Kitchen translate French
304 parallel translation
Ben Hell's Kitchen'da doğdum.
Je suis né à Hell's Kitchen.
Bunu tek başına yükselme gücüne ve ruhuna sahip olan buna karşılık yöntem seçiminde büyük bir yanlışa düşen Hell's Kitchen'lı Gail Wynand'a söylüyorum.
Gail Wynand de Hell's Kitchen qui a eu la force et la vision de se faire tout seul, sa seule erreur a été la voie qu'il a choisie.
Howard, işte benim doğduğum yer, Hell's Kitchen.
C'est ici que je suis né. A Hell's Kitchen.
İşte orada, Hell's Kitchen'ın kıyısında.
Le voilà, dans le quartier de Hell's Kitchen.
Eminim what the Williams think you want... all the time you've been sitting in their kitchen.
C'est ce que les Williams ont compris, pendant le temps que tu as passé chez eux.
Williamsburg'da, Hell's Kitchen'da, Yorkville'de, Weehawken'da...
Dans les ghettos de Williamsburg, Hell's Kitchen, Weehawken...
Ülkenin her yerindeki Amerikan ev kadınları için düzenlenen Norge Mutfak Komitesi Yarışması kapsamında, düzenli destek veren diğer yıldızlarla birlikte bugüne özel parıldayan ışıklar olarak,
Le Norge Kitchen Committee, pour les femmes au foyer, se réunit pour présenter un programme de vedettes avec Julia Sanderson et Frank Crumit, nos stars d'aujourd'hui, accompagnés de nos acteurs de charme, le Réfrigérateur Norge,
Merhaba bayanlar bir başka mutfak komitesi yarışmasına hepiniz hoşgeldiniz.
Bonjour, mesdames et bienvenue à la réunion du Kitchen Committee.
- Ve keyifli bir ev için Kitchen Helper mutfak robotu.
Et pour la maison, un robot ménager!
Hell's Kitchen'dan sandığın kadar uzaklaşamamışsın, değil mi?
T'étais pas si loin que ça de Hell's Kitchen.
George Lazan, Kitchen Sink'in baş yapımcısıyım ve şimdi de, L.A. Beat'in.
Je suis le producteur de "Kitchen Sink"... et de "L.A. Beat".
Hell's Kitchen adını bile kullanmak istemiyorlar artık.
Ils veulent même plus l'appeler Hell's Kitchen.
Tanrıya şükür ki döndün adamım.Kitchen'daki son İrlandalıyla berabermişim gibi hissediyorum.
Content que tu sois revenu. Je me croyais le dernier Irlandais du coin.
Polisler Kitchen'ın altını üstüne getirip, herkese sorular sordular.
Les flics ont interrogé tout le quartier.
Tanrım, Kitchen'ın çocukları sert olurlar diye düşünüyordum.
Je vous croyais durs, à Hell's Kitchen.
Cavello sabah saatlerinde Kitchen'da indirildi.
Cavello s'est fait descendre en plein Hell's Kitchen très tôt ce matin.
Oradayken bana "Kitchen'da köstebeklik yapabilecek adam bu", diye bakıyorlardı.
Ils voulaient un mec connu à Hell's Kitchen, pour servir de couverture.
J.D. Tippit ile buluşması gereken yer olan... Steak and Egg Kitchen'a gitmek... ve rezil kahvaltılarını yapmak için Oak Uçurumundaydı.
Il était à Oak Cliff pour aller au Steak and Egg Kitchen, où il était censé rencontrer J.D. Tippit, pour leur breakfast of infamy.
CEHENNEM MUTFAĞl - YAZ 1966
Hell's Kitchen Été 1966
Cesedi bir banyo küvetinde çürüyor!
Son corps se dissout dans une baignoire à Hell's Kitchen.
Cardiff'li golcü, şimdi Hell's Kitchen'da oturuyor.
Ancien buteur de Cardiff, il habite les bas-fonds de Manhattan.
I left some money on the kitchen counter.
Preston, tu as de l'argent dans la cuisine.
Yarın akşam Hells Kitchen'da ilk kez çıkmadan önce bir prova yapabiliriz.
Tu sais, je ne me sens vraiment pas d'humeur à avoir une discussion philosophique à propos de ça et j'aimerais juste... Bon dieu!
Telefon başında. Anladım. Tamam, ama lütfen bana kızma.
Mais, on a répété toute la journée et on joue ce soir au Hell's Kitchen.
İşleri çok yoğunmuş. Ama sizin çeteyle 20 : 30 gibi "Cenennem Mutfağı" nda buluşacakmış, tamam mı? - Teşekkürler.
Il était un peu affolé, mais il veut tous vous rencontrer au Hell's Kitchen, à 20h30, okay?
Hell's Kitchen'da büyüdüm.
J'ai grandi à Hell's Kitchen.
Bilmem, Kitchen'da kör bir çocuk olarak büyümekten.
Et dans le square? Grandir à Hell's Kitchen, aveugle...
Hell's Kitchen'dan uzak dur.
Ne va plus à Hell's Kitchen!
Kitchen artık Kingpin'in.
Il appartient au Caïd, maintenant!
Hell's Kitchen'daki kör avukatlarsınız.
Les avocats aveugles de Hell's Kitchen.
Hell's Kitchen'daki kör avukat mı?
L'avocat aveugle de Hell's Kitchen!
Hell's Kitchen benim mahallem.
Hell's Kitchen est mon quartier.
MUTFAK ÖYKÜLERİ
KITCHEN STORIES
2LDK [2 yatak odası, oturma odası, yemek odası, mutfak]
2 Rooms / Living / Dining / Kitchen
İstersen bu akşam Hell's Kitchen'da buluşabiliriz.
Ce soir, je peux pas. J'ai un test demain.
Şuna bak. Joyce, Kaleidoscope Kitchen'da çalışıyormuş.
Joyce travaille au Kaleidoscope Kitchen.
- Kaleidoscope Kitchen.
- Kaleidoscope Kitchen.
Kendi Kippie Kann elemanlarımızı "48 Saat" programının elemanları süsü vererek Kaleidoscope Kitchen'a gönderdik.
Nous avons envoyé nos opérateurs au Kaleidoscope Kitchen, comme si c'était ceux de 48 Hours.
İnan bana, burası bir pizzacıya Hell's Kitchen Bölgesi'ndeki bir kiliseden daha çok benzemiyor.
Une pizzeria qui sert de couverture à des paris sportifs, c'est commun à NY.
Mutfak için yorgunsan Hunan Kitchen'ı, çıkmak için yorgunsan Robert'ı ara.
Trop fatiguée pour sortir et trouver un mec, j'appelle Robert.
Cehennem Mutfağı'ndaki İrlandalıları.
les Irlandais de Hell's Kitchen.
Polis onu 2 hafta sonra... Hell's Kitchen'daki resim atölyesinde bulmuş.
La police l'a retrouvé deux semaines après dans son atelier à Hell's Kitchen.
- Mama's Kitchen'dan bu.
- Ça vient de Mama's Kitchen.
Someone's in the kitchen l know - ow - ow - ow Someone's in the kitchen with Dinah
"virtuose"
Evet, evlere servis yapıyoruz.
Hell's Kitchen.
- Ona söyledin.
A virer avant la première représentation au Hell's Kitchen demain soir.
Biliyorsun bana tahammül edemiyor ve bütün Basmati pirincini yediğimi sanıyor ama bütün gün prova yaptık ve bu akşam Hells Kitchen'da sahneye çıkıyoruz.
Ne me le fais pas dire. Tu viendras? - Oui, tant que...
Sandalyeden kalkacağım ve çığlıklar atarak California Pizza Kitchen'a gideceğim.
Elle ne connaît pas grand chose à propos de mon adolescence.
- Gerçek cevap mı?
Je courerai en hurlant jusqu'au California Pizza Kitchen, je quitterai
- Bilmiyorum. Ben seni ararım.
Ou tu pourrais me retrouver au Hell's Kitchen ce soir, si tu veux.
- Hiçbir şeyden ya da hiç kimseden emin olamazsın. - Emin değildim.
Et croyez-moi, c'est pas plus une pizzeria qu'une église à Hell's Kitchen.