English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Krispy

Krispy translate French

64 parallel translation
Sobanız sönmüştür diye düşündüm. Bu yüzden Krispy Kreme'e uğradım.
J'ai pensé que votre poêle serait éteint, alors j'ai acheté ça.
Crispy Cremes ya da başka bir yer?
Krispy Kreme? N'importe quoi?
Wow! Bu gördüğüm en büyük Rice Krispy.
C'est le plus gros cube de rice-krispy que j'aie jamais vu.
Rice Krispy'den birisi büyük bir ısırık almış.
Quelqu'un a mordu dans le cube de rice-krispy.
Palyaço Krispy rolünü bana vermelisiniz.
- Vous ne faites pas l'affaire.
Palyaço Krispy rolü boş değil. Fakat sizi Kızgın palyaço, Aptal denizci ve Dr. Palyaçonus rolüne aldık.
Mais je vous engage pour Grincheux le Clown, Marin Crétin, et le Dr Clowney.
Bu yaz Krispy Kreme'de çok mola verildiği kızın yolu buraya düştü.
Elle est venue car certaines ont fait trop d'arrêts à son stand de glaces.
Ve eğer şanslıysam burdan kaçabilirim Krispy Kreme belki bir tek atma şansım olabilir.
Presque 23 h. Avec de la chance, je raterai pas Krispy Kreme.
Krispy Kreme'de salıları bir alana bir bedava.
C'est le mardi "2 pour le prix d'1".
Hayatta sorunlar hep olur ve soğukkanlı kalmam gerek, biliyorum. Dün Krispy Kreme'den 12'lik bir paket alıyordum. - Sonra herifin biri...
Je suis pas censé m'énerver, mais hier... j'achetais un pack de beignets... quand un type baraqué...
Krispy Kremes getir!
J'apporte les beignets!
En iyi "Kilo Takipçileri" toplantısı 23. Cadde'de yapılandır. Yaklaşamazsın bile çünkü yanında "Kremalı Gevrek" var.
Je ne peux pas y aller, c'est à côté d'un Krispy Kreme.
Bir çörek ve bıçak alabilir miyiz?
Pourrais-je avoir un Krispy Kreme et... un couteau?
İşin kötüsü, Tom'la karşılaşmamak için Miranda'mn artık,.. ... Kilo Takipçileri toplantılarına "Kremalı Gevrek" in yanındaki binada gitmeye başlamasıydı.
La mauvaise nouvelle est que Miranda dut dès lors se rendre au fameux Weight Watchers, à côté du Krispy Kreme, où elle ne tomberait pas sur Tom.
Spor salonum ve Krispy Kreme'e uzaklığı aynı.
A mi-chemin entre ma gym et la pâtisserie.
Bence Krispy Kreme spor salonundan daha yakın.
Ça doit être plus près de la pâtisserie que de ta gym.
- TahıI gevreği.
- Des Rice Krispy.
Krispy Kreme, "Keş" li Kreme.
Krispy Kreme, Kracky Kreme.
Krispy Kreme'in donutlarının iyi olduğunu biliyoruz.
C'est pour ça que leurs donuts sont si bons.
Krispy Kreme'in donutları gerçekten iyi, ama şimdi size desem ki üzerine bir miktar kokain de serpiştiriyorlar... " Anlamıştım, bu yenisi daha farklıydı.
Ils sont tellement bons que si je vous disais qu'ils contenaient du crack, vous me diriez : "Je me disais bien aussi."
Aslında bu, Krispy Kreme'in yeni sloganı olmalı bence. Krispy Kreme
Ca devrait être leur slogan publicitaire.
- Size alet emdirtecek kadar iyi.
Les donuts Krispy Kreme, bons à en sucer une bite.
Krispy Kremes yememeye çalışıyorum.
J'essaie de me retenir de manger les petits-four.
Her zaman harekete geçmeyi düşünüyorum. Ama arabaya binince fahişe almak yerine, Krispy Kreme'e gidiyorum.
Je veux dire, je pense toujours à passer à l'acte, mais... maintenant, quand je prends la voiture pour faire un tour, au lieu de prendre une prostituée, je vais au Krispy Krème.
Şu anda Krispy Kreme'e bağımlıyım.
donc, maintenant, je suis accro au Krispy Krème.
Krispy Kremes olduklarından eminsin, değil mi?
Vous vous êtes assuré que c'était des "Krispy Kremes" n'est-ce pas?
Sekizinci Cadde'de devrilen Krispy Kreme kamyonetinden.
Du camion Krispy Kreme qui a eu un accident à la 8e avenue.
Sekizinci Cadde'de Krispy Kreme kamyoneti devrilmişti de.
Un camion Krispy Kreme s'est renversé sur la 8e avenue.
Sen çöreklerini bile paylaşmazsın.
Toi... toi... qui ne partage même pas un beignet de Krispy Kreme...
Krispy Kreme'in yanında filan mıyız?
Quoi, est-ce qu'on est à côté d'un maudit resto Krispy Kreme?
Krispy Kreme'le polislerin ne alakası var?
Et c'est quoi le rapport entre la police et les beignes Krispy Kreme?
Krispy Kremes'ın 20.000 dolarlık kısmına sahipsin, fakat halen çörekleri para ile alıyorsun?
Tu possèdes pour 20 000 $ de Lu, mais tu dois quand même payer tes Petits-beurres?
Tamam, tatlı ısmarlayabilirsin. Yiyecek, içki veya şöyle bir kucaklasan da olur.
J'accepte les Krispy Kremes, de la nourriture, de l'alcool, les câlins.
Krispy Kreme ne kadar başarılı bir bak.
Pense au succé de Krispy Kreme.
Will ve ben Rice Krispy masasını yöneteceğiz.
Will et moi préparons un buffet Rice Krispy.
İki kelime... Krispy Kreme.
En deux mots : "Krispy Kreme."
Ne zamandan beri güzel bir Pirinç Krispy yemiyorum.
Je n'ai pas mangé de bons gâteaux de Rice Krispie depuis.
Ayrıca biraz kilolu olmayı daha çok seviyorum.
Et pour être honnête je m'aime comme des Krispy Kreme.
Sanki bir kase Krispy pirincinin yanması gibi.
Comme un bol de céréales.
Pirinçli Krispy'lerden de her zaman bol sayıda bulunduruyorlar.
Et ils ne manquent jamais de Rice Krispie Treats.
Sizin Krispy Kreme'de yaptığınız bütün olay... göstermelik yemek işleri.
Tout ce que vous avez fait avec Krispy Kreme * est vraiment... * ( chaîne de beignets et café ) si j'ose dire, c'est phénomèn-aliment, vraiment.
Eşsiz, leziz, çikolatalı Krispy Kreme donata bayılır.
Unique adore ce délicieux nappage au chocolat.
bir mil ötede çörekçi var gösteriyim mi? Hoşuna gider bence.
Oh, j'ai vu un Krispy Kreme à un kilomètre à droite...
Ayı Krispy'nin hikâyesini anlatacağım bu gece.
Ce soir, je vais vous raconter l'histoire de Krispy l'oursonne.
Ama Krispy korkunç bir sorunla boğuşuyormuş.
Mais Krispy avait un terrible problème.
Kim, Kamber, Klondike... Ve ufak olanlar, Krispy and Kreme.
Kim, Kamber, Klondike... et les petites dernières, Krispy et Kreme.
Donat!
Ooh, Krispy Kreme!
Böyle bir gün nasıl başladı böyle, Krispy, hadi gidelim!
[Rik] Voici comment vous commencez le jour, Krispy. Allons-y!
Krispy Krem istedi.
Il voulait des beignets.
Daha bir tane Krispy Kreme donut bile yemedim.
J'ai pas encore goûté aux donuts Krispy Kreme.
- Krispy Kreme mi aldınız?
- Un donut Krispy Kreme?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]