Korkak mı translate French
603 parallel translation
Korkak mı? Onun vücudunda bir tek korkak kemik yok.
Il n'y a rien de poltron en elle!
Korkak mısınız lan?
Vous étes des lâches?
Küçük bir domuz yüzünden korkak mı olacaksın?
C'est un petit cochon qui te fait peur comme 9a?
Diğerleri gibi korkak mı sandınız beni? Hadi, vurun beni?
Vous me prenez pour un lâche, comme tous les autres?
- korkak mı?
- Un lâche?
Korkak mı? Ben mi?
Un lâche?
Korkak mısın?
- Tu as peur?
Onlar bana korkak mı diyor?
Ils me traitent de lâche?
Korkak mı sandınız beni?
Vous croyez que j'ai peur?
Korkak mısın?
Alors?
Dışarıya, caddeye çık. Yoksa sen bir korkak mısın?
Sors, si tu n'es pas un lâche!
- Adamlarıma, korkak mı diyorsun?
- Dites-vous que mes hommes sont lâches?
Seni buraya bağladım diye, bana korkak mı diyorsun? Öyle değil.
Tu me prends pour un lâche parce que je t'ai attaché?
Duydun mu beni, korkak herif!
"Tu m'as entendu! Un trouillard!"
Ölümün, ülkeye karşı olan sorumluluktan daha güçlü olduğunu öğrendiğimizi söylediğimde geçler bana "korkak" dediler.
Les jeunes m'ont traité de lâche parce que je leur ai dit... qu'on a appris que la mort est plus forte que le devoir envers le pays.
Beni boş sözlerle aldatıp durdun ben de bir aptal ve korkak gibi kandım.
Tu as bluffé, et j'ai été assez idiot et peureux pour y croire.
Geri kalanımız korkak tavşanlar gibi kaçıyordu. O soğukkanlılıkla dikilip, bombaları fırlattı. Demek kahraman sizsiniz.
M. Denham, seul, a osé l'approcher pour lancer les bombes.
Karım pek aldırmaz, ama ben çok korkak bir adamım.
Ma femme, ça lui est égal, mais moi, je suis nerveux.
Korkak olsaydı bile şaşırmazdım.
Je ne serais pas du tout surpris qu'elle ait peur d'un coup de fusil.
Korkak olmasaydın, uzun süre önce benim gırtlağımı keserdin.
Ou vous m'auriez déjà tranché la gorge.
Rüzgar kapı ya da pencereleri çarpsa... ayaklarımız titrer, korkak tavşanlar gibi saklanırız.
On se couche par terre au hurlement d'un loup. Quand le vent fait claquer une porte ou un volet... on tremble comme des feuilles et on se cache comme des lapins craintifs.
Korkak bir aslanla birlikte görünmekten utanmaz mısınız?
Qa ne vous gênera pas d'étre vus avec un lion sans courage?
Gerçek bir erkek olsaydın, sana korkak dediğim anda bana vururdun.
Un homme m'aurait frappé si je l'avais traité de lâche.
Bir askere nazaran yetersizsin bay Graham. Kaçarsan kimse sana korkak demez.
Vous avez un avantage sur le soldat, M. Graham, vous pouvez fuir sans être un lâche.
Bu adamları her gördüğünüzde sıvışacak mısınız? Ne kadar korkak olduğunuzu mu göstereceksiniz?
Rien qu'en le voyant, vous vous défilez comme des lâches?
Korkak mı?
Lâche?
Korkak olmadığımı çok iyi bilmene rağmen, bana korkak da diyebilirsin.
Peut-être que tu me prends pour un lâche, même si tu me connais bien.
Dostum benim, sen benim korkak olmadığımı biliyorsun. Evet...
Mon ami, toi au moins, tu sais que je suis pas un lâche...
Gör bakalım, kanım ne kadar soğuk, o korkak geri geldiğinde.
Attends de voir comme mon sang sera froid quand ce lâche reviendra.
Yaşıyorsanız ateş edin bakalım, korkak herifler!
Tirez, si vous êtes vivants, espèces de lâches!
Firmaya yazdığım mektupta, bu işin korkak biri için uygun olmadığını açıkça belirttim.
J'ai écrit que ce travail ne convenait pas à quelqu'un de peureux.
Düşündüğünüz gibi korkak birisi olsaydım, koşa koşa kuleye gitmezdim, Bay Holland.
Si j'étais peureuse, je ne serais jamais allée dans la tour.
Bir hayvana engel olunabileceği gibi sana silahla engel olabilirdim ama bir korkak olduğum için yapamadım.
J'aurais dû t'abattre comme une bête féroce. Mais je suis un lâche!
Yüzüğü geri yolladığım için bir korkak olduğumu düşünmüyorsun değil mi?
Tu dois penser que j'ai été lâche de ne pas appeler pour Bengt.
Ortağımın korkak olduğunu düşünmekten nefret ederim.
Dire qu'on a un froussard comme associé!
Arkalarını döndükleri an korkak tavşan gibi kaçtım.
Dès qu'ils ont eu le dos tourné, j'ai couru comme un lapin apeuré.
Ve Dev Goal'ım, korkak, aptal, sevilme özlemi çeken, beceriksiz ve arkadaşsız...
Lâche, stupide, désirant d'être aimé, maladroit, et ayant besoin de réconfort.
Korkak olmayalım Ryker'ın istediği de bu.
Ne tremblons pas, nous ferions son jeu.
Bu da bana, ben korkak değilim ve buradan gitmiyorum.
Et à la mienne, parce que, moi, vous ne m'aurez pas!
Ben korkak bir adamım.
Je suis un poltron.
Ben korkak bir şıllığım.
Je suis facile et j'ai peur.
Yoldaş Başkan! Şimdi teslim olursak ve çürümüş Taft-Hartley'e itaaat edersek hepimiz korkak sayılırız. Sadece bir şey yapabiliriz : savaş!
M. le président, si on abandonne maintenant, si on obéit à cette injonction, nous serons des lâches.
Sana korkak olmadığımı göstermeye çalışıyordum.
Juste pour te prouver que je n'étais pas un lâche.
Bir korkak olmamalıyım!
Je ne veux pas être pris pour un lâche!
Bu iğrenç yerden bıktım ve delirdim! Ama hiç olmazsa korkak değilim!
J'en ai par-dessus la tête de ce trou, mais je ne suis pas lâche.
Korkak mı?
De lâche.
Ama beni sevseydi, korkak olduğunu düşünmeme izin vermezdi?
Mais s'il m'aimait, pourquoi me laisser croire qu'il était lâche?
Korkak olmadığımı biliyorsun. Yani?
- Je ne suis pas un lâche.
Korkak olup olmadığım anlaşılacak şimdi.
Je vais voir si je me dégonfle.
İninden çık dışarı, seni korkak herif. Seni kasabadan atacağım.
Sors en rampant de ton trou, que je te chasse du patelin, dégonflé!
"Alman meslektaşlarımızın korkak olduğumu düşünmelerini istemiyorum." dedi.
"Je ne veux pas que nos amis allemands me prennent " pour un lâche... "