Krema translate French
1,000 parallel translation
Kahvene krema da alırdım, ama o zaman koca kutuyu almam gerekiyordu.
Je vous aurais pris de la crème, mais je devais acheter tout le pot.
Bizim krema olayımızda... Rusya'nın kedilerden özür dilemesi gerekiyor.
Avec notre situation à la crème, il mérite des excuses de la part de la Russie.
Krema.
De la crème.
O kadının kahvesine krema olsaydım, ekşirdim.
Ce serait pas étonnant qu'elle fasse cailler le lait.
- Krema ve şeker koymayacak mısın? - Hayır, ben her zaman sade içerim.
- Vous ne mettez pas de crème ni de sucre?
Kahve hazır mı? Krema, şeker.
Le café est prêt?
Krema alır mıydınız, Bayan Rowan?
mlle Rowan, avec du lait?
Gerçekten yumurta kırarken fotoğrafımı istiyorsanız yağ ve şekeri krema haline getirene kadar beklemeniz gerekecek.
Si vous tenez à me photographier en train de casser un œuf... il faudra attendre que je batte le beurre en crème avec le sucre.
- Tüm krema bu mu? - Hepsi bu.
- C'est tout ce qu'il y a?
O krema kadar yumuşaktır.
Il est doux comme un agneau.
- Krema limitsiz mi?
Pas de limite pour la crème?
- Şeker? Krema?
- Du sucre ou du lait?
2 parça ve krema, sert olsun.
- Serré, avec deux sucres et du lait.
- Krema. - Bu sefer neredeydin?
- De la crème.
En üste bolca krema koyup nasıl tufaya getirirler bilirsin.
Les journalistes aiment bien en rajouter.
Koyu krema, ananas, kızarmış hindi. Aman tanrım!
tarte aux cerises, de crème, d'ananas, de dinde aux marrons!
Krema da, büyük sperm balinası sütünden yapıldı.
La crème est, bien entendu, du lait de mamelle de cétacé.
- Çayına limon mu, krema mı istersin? - Hiçbiri.
Je vous prie, Tante Jessie, ne soyez pas dur à cuir, ça ne vous ressemble pas.
Krema mı yoksa şeker mi?
De la crème, du sucre?
Haftada iki kez Mari markete süt ve ekşi krema satacak.
Deux fois par semaine... on peut faire environ 80 forints en vendant au marché...
Ondan biraz krema isteyebilirim, Kashi'den.
Je pourrais lui demander de la crème de Kashi. Elle est réputée.
Pazara gittim, sonra krema için şekerciye sonra da akşam duası için ghata gittim.
Je suis allé au marché, puis chez le marchand, pour la crème, puis au temple pour les prières du soir.
Bir krema içerisinde yürüyorum sanki.
Je me sens des ailes.
Bugün krema alır mıydınız?
Le lait comme d'habitude, merci.
- Krema?
- Crème?
Aslında yer çekimiyle ilgili ama krema da karıştırıyor.
La densité. Et il fouette la crème.
Krema da karıştırıyormuş.
Il fouette la crème!
Durma ve iç onu. Krema dolu.
Tenez, ça donne du courage et ça calme.
- Krema veya şeker ister misin?
- Crème et sucre?
Neli istersin, krema, şeker?
Combien de sucre? De la crème?
Kadınlar öğleyin 12'den önce ve saat 3 uykularından sonra yıkanırlardı... ve akşam karanlığı bastığında pasta gibi yumuşacık olurlardı : Üzeri şekerli krema yerine ter ve tatlı talk pudrasıyla kaplı bir pasta.
Les dames prenaient un bain avant midi, après leur sieste de 3 h... et étaient à la tombée de la nuit comme des petits gâteaux... glacés de sueur et de talc doux.
- krema veya limon? - krema.
Crème ou citron?
- Krema var mı?
- Vous avez de la crème?
Tabii kaşık kaşık kremayla istiyoruz ve krema öyle yoğun olsun ki kürekle koymak gereksin, s'il vous plait.
Servies, bien sûr, accompagnées de crème si épaisse que la cuillère y tient debout. Vous avez entendu.
İşte ben buna krema derim!
Voilà ce qu'on appelle une meringue!
Krema... Mutfakta!
La crème... est dans la cuisine.
- Çikolatalı krema!
- Le chocolat!
Ben... özellikle öğle yemeğini hatırlıyorum. Harika bir krema vardı.
Je me rappelle le déjeuner, une admirable mousse...
Çok güzel. Ahududu. Krema, şeker.
De belles framboises, de la crème, du sucre...
Krema, lütfen.
La crème, s'il vous plaît.
Brandy ya da kakao krema, efendim?
- Cognac ou... crème de Coco, Monsieur? - Oui.
Yerim. Lahanamın yanında taze krema istiyorum.
vous me donnerez de la crème fraîche, avec mon chou farci
Sonra harçlıklar, krema,..... bisikletime zincir, radyo için yeni piller,...
Et l'argent de poche et ma chaîne de vélo et les piles pour la radio... et l'épluche pommes de terre...
Örneğin pralin veya limonlu krema çok tutulan tatlar.
Comme le praliné ou la crème de citron... Je crois savoir que ce sont des saveurs très populaires.
- Krema?
- De la crème?
Jersey Krema Psikiyatri.
Les psychiatres de Jersey Crème.
2 şişe krema.
Deux litres de crème.
Krema ve kırmızı şarap sosuyla servis edilmiş. Yer mantarı ve egzotik bitki garnitürleriyle.
Servie avec de la sauce au vin rouge, garnie de truffes et d'herbes exotiques.
Kahvedeki krema ve şeker mi?
Vous voulez de la crème et du sucre dans le café?
Şimdi krema ve şeker zamanı.
Ils préparent la crème.
"Sütlü Krema."
"Crème fraîche."