English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kocakarı

Kocakarı translate French

340 parallel translation
Hadi ama sizi gidi kocakarılar!
Alors les filles!
Seni pis, hırsız kocakarı, seni...
Espèce de vieille souillon! Je vais te...
Neyin peşinde olacak be, kocakarı! Boğazını ıslatmak istiyor.
D'après toi, sorcière?
Kapa çeneni kocakarı. Seni ben attırtmadan çık dışarı.
Sors d'ici, vieille peau, avant que je t'y force!
- Evet, geveze kocakarı.
- Oui, cette vieille commère.
Kafayı bulmuş ihtiyar bir kocakarı gördüğünde onu nasıl da kandırırdı.
Quand il repérait une vieille femme qui avait trop bu, il lui jouait un sale tour.
Kocakarı hikâyesi. İkimiz de yıllarca dinledik ama gerçek değil.
Ce ne sont que des racontars qu'on nous a ressassés pendant des années.
Eğer şişman bir kocakarı şarkı söyleyecekse burada bir saniye durmam.
Si l'on chante, je pars. J'ai horreur des amateurs.
Kocakarı ölmez.
La vieille ne mourra pas.
Bize sıra geldiğinde, hepsi kocakarı olacaklar.
Quand on y arrivera, elles seront centenaires!
Şu şişman, tembel kocakarılara bak.
Regarde ces grosses fainéantes.
Birkaç ay içinde gelininin evinde, kanepede uyuyan... -... bir kocakarı olacaksın.
Dans quelques mois, tu seras une vieille dame qui dort sur le canapé, chez ta belle-fille.
Bu kocakarı masallarına inanmıyorsun ya?
Tu ne crois pas cette légende.
O, üçüncü sınıf, kaba, kendi reklamını yapan bir kocakarı.
Cette vulgaire sorcière de troisième ordre!
Kocakarı masalı doğruymuş.
C'est vrai, cette légende!
Bunlar kocakarı masalı!
Sornettes!
Muhabir arkadaşım, sizin... ders kitapları okuyan, tek satır bile yazmayan... hayata küsmüş bir kocakarı olacağınızı söylemişti.
Mon ami, le reporter, disait que vous seriez une vieille fille frustrée qui a tout lu mais qui n'a pas écrit une ligne.
Kapat şu şeyi! Kocakarı gibiler, yakında birbirlerinin boğazına yapışırlar.
On dirait de vieilles mégères prêtes à s'entretuer.
Kulağında birçok çocuk bağırışlarıyla kocakarı olarak son nefesini verme.
Ne deviens pas une Mère Michel entourée de moutards.
İhtiyar, kocakarı.
le vieux, la vieille...
Eminim hepiniz, hipnoz altındaki hiç kimseye ahlaki değerlerine aykırı bir şey yaptırılamayacağı şeklindeki kocakarı masalını duymuşsunuzdur.
Je suis sûr que vous connaissez tous la légende qui veut qu'un sujet hypnotisé ne peut être forcé à faire ce qui va contre son éthique, quelle qu'elle soit.
Kocakarı masallarına inanacak değil ya.
Il n'écoute pas les ragots.
Onun ne olduğunu biliyorum kocakarı!
Vieille sorcière, je sais ce qu'elle est.
Cevap ver kocakarı, yoksa o boynunu kırarım.
Répondez ou je vous brise le cou.
Kaknem bir kocakarı olduğunda bunu anlatırsın.
Vous pourrez parler de lui, quand vous serez une vieille toute desséchée.
İşte böyle gidiyorsun seni kocakarı.
Tu ne peux pas t'échapper!
Onun kocakarı ilacıydı.
C'est sa préparation.
İhtiyar kocakarı.
Ma vieille.
Kendi işine bak, ihtiyar kocakarı! - Tanrının işine akıl sır ermez.
Les voies du Seigneur, ma vieille, sont impénétrables.
Yolun aşağısında bir kocakarı lokanta işletiyor.
Va voir la vieille aubergiste, là-bas.
Kocakarı!
La vieille!
Kocakarı!
J'ai faim!
Kocakarı evvelce yemek vermişti bana.
L'autre jour, la vieille m'a servi à manger.
- Seni seviyorum Kocakarı!
- Je t'adore, mémère!
Evet, kocakarı çeteleri savunmasız delikanlılara saldırıyor.
Oui, des gangs de vieilles dames, attaquant de jeunes hommes sans défense.
Burası eskiden nezih bir mahalleydi kocakarılar taşınmaya başlamadan önce.
Oui, c'était un voisinage sympathique avant l'arrivée des vieilles dames.
Kocakarıların bir numaralı hedefi, telefon kabinleri.
Les cibles favorites des vieilles dames sont les cabines téléphoniques.
Ama burası yalnız kocakarıların şehri değil.
Mais ce n'est pas seulement une ville de vieilles dames.
Kocakarı üç kez dine aykırılıkla suçlanıyorsun.
Ecoute, la vieille. Tu es accusée d'être trois fois hérétique.
- Şimdi, kocakarı son bir şansın var. Dine aykırılık suçunu itiraf et tanrısız işleri reddet... Son iki şans.
- Ecoute, la vieille, c'est ta dernière chance d'avouer l'infâme crime d'hérésie et de rejeter l'œuvre du démon...
- Kurnaz kocakarı. - Hadi.
- La petite roublarde.
O zaman git bak bakalım kocakarı orada mı?
On va aller voir si la petite vieille y est toujours.
Kocakarı inancı.
Où t'as vu jouer ça!
- Kocakarılar gibi dırdır edip durma.
Il faut agir à l'instinct, dans certains cas.
Kocakarı masalları işte, hepsi bu.
Des histoires, bien sûr.
Üç. - Kocakarılar gibi yürüyorsun.
- Tu marches comme une petite vieille.
Önce müttefikler, şimdi de Bonn'daki kifayetsiz kocakarılar.
D ´ abord Ies alliés, ensuite Ies vieilles femelles de Bonn.
Kocakarı!
Vieille bique!
- Aksi kocakarının tekisin!
- Harpie!
Bayan Salazar, kocakarısı!
Cette dame âgée, Mme Salazar.
Ne kocakarısından bahsediyorsun sen, ben bir adam öldürdüm.
Je viens de tuer un homme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]