English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ L ] / Lakap

Lakap translate French

473 parallel translation
Sana lakap takmadı mı daha?
T'a-t-il déjà trouvé un surnom?
- Tuhaf bir lakap... - Kabul edildi. -... sicili lekesiz birisi için...
Étrange vocable... pour la femme, la mère, la citoyenne!
Lakap dosyasında Philedelphia, Büyük Babe ve Güleç isimlerini aratın.
Philadelphie, Big Babe, et Smiley.
Lakap dosyasından gelecek raporu bekliyorum henüz.
On est en train de les passer au fichier des pseudos.
- Adını lakap dosyasında araştırdık.
- on a passé son nom au fichier des pseudos...
O kadar sıkıldım ki işyerindeki herkese bir lakap taktım.
Chaque membre de votre service a un surnom.
Senin için de bir lakap buldum.
Vous avez aussi un surnom.
İnsana ne çabuk lakap takıyorlar.
On a vite fait d'avoir un surnom.
Lakap takma oyunu hiç eskimez.
Jouer à chat perché ne passe pas de mode.
Sadece bir lakap!
Un sobriquet, quoi.
Güzel bir lakap.
Ce surnom lui va bien.
Kaltak. O sadece lakap.
"Garce" est un surnom.
Ne tuhaf bir lakap!
Quel drôle de surnom.
Hayır. Seninki gibi bir lakap.
Son pseudonyme, comme pour vous.
Yakışıklı Yabancı harika bir lakap.
"Beau", c'est un joli surnom.
Lakap değil. Gerçek adım.
Ce n'est pas un surnom.
Aslında bir takma ad, bir lakap.
- En fait, c'est un pseudonyme.
8. Ordu'da ona bir lakap takmıştık.
On lui avait donné un surnom...
Mungo burada bana takılan bir lakap.
Mungo, c'est un surnom qu'on me donne ici.
Ona lakap takmıştık
On l'appelait toujours
Bu iyiye işaret değil. Kendi kendisine lakap taktığı için kızıyorsun.
Tu es juste contrarié car il s'est déjà trouvé un surnom.
Aslında lakap falan takmadı.
En fait, il ne l'a pas fait.
Şu kaş ile yapılan küçük hareketi yaparsınız, bilirsiniz, "Hey." Onlar için lakap bulmaya başlarsınız. "Jimbo."
On salue en haussant les sourcils, on invente des sobriquets.
O bir lakap.
C'est un surnom.
"Yakışıklı Harvey" bu gece bir şüpheliye saldırarak yeni bir lakap kazandı :
Malheureusement, la réputation du beau Harvey a elle aussi été touchée... après avoir attaqué l'un des suspects.
Bu lakap hayatı boyunca kalacak.
Et il conserva ce surnom jusqu'à la fin de ses jours.
Lakap takmaya gerek yok.
Inutile de sortir les insultes.
- Bana Damon dersin, lakap gibi. - Bunu nasıl yapabildin?
Surnomme-moi Damon!
Geldiğim yerde insanlara lakap takılmazdı. Hele "Beyazsu" asla denmezdi.
D'où je viens, on nous aurait plutôt appelés... ordures blanches.
- Zar zor alıştığım bir lakap.
- Un surnom que je dois supporter.
Düello topluluklarında, her üyeye arkadaşları tarafından bir lakap takılması adettendir.
Les membres des sociétés de duellistes... sont baptisés d'un nom de guerre.
Ya da lakap takmadan.
Personne ne sait?
- İlginç bir lakap.
Salut. Pas mal ce surnom.
Önümüzdeki maçı kazanırsa ona bir lakap yakıştırabiliriz.
S'il gagne le prochain match, il sera bon pour le championnat.
Oradayken bir lakap takmıştık...
Nous lui avions donné un surnom...
Tatlım, o herkese lakap takar. Biliyorum.
Il donne des surnoms à tout le monde.
Sonra Rick ona bir lakap taktı.
C'était dingue. C'est là que Rick à trouvé le surnom.
Scotty Dalton diye çürük dişli bir çocuk bana lakap takıyor.
Scotty Dalton, un garçon qui a les dents noires, se moque de moi.
Diğer çocuklar bize lakap takmıştı. Neydi peki?
- On nous avait trouvé un surnom.
Kimse bilmediğinden, bir lakap takmak eğlenceli olur diye düşünüyordum.
Je trouve que c'est plus marrant d'avoir un surnom.
Çok seksi bir lakap.
Voilà un surnom vraiment sexy.
Lisedeyken seni stadyumda biriyle öpüşürken gören çocukların sana taktıkları lakap neydi?
Comment on t'appelait au lycée quand on t'a vue bécoter sous les gradins?
Ama gazeteler sadece bir tanesini yazmıştı. Yaratıcılıklarıyla hep birlikte başlık atarak ona bir lakap takmışlardı.
- Les journaux ont choisi celui-ci, ont creusé leurs petites cervelles et ont pondu ce surnom pour le coupable.
Ne? ! Cartman, sen de insanlara sürekli lakap takarsın!
T'arrêtes pas de nous insulter!
Nietzsche'nin unuttuğu şey "tanrı" evren için bir lakap.
Ce que Nietzsche a oublié est que "Dieu" est juste un surnom pour l'univers.
- Sonra iş lakap takmaya dönüştü.
- et elles ne volent pas haut.
Ona lakap takıyormuş. Olamaz.
- Un gosse lui a trouvé un surnom.
İsimleri hatırlamakta zorlandığım için herkese lakap taktım.
Je retenais pas vos noms, alors je vous donnais des surnoms.
- Bana da lakap takmış mıydın?
- J'y avais droit aussi?
Garip bir lakap.
- Et?
- İşte lakap buradan geliyor.
Alors pour mettre un terme à ça chaque fois qu'il entendait quelqu'un en parler il le défonçait à coup de marteau.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]