Larda translate French
2,877 parallel translation
Anne, yarın gece Charlotte'larda kalabilir miyim?
- Je peux dormir chez Charlotte?
Bizi, 1940'larda kaybolmuş olan bir tekneye veya uçağa götürecek.
Ça nous mènera à un bateau ou un avion disparu dans les années 40.
Sen dışarılarda sürtüp orada burada gezinirken ben burada 20 senedir Maw Maw'a bakıyordum.
Pendant que tu menais la grande vie avec la jet-set, de Dallas à Fort Worth, je m'occupais de mamoune.
Peavey Kulübü 1830'larda kerestecilerin sığınma yeri olarak açılmıştı.
Le club Peavey était un refuge pour bûcherons dans les années 1830.
Anılarda bir yolculuğa çıkıp aklına bir şey geliyor mu diye bakalım dedim.
Avec d'assez sales types. On pourrait se remémorer le bon vieux temps au cas où tu y verrais un lien.
Bu bezlerin ve selo bantın aynılarını Miami'de tüm hırdavatçılarda bulabilirsin.
Le tissu et l'adhésif sont très courants. Présents dans n'importe quelle quincaillerie.
Ben son Şükran Günü'nü Simmons'larda geçirdim ama 3 yıl önce Londra'da Gavin'lerdeydim ve senden ayrılmamış.
J'ai passé Thanksgiving dernier chez les Simmons, mais trois ans avant, j'étais à Londres avec Gavin. Qui n'a pas rompu avec toi.
Kurbanlar için ağrı kesiciler ve transfer ettiğimiz hastalar için yatıştırıcılarda cömert olalım.
Des antidouleurs pour les victimes et des sédatifs pour les patients transférés.
Bak, Bill Cosby, Steve Martin Charlie parmağımı ısırdı videosu Michael Scott ve en aşağılarda da Todd Packer.
Bill Cosby, Steve Martin, Charlie Bit My Finger, Michael Scott, et pour finir, tout en bas, Todd Packer.
Peki, bu toplantılarda sen direk meseleye mi girerdin yoksa havadan sudan konuşup sonra...
{ \ pos ( 192,220 ) } Pour ces réunions, est-ce que... Tu attaques direct ou tu commences par bavarder?
Ellerindeki bazı yazılarda nükleer ilerlemeyi protesto ediyorlar.
- La prolifération nucléaire.
Lee sayfası Huntington'larda kurulmuş.
Le compte a été créé au domicile des Huntington.
- Tüm dansçılarda mı var?
- Tous les danseurs en ont?
- Evet, tüm dansçılarda var.
- Oui. Ça coûte cher.
Arılarda bu hatta hareket etmiş.
Puis, ils ont déplacé les balises et la mangeoire.
Pratikler farklı açılarda yapılmalı.
Il vous permettra de voir sous un autre angle.
Bazı şarkılarda hala soru işaretlerimiz vardı bunlardan en büyüğü I Should Have Known'da idi.
On n'est pas sûrs de tous les morceaux. La meilleure chanson, c'est l Should Have Known.
Katilin hâlâ dışarılarda bir yerde olduğunu düşün.
Le meurtrier court toujours.
Yukarılarda köpek sahili var sanırsam...
- Allons à celle... - Quoi?
Onu hep Cadillac'larda ve paralı tuttular.
Elle passait son temps en Cadillac.
1930'larda "New York Daily Mirror" da tam da Winchell'in çalışmaya başladığı dönemde orada çalışan acemi bir muhabir varmış.
Un jeune journaliste travaillait au New York Daily Mirror dans les années 30, quand Winchell y a commencé.
Elinde patlayıcılarda bulunan kimyasal bileşenlerin bir listesi var mı? Evet, işte burada.
Tu as la liste des composants chimiques de l'explosif?
90'larda bir kaç kez daldırmıştım aleti.
Dans les années 90, j'ai pas mal trempé mon biscuit.
60'larda Sputnik vardı uzay yarışı olduğu zamanlardı.
Les années 60, Spoutnik, la conquête de l'espace.
Hampton'larda mıydın?
Tu étais dans les Hamptons?
Onu hazırlayalım, koruyalım, daha aşağılarda kullanalım.
On le prépare, on le protège et on le fait aller bien plus loin.
Havalı kızlarda geçerliymiş. Sadece havalılarda...
C'est juste les filles chics, juste les chics, écoutes,
Güya Maura'larda olacaktım.
Merde. Je devrais être chez Maura.
- Özür dilerim. Ama diğer artılarda olduğu gibi...
Desole, il y a d'autres "contre"...
İnan bana, dışarılarda bir yerde senin için mükemmel biri var.
Dans ce monde existe la fille parfaite pour vous.
90'larda Warhols satmış olabilirim.
J'ai vendu des Warhol louches dans les années 90.
Genellikle insanlarda ve Doberman Pinscher'larda görülür.
Ça affecte surtout les humains et les Doberman Pinshers.
Gri pantolon, gri ceket, ayakkabılarda öyle... Baştan aşağı gri.
Un pantalon gris, une veste grise, même ses chaussures...
Siktiğimin Avusturyalıları, aşağılarda takılıyorlar.
Fichus Autrichiens, comme dans Land Down Under.
Ama Jeff, bu benim profesöre verdiğim ve Hawthorne Mendilleri sözcüsü rap şarkıcısı Sugar Cube'ü 90'larda hapiste ziyaret ettiğim bir fotoğraf.
Je lui ai donné cette photo de ma visite au porte-parole des lingettes Hawthorne, le rappeur, Sugar Cube, en prison dans les années 90.
- Evet. Burada bir eczane ve küçük yemek dükkanı varmış, 40'larda.
Ça a été une pharmacie et un resto dans les années 40.
60'larda küçük bir hippi grup burada takılıp uyuşturucu alırmış.
Des hippies l'ont squatté pour se droguer dans les années 60.
Kadın 1910'larda doğmuş.
Elle est née dans les années 1910.
Lockwood'larda.
Il a les Lockwoods.
Evet. Oteller ve toplantılarda çalışıyorum.
Ouais, je travaille le circuit - hôtels, de conventions, vous savez.
Onları çatılarda otobüs garajlarında ya da yolun ortasında yürürken görebilirsin.
Alors on les voit sur les toits, sur les abribus, au milieu de la route.
John denen adam... 1940'larda o da bir solgun hayaletti, büyük ihtimalle ona nasıl et yiyip vücut bulacağını öğretti.
Et ce type, John, il est des années 40, il était un fantôme Invisible, il a dû lui apprendre à manger de la chair pour ravoir un corps.
Eski şarkılarda söylenir ya.
L'archipel des Orcades, tu connais?
Jedi akıl oyunu Jedi'larda işe yaramaz
Les tours de Jedis ne fonctionne pas sur les Jedis.
Biliyorsun, ailene olanları değiştiremezsin ama dışarılarda hâlâ seni seven birileri var.
Rien ne pourra faire revenir votre famille. Mais il y a quelqu'un qui vous aime.
Ben de bir haftamı Beartooth'larda kamp yaparak geçirmiştim.
Une semaine dans les monts Beartooth.
Galiba dışarılarda, görebileceğim bir yerdesin.
Vous devez être tout près, caché au vu et au su de tous.
- Lissa'larda toplu seks mi vardı?
- Une orgie chez Lissa?
Jabbar'larda kalmak için kıyafetlerimi..
Je peux emporter mes déguisements chez Jabbar?
... hazırlayabilir miyim? Jabbar'larda kalıp kalamayacağını henüz bilmiyoruz.
Je sais pas si tu vas toujours pouvoir dormir chez Jabbar.
Nathan, tüm saldırılarda makineler sadece kendi işlevlerine göre hareket ediyordu, değil mi?
Elles peuvent utiliser que leur fonction première.