English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kyle

Kyle translate French

8,242 parallel translation
Çok iyiydin, Kyle.
Vous vous êtes bien débrouillé, Kyle.
Ama Kyle'a söylediklerini duydum.
Mais j'ai entendu ce qu'elle lui a dit.
Kyle onun hakkında bir şey mi söyledi?
Kyle a parlé d'elle?
Kyle'da bunu biliyor. Hayal kırıklığına uğradım.
Kyle le sait, il m'a déçue.
Kyle'ı bu geceki gösterisine davet ettiğini duymuş.
Il l'a entendue inviter Kyle à son concert ce soir.
Kyle beni korumaya çalıştığında yüzüne yumruk attı.
Quand Kyle a voulu me défendre, il a frappé Kyle au visage.
Zavallı Kyle.
Pauvre Kyle.
O şerefsizin ölmesi Kyle'ın başına gelen en iyi şeydir.
La mort de ce salaud est la meilleure chose qui soit arrivée à Kyle.
Anahtarı Kyle vermişti.
Kyle m'a donné la clé.
- Adını haykırdı mı Kyle?
- Elle t'a appelé?
- Gerçek neydi Kyle?
Quelle était la vérité?
Ben de Kyle'ın yaptığını sanmıyorum. Hele ki dünden sonra.
Je ne crois pas que ce soit Kyle non plus, pas après hier.
Sana zarar verdi mi Kyle?
Kyle, vous a-t-il fait du mal?
Kyle, bence St. George'da olman çok iyi bir şey.
C'est une bonne chose que vous soyez ici à St George.
Kyle.
Kyle.
Dinle Kyle, Kyle, belki de onu korudun.
Écoutez-moi, Kyle, peut-être que vous l'avez protégée.
Kafandan geçen her şeyi söyleyemezsin Kyle.
Vous n'êtes pas obligé de dire tout ce qui vous passe par la tête.
- Gel Kyle, sana ihtiyacım var.
- Kyle, on a besoin de toi.
Akademide gördüğümüz Kyle ve annesinin fotoğrafını hatırlıyor musun?
Tu te souviens de la photo de Kyle et sa mère à l'école?
Margaret, Kyle'ın St. George'a derslerinde başarısız olduğu için geldiğini söylemişti.
Margaret dit que Kyle est venu à St George, car qu'il séchait ses cours.
- Bileğini Kyle mı kırmış?
- Kyle lui a cassé le poignet?
Yo, Kyle.
Kyle, attends.
Sana dokundu mu Kyle?
Elle t'a touché, Kyle?
Başka ne yaptın, Kyle?
Tu as fait quoi d'autre, Kyle?
Söylesene.
Dis-le, Kyle.
Başka ne yaptın, Kyle?
Tu as fait quoi?
Başka ne yaptın, Kyle?
Tu lui as fait quoi?
Kyle.
Venez.
- Başka ne yaptın, Kyle?
- Qu'as-tu fait d'autre?
- Polisle konuşmam gerek. Şimdi. - Kyle, Kyle.
- Il faut que je parle à la police.
Hayır, hayır.
- Non, Kyle.
- Kyle.
- Kyle.
Kyle, çok baskı altındasın.
Vous êtes sous pression, Kyle.
- Kyle, burada kimse sana zarar vermek istemiyor.
- Personne ne vous veut de mal ici.
Kyle dün gece olanlar hakkında veya başka bir şey hakkında konuşmak istersen benimle konuşabileceğini biliyorsun. Her ne olursa olsun.
Si vous voulez parler de ce qui s'est passé hier soir ou d'autre chose, vous pouvez me parler de tout.
- Yapmazsak da Kyle'a yardım edemeyiz.
Sans ça, on ne peut pas aider Kyle.
Kyle'ı piyano yarışmaları ve resitallerine götürürdü.
Quand il emmenait Kyle à ses récitals de piano.
- Kyle?
- Kyle?
Doktorun Kyle'ın asla hatırlamayacağını söylediğini söylemiştin.
Le docteur avait dit que Kyle ne se souviendrait jamais.
Değişen bir şey yok. Kyle hâlâ bir şey hatırlamıyor...
Rien n'a changé, Kyle ne se souvient toujours pas.
Sen de o lanet olası silahı ve planları Kyle odasına koymamalıydın.
Il ne fallait pas mettre cette arme dans la chambre de Kyle.
Kyle beynini dağıtsaydı bütün her şey sona erecekti.
Si Kyle s'était fait sauter la cervelle, tout ça serait fini.
Kyle'a dokunulmayacak.
Il ne faut pas... toucher à Kyle.
Oraya gitmeliyiz. Kyle'ın başı dertte.
Nous devons y aller, Kyle a des ennuis.
Kyle'ın masum olduğundan nasıl bu kadar eminsin?
Comment sais-tu que Kyle est innocent?
- Hayır, Kyle doğru söylüyor.
- Non, il me dit la vérité.
Bizden biri olmayı istiyorsun, değil mi Kyle?
Tu veux être l'un des nôtres?
Kyle! Kyle, sakın gitme. Beni dinle.
Kyle, ne partez pas.
Tamam Kyle, nefes alman gerek.
Kyle, respire.
Kimse seni burada bulamaz, Kyle.
Personne ne te trouvera ici, Kyle.
Kyle'ın hatırlayacağını biliyordu ve hiç önemsemedi.
Elle savait qu'il allait se souvenir, et elle n'en avait rien à foutre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]