Kralice translate French
5,749 parallel translation
Kendini, Kraliçe'nin şövalye ilan ettiği Sir Mix-a-Lot dan daha iyi bir bestekar mı zannediyorsun.
D'après toi, t'as une meilleure plume que Sir Mix-a-Lot. Il a été béni par Queen.
- Kraliçe grubunu biliyor musun?
Tu connais Queen?
Kraliçe, öldü efendim.
La reine est morte, monseigneur.
Ben kraliçe arıyım o da benim arım bu tarz düşüncelerimle aklını çeleceğim. "
Remplissez son esprit de pensées à mon égard, que je sois sa reine et lui l'amour de ma vie. "
Kraliçe Tooey, onu rahat bıraksana!
Queen Tooey, laisse-le tranquille.
Niye ona Kraliçe Tooey dedin?
Pourquoi vous l'appelez Queen Tooey?
Kraliçe Conga, Tanrı'nın unuttuğu bir yerden yeni gelmiş bir arkadaş.
Queen Cong, descendue droit d'un bateau venant d'une île paumée.
Bayanlar ve baylar lütfen bana Kraliçe Conga deyin.
Mesdames, messieurs, veuillez à présent m'appeler... Queen Conga.
Ama sanki o kumaşı daha önce görmüştüm Kraliçe Conga ama nerede?
Mais il me semble que j'ai déjà vu ce tissu quelque part, Queen Conga. Mais où?
Sırada, Kraliçe Conga ateşli görünüşüyle sizi kurtarmaya geldi.
Il est suivi de Queen Conga qui arbore pour nous le look des Black Panther.
Eğer benim için yapmayacaksan, Kraliçe ve Ülke için yap. Hayır!
Fais-le au moins pour la reine et pour ton pays.
Tamam, Kraliçe ve Ülke için, seyahat ve yaşam masrafları, makul destek.
OK, frais de déplacement plus frais généraux.
Kraliçe bundan pek hoşnut olmadı. Aşağılandı, resmin yakılmasını emretti.
Ça n'a pas plu à la reine qui ordonna, qu'on brûle le tableau.
Koloniyi kraliçe yönetir ve erkek arılar da kraliçeye hizmet ederler.
La reine dirige la ruche. Les bourdons servent la reine.
Kraliçe koloninin başında.
La reine dirige la ruche.
Benimle gel, kraliçe seni çağırıyor.
Viens avec moi, la reine a besoin de toi.
"Sonra kraliçe açıyor kollarını ve yaslıyor göğsüne adamın kafasını yatağın sıcak kucaklamasıyla kraliçe gösteriyor parlak suratını."
" Alors la reine son bras prolonge, sur sa poitrine sa tête elle plonge, et sur le lit, une étreinte chaleureuse, la reine s'affiche, enfin, radieuse.
- Gelecek kraliçe.
La future reine.
Kraliçe benim kardeşim.
La reine est ma sœur.
- Paranı öderim, kardeşim bir kraliçe.
Je peux vous payer, ma sœur est reine.
- Kraliçe mi?
Une reine?
Kardeşim bir kraliçe.
Ma sœur est la reine.
- Kraliçe'ye mi çalışıyorsunuz?
Vous travaillez pour la Reine?
Kraliçe de kendilerine BBC orkestrasından bir konser verdirmeyi çok istiyor.
Et la Reine aimerait beaucoup lui offrir un concert par BBC orchestra.
Prens Philip ve Kraliçe, ünlü Basit Şarkılar'ınınızı yönettiğinizi duyunca çok mest olacaklardır.
Prince Philip et la Reine seraient tout simplement extasiés... de vous entendre diriger vos fameuses "Simple Song".
Konuşmamızı Kraliçe'ye bildireceğim.
Je transmettrai notre conversation à la Reine.
- Kraliçe'nin temsilcisiymiş.
Il dit qu'il est l'émissaire de la Reine.
Mekân mı, orkestra mı, soprano mu, kraliçe mi?
Est-ce l'endroit? Est-ce l'orchestre? Est-ce la soprano?
Babam kraliçe meselesini anlatmadı mı sana gerçekten?
Papa ne vous a rien dit à propos de la reine?
- Kraliçe'nin temsilcisine aynen böyle söyledi.
Il l'a dit à l'émissaire de la Reine.
80 yılın sonunda nihayet ağzından romantik bir şey çıkıyor ve gidip bunu Kraliçe'nin temsilcisine söylüyor.
Ça lui a pris 80 ans pour enfin dire quelque-chose de romantique. Et il le dit à l'émissaire de la Reine.
Tanrı'nın ve Kraliçe Anne'in huzurunda günahlarından arınıp af dilemek isteyip istemediği soruldu kendisine.
On lui a demandé s'il souhaitait se confesser, implorer le pardon auprès de Dieu.
Kötü kraliçe...
La Méchante Reine...
Yardım et kraliçe!
Reine, aide-moi!
Benim annem kraliçe, bende prensesim tabi.
Ma mère est une reine, ce qui fait de moi une princesse.
Kim ister bir kötü kraliçe?
♪ Qui veut d'une méchante reine qui n'a pas pêché? ♪
Kraliçe Leah, sorun yok.
Reine Leah, c'est bon.
- Evet. Düşmanımızın kızını asla kraliçe yapmaz.
Il ne va jamais faire d'une méchante une reine.
Bir gün Kraliçe şöyle dedi :
Un jour la Reine lui fit remarquer :
Birisi "Kraliçe içeri giriyor" mu dedi? Trompet sesleri yükselsin!
Qu'on sonne les trompettes, voici la reine!
Kraliçe konuştu.
La reine a parlé.
Vatan hainliğini itiraf edip Kraliçe'yi de yanınıza alarak kaçmadığın sürece yani.
Sauf si tu avoues un acte de trahison et que tu entraîne la reine dans ta chûte.
Kraliçe, General De Foix'nın durumunu öğrenmem için beni yolladı.
La reine m'envoie m'enquérir à propos de la santé du Général de Foix.
Kraliçe ve halefe yaklaşmaman için en büyük sebep bu.
Raison de plus pour rester loin de la reine... et du dauphin.
Kral bana güveniyor ve Kraliçe beni seviyor.
Le roi me croit et la reine m'aime.
Kraliçe'nin konutunda bulunmaman lazım.
Et vous ne devriez pas être dans les quartiers de la Reine.
Kraliçe'nin özel danışmanlığı göreviniz için.
pour votre nomination en tant que conseillère spéciale de la Reine.
Sandım ki başka türlü bir hizmetçi parçası Kraliçe'nin önünde Kızıl Muhafız Lideri'ni nasıl sorgulasın?
J'ai simplement supposé Sinon pourquoi une servante... interrogerait le Capitaine des gardes rouges devant la Reine?
Aramızda kalacak. Kraliçe'nin gereğinden fazla endişelenmesine gerek yok.
Entre nous, il n'est pas nécessaire d'inquiéter la reine plus qu'elle ne l'est.
Kraliçe üzüntülü ancak eminim o da aynını düşünüyordur.
La reine est bouleversée, mais je suis sûre qu'au plus profond d'elle, elle pense la même chose.
Kraliçe'yle iyi anlaşıyorum.
Je fais de grands progrès avec la reine.