Kızdın mı translate French
1,543 parallel translation
Bana kızdın mı?
Tu es fâché?
Çözüm odaklı düşünelim. - Kızdın mı?
J'y crois pas, mec!
Bana kızdın mı?
- T'es fâchée?
- Kızdın mı?
- T'es en colère?
O kadar pahalı değildi. Kızdın mı?
Je n'ai pas payé cher, tu es fâché?
Alışveriş merkezinde seninle saklambaç oynarken bana kızdın mı yani?
La partie de cache-cache dans le magasin vous a énervé?
- Kızdın mı?
T'es en colère?
Kızdın mı?
T'es fâchée?
Diğer doktorun ameliyatımı yapmasını istediğim için bana kızdın mı?
Tu m'en veux d'avoir préféré qu'un autre m'opère?
Kızdın mı? Artık sana eskisi gibi yardım edemediğimden.
Ca t'embête que je ne puisse plus autant t'aider qu'avant?
Kızdın mı?
Tu es fâchée?
Peder Merrin. Beni kızdırmaya başladın, Peder.
Père Merrin, vous commencez à m'agacer.
Düşündük ki... İki bayanın birden yerini alamaz, çünkü onlar uzun süre bizim çalışanımızdı. Ayrıca kısa süre bizimle olan ve iyi çalışan biri daha vardı.
Voilà pourquoi on a engagé la mère de Kyle, Helen, en sachant qu'elle ne peut pas... les remplacer toutes les deux parce que l'une était chez nous depuis longtemps et l'autre depuis peu, mais travaillait très bien,
Benim işimi böldün ve şimdi de kızdın.
Tu m'interromps et après tu te fâches?
New Jersey'li zengin bir kızdım ben. Babam birleşmiş milletlerde çalışırdı.
"Je suis une bourgeoise du New-Jersey, papa travaillait à l'O.N.U..."
Şunu da bakul ediyorum kendi insanımın tavırları beni kızdırıyor sıkıyor.
pisse SUR moi Le comportement de mes frères me contrarie très souvent.
* Sana ihtiyacım var. *... " Yalnızsınız, rahimden ilk çıktığımızda yalnızdık,
J'ai besoin de toi. Vous êtes seul, seuls quand nous sommes arrachés de l'utérus, seuls quand nous mourons,
Kulağının dibinde olacağım. Seni fazla kızdırmamak için elimden geleni yaparak hem de.
Je serai dans le creux de votre oreille, essayant fort de ne pas vous gêner.
Çünkü beni kızdırdı, şu anda senin de yaptığın gibi.
- Je l'ai fait. Il m'agaçait, comme toi.
Çok azgın bir kızdı, tamam mı?
C'était une nymphomane, ok?
Tamam, şimdi dikkatimi çekmeyi başardın. Kızdın mı yoksa? İstersen başka şeyler isteyebiliriz.
D'accord, maintenant vous avez toute mon attention.
Yankton'ın alacaklarla ilgili ilanını basmadığım için kızdığını ima ediyor.
Un message de mécontentement sur ma façon de parler des concessions.
- Beni kızdırmaya başladın.
Tu commences vraiment à m'énerver.
Alex'e kızdığını biliyorum. ... ama ona yine de yardım etmeye çalışmalısın.
Je sais que tu es furieuse contre Alex, mais tu pourrais essayer de l'aider quand même.
Neden kızdığımı nereden bileceksin?
Tu n'en sais rien.
Git de başkasını kızdır sen, tamam mı?
Thelma!
Bana çok kızdın, değil mi?
Tu vas m'engueuler, pas vrai?
Birçok kişiye kızdığımın farkındayım. Bundan sonra da birçok kişiye kızacağımı biliyorum.
Je sais que j'en énerve beaucoup et que j'en ennuie encore plus.
Dinle, kızdığını biliyorum, ama sadece biraz eğleniyordum.
Ecoute, je sais que t'es en colère mais je m'amusais, c'est tout
Kızdığın zaman bu beni çok azdırıyor.
Ca m'échauffe tellement quand tu es en colère
Gelemedi. Aramadı. Kızdım.
Elle n'a pas téléphoné, et je me suis mis en colère.
Kızın ev adresini basına sızdırmak mı?
Refiler l'adresse de la fille à la presse?
Tamam. Önce neden bu kadar kızdığımı kendim de anlayamamıştım ama şimdi fark ettim çünkü sen de babamın yaptığını yapıyorsun.
Je ne comprenais pas pourquoi je t'en voulais tellement, puis j'ai réalisé c'est parce que tu fais ce que mon père a fait.
Erica, tüm hafta boyunca birlikte takıldık ve tamamen hazırlıksızdım.
Erica, on était ensemble toute la semaine, et je n'étais pas du tout préparé.
Turk, eski kız arkadaşını aramaya başladığında ne kadar kızdığımı hatırlıyor musun?
Turk... Te souviens-tu combien j'étais inquiète quand tu as commencé à appeler ton ex?
Eğer bu şeye ateş edersen, onu daha da kızdırırsın.
Je m'inquiète, si vous tirez sur cette chose, vous allez juste la rendre folle.
Onları kızdıracak ne yaptım da en önemli adamlarını bana gönderdiler diye.
Qu'ai-je donc trouvé qui les fasse trembler au point qu'ils envoient leur meilleur gars?
Beni gerçekten kızdırmaya başladın.
Tu commences vraiment à m'énerver.
Ve şöyle ki, Billy'nin kıçıma tekmeyi vurması bütün ızdırabımın dinmesi, ve bu gecenin oğlumu bıraktığım son gece olması beni rahatlatmıştı.
En fait j'étais soulagée qu'il me quitte. Il mettait fin à mes souffrances. C'était sûrement la dernière nuit que je laissais mon fils...
Kızdın mı?
Tu es énervé?
Beni kızdırmıştın.
Tu m'as fichu en rogne.
Adamım, birilerini kızdırmışsınız.
Vous en voulez à quelqu'un!
Beni kızdırmayın!
Ne m'énervez pas!
Kızdın mı?
Mais je te promets. Je jure que cela n'arrivera plus jamais.
Bulaşık yıkamak için... güçlü bir istek duymadığım için mi bana kızdın?
Tu m'en veux de ne pas ressentir une envie brûlante de faire la vaisselle?
Gelmedi. Ben de buna kızdım.
Il n'est pas venu, je l'ai mal pris.
Gerçekten seni dün gece neden kızdırdığını hala anlamadım.
Je vois pas pourquoi l'avis de cet abruti te touche. Ça paraît évident, non?
Annemin egzersizlere geç kaldığımızda kızdığını bilirsin.
Tu sais comment est maman si on est en retard.
Şimdi beni kızdırdın.
Tu me cherchais, tu m'as trouvé.
Şimdi beni kızdırdın.
Tu me cherchais, tu m'as trouvée.
Beni sürekli kızdırmak zorunda mısın?
T'es obligé de me casser les couilles?