English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Klan

Klan translate French

1,777 parallel translation
Kardeşin Joe da burda. Tüm Maloof klanı burda.
Ton frère Joe est avec toi.
02 : 30 gibi havai fişek sandıklan sesler duymuşlar.
Vers 2 h 30, ils ont cru entendre un feu d'artifice sur l'eau.
Gıdıklanıyorum.
- Tu me chatouilles...
İIginç, kapı tıklanıyor.
Ah, on frappe...
Savcılık, o tarihlerde Jackson İlçe Şerifi olarak görev yapan Loewen'ın, Ku Klux Klan örgütünün vahşi cinayetlerine yardım ve yataklık yaptığını iddia ediyor.
D'après le procureur, Loewen, qui était shérif de Jackson à l'époque, aurait aidé et soutenu des membres du Ku Klux Klan lors de ces meurtres brutaux.
- Tren kalkıyor! - Gıdıklanıyorum!
Tout le monde à bord.
Gıdıklanıyor.
Ce chatouilleux
Gıdıklanıyorum!
Ça me chatouille!
Bu iç savaş demek, klan klana karşı, tam bir kaos. Evet.
Ce serait la guerre civile, clan contre clan, le chaos.
- Brick? - Yapma! Gıdıklanıyorum!
Arrête, ça chatouille!
Kazıklamaya çalışsaydım, kazıklanırdın.
Si je voulais t'entuber, tu serais entubé.
Eğer Ku Klux Klan iki zenci öldürmek istiyoruz diye çıkıp gelirse ;
Si le Ku Klux Klan débarque à ce coin d'rue et qu't'entends brailler : "Descendons ces deux nègres!" Est-ce que tu vas dire :
onlara afedersiniz ama ben zenci değil miyim diyeceksin?
"Excusez-moi, monsieur Klan, mais je n'suis pas un nègre"?
Siyahlar, Müslümanlar hatta klan üyeleri.
Les Blacks, les musulmans, même les fachos du Ku Klux Klan.
Bak, şerif oldun. Gıdıklanır mısın?
Alors, shérif, tu es chatouilleux?
Biraz gıdıklanıyorum.
Ça chatouille un peu.
Bir zamanlar Çin'de 1003 yıllarındaki bir inanışa göre Beyaz Nilüfer Klanı baş rahibi Pai Mei, koyu koyu düşünerek ki sonsuz güçlere sahip olan Pai Mei gibi bir adam koyu koyu ne düşünürse - bu da "Kim bilir?" demenin bir diğer yolu - yolda yürüyorken karşı yönden gelen bir Shaolin keşişi yolda bitivermiş.
Il était une fois, en Chine, certains disent aux alentours de 1003. Le chef du clan des Bouddha blancs, Pai Mei, marchait le long d'un chemin, contemplant les pouvoir de l'homme infini comme Pai Mei les contemplait, lorsqu'un moine Shaolin apparut sur le chemin dans la direction opposée.
Heather klanını buldu : Martha'lar.
Heather a interger le clan des Martha
Dur, gıdıklanıyorum.
Arrête de me chatouiller!
El-kaide'den korkmam ben, "El-Beyaz Kodaman" dan korkarım ben.
C'est pas d'al-Qaeda que j'ai peur, c'est d'al Klux Klan.
Bay Bailey, öldüğünüz açıklanınca bu şirketteki hisseniz satıldı.
Votre participation dans cette companie a été vendue quand on vous a déclaré mort.
Holbein klanının tarihi burada mı bilmeliyim.
Je voudrais juste savoir si l'historique du Clan Holbine est ici.
Ama her iki klan da ateşkes konusunda görüşmeyi kabul etti. - Burada, yarın.
Mais les clans ont accepté de négocier un cessez-le-feu.
Belli ki her iki klanın da en ufak bir hakarete tahammülü yok.
Visiblement, les 2 clans sont sensibles aux moindres détails.
Klan temsilcilerinin hiçbiri dilimizi bilmediği için... -... konuşmanın çoğunu ben yapacağım.
Et comme aucun des représentants ne parle anglais, c'est moi qui parlerai la plupart du temps.
Şu iki klan arasındaki aracıymış.
- Toby Dupree? Toby!
Vinji klanı bu olaylardan oldukça endişeli.
Le clan Vinji est profondément touché par la tournure des événements. Peut-être que si tu disais quelque chose...
Suikastçi bir iblis klanına mensuplar.
C'est un clan de démons assassins.
- O, Goran iblis klanından... -... Capo'nun cesedi.
Ce sont les restes du Capo di Famiglia du clan des démons de Goran.
Bu Goran iblis klanından Capo mu?
C'est le Capo di Famiglia du clan des démons de Goran?
Gıdıklanıyor.
Oh, mon Dieu, ça chatouille.
Polisler, ırkçı çeteler insanların çoğu entegrasyonu istemiyordu.
Les flics, le Ku Klux Klan... la plupart des gens n'étaient pas pour l'intégration.
Sonuçlar yarın açıklanıyor.
Résultats demain.
Gizli Klan toplantınızı mı böldüm?
J'interromps la réunion du clan.
lrk karıştıranlarla Klan'ın baş etme yöntemiydi.
C'est comme ça que les clans géraient les mélanges de races.
Kazıklanıyoruz.
On se fait rouler.
Eğer program halka açıklanırsa kötü görünmek istemiyor.
Qui ne veut pas perdre la face si le reportage est diffusé.
Gıdıklanır mısın, Bubs?
- T'es chatouilleux, Bubs?
Gıdıklanıyorum.
Arrête, ça chatouille!
Onu söylerken Klan çarşafına mı girmişti?
Elle avait mis sa cagoule du Ku Klux Klan?
En azından buradakiler iyi insanlar. Acele et, Klan toplantına geç kalıyorsun gerzek!
Grouillez-vous, le KKK vous attend, connards!
- Klan toplantısı mı?
Le KKK? L'écoutez pas.
Siyah bir kadın, Amerikan Devriminin Kızları'na başkan seçildiğinde.
quand on élira une noire Miss Ku Klux Klan.
Gıdıklanıyorum.
Ça chatouille!
Oylama yapılır, puanlar sayılır. Büyük ödülü kazanan açıklanır.
Les scrutins sont faits, les points sont ajoutés, et le grand gagnant est déclaré.
Hyun, gıdıklanıyorum.
Hyun, tu me chatouilles.
Tabii, Klan beni ziyaret etmeden önce.
Jusqu'à ce que le Ku Klux Klan ne me rende une petite visite.
Gıdıklanıyorum.
Tu me chatouilles.
Birincisi sabahtan beri duş almadım... ve Vulcan burnunun ne kadar hassas olduğunu biliyorum... ve birazcık da gıdıklanırım.
Je suis un peu chatouilleux. Peut-être plus qu'un peu.
İki iblis klanı Vinji'ler ve Sahrvin'ler.
Deux clans de démons...
Kaşırsan gıdıklanırsın kaşımazsan da kaşıntısına dayanamazsın.
Et ça démange quand je ne le fais pas!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]