English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ L ] / Lee

Lee translate French

8,993 parallel translation
Lee Thompkins ben.
C'est Lee Thompkins à l'appareil.
Lee'ye yalan söylemekten.
A Lee?
Söylesene Lee, Jim ile ilişkinizin nasıl gittiğini düşünüyorsun?
Alors, Lee, comment tu trouves que ta relation avec Jim avance?
Lee'nin bu işle alakası yok.
Ça ne concerne pas Lee. Laisse la partir.
Küçük, sevimli, iyilik meleği Dr. Lee acımasız, soğuk, ölüm takıntılı, sadiste aşık olmuş.
Mignonne petite bien-pensante Dr. Lee, amoureuse d'un homme cruel, froid, un sadique obsédé par la mort.
- Durdurulması lazım Lee.
Il doit être arrêté, Lee.
Dikkat et David Lee Roth!
Fais gaffe, David Lee Roth!
Bayan Lee daba fazlasını istiyor.
Miss Lee veut la cérise sur son gateau.
- Az önce ordunun yarısını General Lee'ye verdi.
Lee a la moitié de l'armée.
- İleri birliklerine komuta eden kişi Lee.
Lee est à la tête de leur avant-garde.
Lee bizi doğrudan içine çekiyor.
Lee nous pousse droit dedans.
- Lee ufak bir servet sahibi olacak.
Pour cela. Lee a perçu une petite fortune.
- Lee geri çekil emri verdi!
Repli!
General Lee, efendim.
Général Lee!
General Lee savaşta yanlış yere doğru yolculuk eden genç bir fifreciden çok rahatsız edici bir haber aldım.
J'ai entendu le rapport très inquiétant d'un joueur de fifre qui fuyait le combat.
General Lee'nin düşmanla iletişim hâlinde olduğu ne zamandan beri bildiğimi mi?
Depuis quand savais-je que Lee communiquait avec l'ennemi?
- Lee'in adamı William Bradford.
C'est le bras droit de Lee, William Bradford.
Kurban, Lee McKinnon adında güvenlikçi.
La victime, un vigile du nom de Lee McKinnon.
Lee McKinnon soygunculara yakından ateş etmiş.
Lee McKinnon a touché les voleurs à bout portant.
Lee McKinnon o depo soyguncularından birini vurduysa eğer hastane ya da kliniğe giden olmamış.
Si Lee McKinnon a blessé l'un des braqueurs de l'entrepôt, il n'est pas allé à l'hôpital.
O sabahın ilerleyen saatlerinde Lee McKinnon 9mm ile bacağından vuruldu. üç ya da dört profesyonel görünümlü hırsız ile kapışırken...
Le même jour, Lee McKinnon a reçu une balle de 9 mm dans la jambe d'un groupe de trois à quatre voleurs professionnels.
Bazı ileri balistik testleri yapıyoruz ama Lee McKinnon'ın silahının Collette'lerin ev saldırısında kullanılmış olma ihtimali yüksek...
On fait des tests balistiques, mais il se peut que l'arme de Lee McKinnon ait servi chez les Collette.
Depo hırsızları Lee McKinnon'ı vurdu, silahını çaldılar, Collette'lerin evini bastılar.
Les voleurs ont tiré sur McKinnon, pris son arme, été chez les Collette.
Bu arada onlar da Lee McKinnon'ın silahını şehrin başka bir yerinde başka bir soygunda kullanmışlardır.
Et ils utilisent l'arme de McKinnon pour un autre braquage.
Lee McKinnon Başçavuş Van Zandt'ın yanında bir gerginleşti.
Lee McKinnon semblait très nerveux avec le sergent Van Zandt.
Ne, birisi Lee McKinnon'a ulaşmaya mı çalışıyor?
Quelqu'un en voudrait à Lee McKinnon?
Bil bakalım Lee McKinnon taburcu olduktan sonra evine kim geldi?
Devinez qui s'est pointé chez McKinnon.
belli ki Lee McKinnon bu olayda sadece bir kurban değil.
Lee McKinnon n'est pas seulement une victime.
Görünüşe bakılırsa Lee McKinnon ve başçavuş Van Zandt bu hırsızlıkta beraberler.
On dirait que McKinnon et le sergent Van Zandt ont monté le coup ensemble.
Lee McKinnon ve başçavuş Van Zandt neden Greg Collette'in evine girip Brandi'in nişan yüzüğünü alsınlar ki. Eğer Greg'in arkadaşıysa?
Pourquoi Lee McKinnon et le sergent Van Zandt cambrioleraient la maison de Greg Collette et voleraient la bague de Brandi si Greg était un ami?
senin Lee McKinnon olduğunu düşünüyordum.
- Je pensais que c'était McKinnon.
Ben... Lee McKinnon'ın olayla alakası yok.
Lee McKinnon n'a rien à voir avec tout ça.
Lee o saatlerde molada olmalıydı.
- Lee était censé être en pause.
Bundan dolayı Lee McKinnon'ın silahıyla vuruldun.
D'où la balle du revolver de Lee McKinnon. - Exact.
O Lee'yi dikmekle meşguldu.
Il était occupé à recoudre Lee.
Bayan Angela Lee'nin Vernon'ın fotoğraflarını çektiğini söyledin.
Tu as dit qu'Angela Lee a pris le téléphone de Vern.
En iyi "kısa" film ödülü Han Lee'ye gidiyor.
Et le Prix du Court Métrage va à Han Lee!
Merhaba, ben David Lee, aile hukuku.
Bonjour, je suis David Lee, droit familial.
Eskiden Bay Canning'in ortağı olarak çalışıyordunuz, değil mi Bay Lee? Evet.
Vous étiez le partenaire de M. Canning, n'est-ce pas, M. Lee?
David Lee'de mi?
Même David Lee?
David Lee'nin Canning ile iletişimde...
Peux-tu voir si David Lee
İkisi hafta boyunca birbirlerini 22 kez aramış.
Tu as raison. Il y a 22 appels entre David Lee et Canning cette dernière semaine.
David Lee'nin aleyhimize ifade vereceğini mi düşünüyorsun?
Tu penses que David Lee va témoigner contre nous?
Hadi Lee. Git demir testeresini getir.
Allez, Lee, va chercher la scie à métaux.
Mark Lee'nin ölü bir denizanası kadar bile yüreği yok.
Mark Lee a le courage d'un pleutre.
- O Simon Lee ya da Claire Mahoney değil. Onu aksine ikna etmemize imkan yok.
Ce n'est pas Simon Lee ou Claire Mahoney.
Ryan Lee. Evet.
Ryan Lee.
Selam Lee.
Hey, Lee.
- Lee'ye yalan söylemiyorum.
Je ne mens pas à Lee.
Lee!
Lee!
David Lee'yi kendi tarafına çekmiş.
Il a David Lee de son côté.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]