Kızınız mı translate French
34,141 parallel translation
Kız arkadaşımın...
Ma copine avait...
Ben torunumun doğum günü partisine gidiyorum. Kızımın evinden onu arayacağım.
Je vais chez ma fille pour l'anniversaire de ma petite-fille, je l'appellerai de là-bas.
Bunun kızım için epey şaşırtıcı olacağını tahmin edebiliyorum.
J'imagine que ça devait être une surprise pour ma fille.
Sayın Başkan, AB acil oturum hattında 3 sayfalık bir telefon listem var hepsi de düşmanımız..
L'ONU a une réunion d'urgence. J'ai trois pages d'appels avec chacun de nos ennemis appelant pour nier toute responsabilité dans l'attaque.
- Sesi biraz kısar mısınız?
- Tu pourrais baisser la musique?
Eğer evliliğimizi sakladığımız için hâlâ kızgın olsaydı evet demezdi.
Elle ne doit plus nous en vouloir de lui avoir caché notre mariage.
Michael, bu tatlı kadının senin kız arkadaşın olduğunu sandım.
Michael, j'ai pensé que cette jolie femme était ta copine.
Kız arkadaşımın ailesi geldi.
Les parents de ma copine sont là.
Eğer evliliğimizi sakladığımız için hâlâ kızgın olsaydı evet demezdi.
Elle n'aurait pas dit oui, si elle nous en voulait encore de lui avoir caché notre mariage.
Gizli jüri üyesi 11 numara, boşanmadan önce kocanızla herhangi bir danışmanlık ya da terapi araştırdınız mı?
Potentielle jurée n ° 11, avant votre divorce, avez-vous essayé de suivre une quelconque thérapie?
İyi haber ; ayaklarımızın üzerinde durmaya başladık ve günler sonra bu dava işini arkamızda bırakacağız.
Nous sommes de retour et à des jours de la fin de ce procès.
Siz kamuya mâl olmuş bir kişiliksiniz, Dr. Masters o yüzden eğer bu suçu kabul ederseniz sizden mahkeme salonuna girip jüri ve basının önünde durmanız..... ve cinsel sapkınlık suçlamasını kabul etmeniz gerektiğini hatırlatmalıyım.
Vous êtes une figure publique, Dr Masters, donc je dois vous dire que si vous acceptez, vous allez aller dans cette salle d'audience et affronter le jury et la presse, et admettre être un déviant sexuel.
Sayın Yargıç, ben cinsel sapkınlık suçunu kabul etmeye razıyım çünkü ben bir cinsel sapığım çünkü hepimiz cinsel sapığız.
M. le juge, je vais plaider coupable de déviance sexuelle, car je suis un déviant sexuel, car nous sommes tous des déviants.
Muhtemelen yaptığımız şeyin iki iş arkadaşı için uygunsuz olduğunu biliyor ve şimdi de kendi kıçını kurtarmaya çalışıyor işte.
C'était inapproprié pour des collègues, de faire ce qu'on a fait, alors maintenant, elle essaie de sauver sa peau.
Kız öldüğündeyse bana silahını getireceksin.
Et quand elle sera morte, tu m'amèneras son flingue.
- Kaldır kıçını kızım!
Bouge tes fesses, fillette!
Kız arkadaşın mı? O sakalla şansın yok.
Ta chérie?
Evet ama daha yeni metodlarımızın yanlış anlaşılmasına dayandırılan bir yasal kabusun içinden çıktık.
Nous sortons tout juste d'un cauchemar juridique car nos méthodes sont incomprises.
Sürekli benimleydi ve sen "Bu kız kapılmış, niye uğraşayım ki?" diye düşünmüştün.
Il n'avait d'yeux que pour moi et tu t'es dit : "cette fille est prise, " alors ça ne sert à rien? "
Kitabınızı bitirdikten sonra bende bir kıvılcım oluştu ve elime geçen her şeyi okumaya başladım.
Après avoir fini ton livre, j'ai eu un déclic et j'ai commencé à lire tout ce qui passait.
Cinsel ilişki boyunca artık orgazm olamayacağınızı öğrenmenize sebep olan vakayla başlayalım mı?
Pourquoi ne pas commencer par l'incident qui s'est produit au moment où vous n'avez plus atteint l'orgasme?
Sanırım buna inanmakta zorlandım senin gibi bir kızın bende dişe dokunur ne gördüğüne inanmakta.
Je pense qu'il m'a été difficile de croire... qu'une fille comme toi puisse voir quoi que ce soit de valeur en moi.
Sır saklamaya o kadar alıştık ki artık saklamak zorunda olmadığımızı mı unuttuk yoksa?
Est-on si habitués aux secrets qu'on a oublié qu'on n'a rien à cacher?
Kızımın da gönlünü yapıyorum.
Et je viens pour faire plaisir à ma fille
Biz homoseksüellik üzerine olan.. ... çalışmalarımızın belgelerini yayınlayacağız ama bütün bunları zaten tartışmıştık.
On publiera sans doute un livre concernant l'homosexualité, mais on en a discuté.
Anevrizma patladı. Ameliyat olmak istemediğini biliyorum ama artık başka şansımız yok.
Votre anévrisme s'est rompu, je sais que vous ne vouliez pas de la chirurgie, on n'a pas le choix.
Eti ve hayvanlara yaptığımız şeyleri bu mezbahaların ve yem evlerinin yüksek duvarları ardına gizliyoruz. Olayın karma kısmıyla ilgilenmek zorunda kalmıyoruz.
Nous avons caché la viande issue de notre relation aux animaux derrière les murs de ces abattoirs et parcs d'engraissement pour ne pas avoir à en gérer les répercussions morales.
Veya kızı mı kurtarırdınız?
Ou voulez-vous sauver la fille?
Kızımı rehin aldın.
Vous reteniez ma fille en otage.
Kızımız yapmış olmasın?
C'est pas adorable?
Yüksek mevkideki güvenilir kaynağımız, kızın çift taraflı ajan olduğunu söylüyor.
Une source haut placée affirme que c'est un agent double.
Kızımın attığı birkaç tane dirsek ani ölümünü açıklamaz.
Les coups de coudes de ma fille n'explique pas sa mort soudaine.
Peki ya neden Bay Spooner, siz ya da kızınızla alakalı olsun?
Pourquoi M. Spooner s'intéresserait à vous ou à votre fille?
Troy Spooner'a görgü tanıklığı yaptın kızımın saldırıya uğradığı sabah, seninle olduğunu söyledin.
Votre alibi Trocy Spooner a dit qu'il était avec vous le matin où ma fille a été attaquée.
Kızımın peşinden gittin.
Vous en voulez à ma fille.
Kızı bırakalım gideceği yere.
Prenons-la. - Elle n'a que 2,8.
"Tanrı'ya güvenin ama kıçlarınız bana ait." tarzı saçmalıklar.
"Mettez votre confiance dans le seigneur, mais vos fesses m'appartiennent" ce genre de conneries.
Hatırlamadığım şey, yeşil kafalı bir kızın masada oturması.
Ce dont je n'ai pas souvenir, c'est d'une fille aux cheveux verts assise à la table.
Kızım için, Laura'nın okulu için bir yemeğe gideceğim.
- J'allais juste dire que je dois aller à ce pique-nique pour l'école de ma fille Laura.
İşin aslı, kızımın kocasının kuzeni, Jared.
En fait, c'est le cousin par alliance de ma fille, Jared.
Eh, umarım ayık olmak sabahınızı mahvetmemiştir.
J'espère qu'être sobre n'a pas gâché votre matinée.
Sigorta bilgilerimi istemeyecek ya da bana bir tür sağlık formu doldurtmayacak mısınız?
Vous n'allez pas me demander mon certificat d'assurance ni me faire remplir un formulaire médical?
Tanrıya şükür kızım, onu hayal kırıklığına uğratmama alışkın.
Grâce à Dieu, ma fille a l'habitude que je la déçoive.
Gerçi, sanırım "Maksadınız" la boşluk doldurma kısmı ince bir ayrıntı oldu.
Je pense que la case "complétez les cases" en-dessous de "votre mobile" était bien trouvé.
O kız buradaki güç merkezi. Amigo kızların kaptanı ve takım lideri.
Elle est chef des pom girls et chef d'équipe.
Çünkü senin bir işe ihtiyacın var. Kızımın aksine hiç bir iş yapamıyorsun.
Il te fallait un job et contrairement à ma fille, tu ne sais rien faire.
Marcella. Dün bana telefonundan verdiğin fotoğraf var ya... Hani kızın.
Marcella, la photo... que tu m'as donnée, de ton téléphone hier.
Holly Franklin, üniversitedeki kız arkadaşın mıydı?
Holly Franklin était-elle votre petite amie à l'université?
- Her türlü ayrılacaklardı zaten. - Belki. Ancak ilk hamlen ortaklık paylarının peşine düşmelerini sağlamaksa aramızın düzelmesi konusunu yanlış anlamışım demek oluyor.
♪ ♪
O kızın söylediği onun umrunda mı sanki?
Depuis quand il se préoccupe d'elle?
Kırmızı mısın yeşil mi umrumda değil.
Je me fous qu'il soit rouge, vert ou marron.