nous riches.
Kitabı sevdim.
Je devrais? - J'adore votre livre.
Yeni kitabı Uluslararası Bir Suikastçının Gerçek Anıları'ndaysa her şeyianlatıyor.
Il nous dévoile tout dans son nouveau livre, Les véritables mémoires d'un assassin international.
Kitabından bir bölüm okuyabilir miyim?
Puis-je lire un extrait de votre livre?
Sahte beni, kitabımdaki, Uluslararası Bir Suikastçının Gerçek Anıları.
Le faux moi de mes véritables mémoires d'un assassin international.
- Kitabının bir kopyası yok mu?
- Vous n'avez pas votre livre sur vous?
Ben de muhtemelen kitabını indirmeliyim.
Et je devrais télécharger son livre.
Gerçekten kitabını okumalısın.
Tu devrais lire son livre.
Kitabındaki kahraman bu lambalı numarayı kullanmıştı.
Le héros de votre livre a fait ce truc avec la lampe.
- Kitabımda kullandım.
- Je l'ai mis dans mon livre.
Sonraki kitabının metni nerede?
Où en est le manuscrit de votre prochain livre?
Kitabı.
Son livre.
Kitabı okudum.
J'ai lu ton livre.
Kitabın altında mı kalmış?
Le livre l'a écrasée?
Komşum bana eğitim kitabı verdi.
C'est mon voisin qui me l'a donné.
Evlilik kitabı mı yoksa yeni bir şey mi?
Le livre sur le mariage ou un nouveau?
Evlilik kitabı.
Le mariage.
Son kitabım, evlilik çerçevesindeki kültürel değişimle ilgiliydi.
Les changements culturels dans la perception du mariage.
Bu işi kitabına göre yapalım tamam mı?
Brisons le record.
Kuşları inceleyip kitabı üzerinde de çalışabilir.
Il pourrait observer les oiseaux et continuer d'écrire son livre.
Kitabım da geldi.
Voici mon livre.
Hayat Kitabı'nda içerik bölümü yoktur.
Le livre de vie n'a pas de table des matières.
Macera, cinsellik kitabına bunları koyarsan peynir ekmek gibi satarsın.
L'aventure. Le sexe. Mets ça dans ton livre, il se vendra comme des petits pains.
Hatta kitabın Yeni Yeni Ahit bile olabilir!
Ce sera le nouveau Nouveau Testament.
Kitabında ben de var mıyım?
Je suis dedans?
Daha kitabı bile basmadık canikom.
Pour l'instant, c'est à peine un livre.
- Yalnızca bir şiir kitabı bu.
Ce n'est que de la poésie. Poésie, mon oeil!
Kitabım açık benim.
J'attends vos mises.
O kitabı uzun zamandır okumamıştım.
Je ne l'ai pas relu depuis une éternité.
Saygın görünmenin kitabını yazacağız.
On va avoir l'air respectable.
Ve şimdi... Lobide bulduğum... bir çocuk kitabından bir şeyler okuyacağım.
Et maintenant... une lecture... d'un livre pour enfants que j'ai pris dans le hall.
Tanrım, bu kitabı çok seviyorum.
J'adore ce livre.
İncil, Tanrı'nın yemek kitabı.
Le livre de recettes de Dieu.
Qwark'a gelince, kısa zaman önce rütbesi sökülen komando galaksi çapındaki özür gezisine hazırlanırken "Dinleyin, Özür Diledim İşte, Tamam mı?" adındaki yeni kitabını utanmadan tanıtıyor.
Quant à Qwark, le patrouilleur rétrogradé, il s'apprête à faire la tournée de la galaxie pour promouvoir sans vergogne son livre : J'ai déjà présenté mes excuses, bon.
Kural kitabı ne yazmış onlar için?
Que faut-il savoir d'elles?
- Kitabın kopyasına ihtiyacım var.
- J'ai besoin d'une copie de ce livre.
- Kitabın kopyası?
- Une copie de ce livre.
Kitabım var.
J'ai le livre.
Söylemeden edemeyeceğim Dr. Michaelakis büyük hayranınızım. Kitabınızın kapağından!
- Ah, sur votre livre!