Kocacığım translate French
236 parallel translation
Kafayı mı yedin, benim akıllı kocacığım?
Es-tu devenu fou, mon mari si sain d'esprit?
"Guillermo, sevgili kocacığım, bekle ben de geliyorum" dediğini duydum.
Je l'ai entendue crier : "Guillermo", mon cher mari, attends, je viens avec toi! "
Aklını mı kaçırdın kocacığım?
Serais-tu devenu fou?
Merhaba kocacığım.
Salut, mari!
Kocacığım!
Mon mari.
Kocacığım,
Mon cher mari.
Benim zavallı kocacığım.
Mon pauvre mari!
Bunları dün almalıydın kocacığım.
Tu aurais dû le faire soigner hier.
Ama sanırım istedikleri sensin, kocacığım.
C'est difficile à dire. Ils ont besoin de toi.
Senin gibi bir İrlandalı daha yok kocacığım.
Tu es un Irlandais unique en son genre.
Kendini hasta ediyorsun kocacığım.
Tu te rends malade.
Lütfen kocacığım daha fazla kavga etme.
Je t'en supplie, plus de disputes.
Bu seni öldürür, kocacığım.
Il a raison, ce sera ta mort.
Kocacığım, takip edilmesi çok kolay izler bırakıyorsun.
Mon cher mari, tu laisses une piste très facile à suivre.
İyi geceler, kocacığım.
Bonne nuit, mon mari.
Ne kadar komik değil mi, kocacığım?
N'est-ce pas ironique, mon époux?
O zaman ben Jewel Mayhew'üm dersin kocacığımın kellesini aramaya geldim dersin.
Dans ce cas, tu lui dis que tu es Jewel Mayhew et que tu viens chercher la tête de ton pauvre petit mari.
- Günaydın kocacığım.
- Bonjour, mon mari.
Kocacığım...
Mon mari...
Yalnızca kocacığımın verebileceğinden...
Ce que toi seul peux m'offrir.
Benim mutsuz zavallı kocacığım. Beni öpmenden hep çok hoşlanmışımdır.
Quelle chienne de vie tu as eue.
İsa hatırına ruhlarımız birlikte korunduğu için Tanrı sizinle olsun, Sophie küçük solgun Edvard, Andreas ve Inger ve sen, benim nazik, sevgili, unutulmaz, fedakâr kocacığım.
Puisque nos âmes ont été sauvées ensemble par l'amour de Jésus, que Dieu soit avec vous, Sophie, mon petit Edvard pâlichon, Andreas et Inger et avec toi, mon adorable, illustre et bienveillant mari.
Kocacığım!
Mon époux?
Sen benim kocacığım Zeus'çuk değilsin.
Tu n'es pas mon époux Zeussy.
Hoşça kal sevgili kocacığım ve geri dönmemi bekleme.
Au revoir, mon cher mari. Ne m'attends pas.
Kocacığım, onu incitme! O benim kardeşim! Beni görmeye gelmiş.
il est venu me rendre visite.
'Sevgili kocacığım, bunu okuduğunda ben ölmüş olacağım.
" Mon mari chéri, quand tu liras ceci, je serai morte.
Kocacığım, bana da bir hikâye gönderebilir misin?
Quelle conteuse!
Yalvarırım, tatlı dilli kocacığım... size Staines'e kadar eşlik edeyim.
Doux mari, laisse-moi t'accompagner à Staines.
Seni bu kadar erken bıraktığım için beni affet, kocacığım.
Epouse bien-aimée de Connor "Pour toujours dans mon cœur" Pardonne-moi, mon amour, de t'abandonner si tôt.
Sevgili Kocacığım
A mon cher mari
Kocacığım, Ustan çok sert mizaçlı,
Chéri, ton maître a du caractère.
Şimdi bakma sevgili kocacığım ama oğlumuz yine kayboldu.
Très cher. Ne vous retournez pas, mais une fois de plus, - notre fils manque à l'appel.
Kocacığım sadece dua ediyorduk.
Baby, baby, nous était tout simplement en train de prier.
Senin kadar iyi değildi kocacığım.
Il était même pas bien, bébé.
Onu öldüremedim, kocacığım.
Je n'ai pas pu le tuer.
- Merhaba kocacığım.
Bonsoir, mon mari.
Oyuncağın kıskançmış, kocacığım.
Ton joujou est jaloux, époux.
Kocacığım.
Mon époux.
Uzun zaman oldu, kocacığım hayatım.
Cela fait si longtemps, mon cher époux, ma vie.
- Evet, kocacığım.
- Oui, cher époux.
Hoşçakal kocacığım!
Au revoir "mari"! Je passerai vous voir un de ces jours...
Kocacığım!
Mon époux!
- Hayır, zavallı kocacığım.
- Non, c'est mon pauvre mari..
Evet, sevgili kocacığım.
Tu ne veux pas prendre une chaise?
Tatlım benim. Kocacığını seviyor musun?
Ma petite chérie... aimes-tu ton petit mari?
Yapabileceğin hiçbir şey yok kocacığım.
Si vous n'éveillez pas l'esprit du temple, nous mourrons tous!
- Jackie tatlım, çiçeği burnunda kocacığın.
- Jack chéri, ton nouveau petit mari.
N'aber kocacığım?
Quoi de neuf, Homme?
Selam kocacığım!
Bonjour, mon mari.
Kocacığım!
Mon mari!