Kite translate French
79 parallel translation
- Ben P.G.A'im. Tom Kite profesyonel rehber.
Tom Kite, un pro de la PGA.
Doğudan gelenler önde ve Kestrel, Buzzard, Kite olarak ayarlanır.
Ces postes sont tournés vers le Front Est... Kestrel, Buzzard, Kite.
Uçurtma ipimin anahtarısın.
Tu es la clé sur mon kite string.
Senin Çocuk Kite'ı adliyede gördüm.
J'ai vu ton ami Kite au tribunal.
Bölge Savcı Yardımcısı Kite mı?
Le substitut Kite?
Kite.
Kite.
Ne sordu? Yani Kite.
Qu'est-ce qu'il voulait?
Kite anlaşmayı onayladı mı?
Kite est d'accord pour un marché?
Zaten Kite 100 kere aradı.
Eh bien, Kite a déjà appelé une centaine de fois.
Kite kim?
Qui est Kite?
Bölge savcı yardımcısı Kite.
Le substitut du procureur Kite.
- Daha fazla kite ihtiyacımız var.
- Il nous faut des kits.
Lil, sen de git savcı yardımcısı Kite'ı ziyaret et ve Bay Rigley'in kıçı için arama emri çıkarabiliyor muyuz bir sor.
Lil, allez voir le substitut Kite et demandez s'il est possible d'avoir un mandat pour le derrière de Mr.
- Öyle deme, Kite.
- Ne dis pas ça, Kite.
- Kes şunu, Kite.
- Arrête, Kite.
Kite, gerçekten bununla davayı çözebiliriz.
Kite, sérieux... Ça pourrait être rédhibitoire.
Kite bize bir iyilik yapıp Rigley ile anlaşma ayarladı.
Kite a bien assuré, en négociant avec Rigley.
ADA Kite ile bir ilişkin var değil mi?
Tu entretiens une relation avec le substitut Kite, non?
Sağ ol, Kite.
Merci, Kite.
- Seni fast food yiyen bir tip olarak bilmiyordum, Kite.
Je ne te croyais pas du genre fast-food, Kite.
Tanrım, Kite.
Bon sang, Kite.
Bu bayanın en iyi kalite olduğunu söylemiştin bana, Kite.
Tu m'avais dit qu'elle était le top du top, Kite.
Ve Kite'ın arkadaşı, Randy Price.
Et ce copain de Kite, Randy Price.
Bilmiyorum, Kite.
Je ne sais pas, Kite.
Kite!
Kite!
Kite'ın yanındaki kim?
Qui est avec Kite?
Dobie'nin suç dosyası savaş ve barış gibi, Kite.
Dobie a un casier aussi long que "Guerre et paix", Kite.
- Kite...
- Kite...
- İş meselesiydi Kite.
- C'était le boulot, Kite.
Tabii Kite diye birine koşmak istersen anlayış gösteririm.
Bien sûr, si tu préfères être avec kite, je comprendrais.
Kite hayal kırıklığına uğrayacak yine!
Kite serait déçu... à nouveau.
Sen ve Kite gibi, değil mi?
Comme entre toi et Kite, pas vrai?
Hoşça kal Kite.
Au revoir, Kite.
- Kite bütün gün mahkemedeydi.
Kite est au tribunal toute la journée.
Burada üç muhtemel failimiz var, Kite.
On a 3 coupables possibles, Kite.
Kite seni kızdırdı, he?
Kite t'a mis en rogne, hein?
Ya da Kite'ın seni kızdırmasının sebebi başka bir şey mi?
Ou aurait-il fait autre chose qui t'aurait mis en rogne?
( Senzen sekai no nobuseri kite... )
Dans le monde entier
Geldiler, seni doğradılar ve sen bir hiç uğruna doğrandın. ( Kite kirarete kirarezon. )
Nous les tranchons mais à quoi bon
Altı dil, Bristol'da çifte birincilik ve hobileri arasında uçurtma sörfü var.
Six langues, deux fois major de promo à Bristol, et le kite surf comme hobby.
Harika, çünkü düşünüyordumda, belki uçurtma sörfüne gidebiliriz.
Cool, parce que je pensais, euh, peut-être qu'on pourrait aller faire du kite surf.
Kite adında bir bölge savcısı vardı.
Eh bien, il y a eu ce procureur, Kite.
Bu yüzden "Cate" almalısınız.
C'est pourquoi vous devez acheter Kite!
~ Fırtınalar kopsa bile ~
# Arashi ga kite mo #
Ödevi vermeden önce "Kite Runner" ı okudunuz mu?
Avez vous déja lu * * * avant de nous le donner à lire?
Yaşlı Kite'ın peşinde iki tane çakal var.
Le vieux Kitesy à deux rats à ses trousses.
Kite, Colleoni'den asla çalmamalıydı.
Kite n'aurait jamais dû chercher Colleoni.
Kite'sız bu çetenin işi biter.
Sans Kite, cette mafia est cuite.
Kite'ı öldüren şerefsizle başlarız.
En commençant par le salopard qui a planté Kite.
Bay Kite'ın yararına
Au profit de M. Kite
Onlara boyun eğeceğiz.
Is high as a kite right now. On va donc satisfaire à ses caprices.