Leprechaun translate French
118 parallel translation
Leprikon gibi görünür, bir Arap gibi düşünür.
C'est un leprechaun qui cache un finaud.
O bir televizyon reklamı Çizgifilm karakteri bir leprechaun ile ( bir irlanda cini )
C'est la pub télé des céréales Gris-Gris.
Ve çocuklar onu yakalamaya çalışır Hey, leprechaun!
Un lutin et plein d'enfants lui courent après en criant.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en gey köpek.
Un leprechaun mordu par un loup-garou. Et Jimmy est Gangnam Style.
Mısır Firavunlarından, Japon Şogunlarına kadar, her zaman. Aaa, zalimlere dikkat edin.
Je suis un leprechaun-garou, un leprechaun mordu par un loup-garou.
- Bir leprikonla yattın mı?
Baisé avec un leprechaun?
Neden ayakkabıcı cinin buzdan heykelini isteyeyim?
Pourquoi une sculpture de glace leprechaun? Je ne suis même pas Irlandaise.
Kısa? Sizin gibi, "leprechaun" kısa, değil mi?
Court, comme dans pas génial?
Leprikon!
Leprechaun!
Hatta bir Leprikon kurtaramadı, tek başına hepsi sağlar.
On n'a pas pu sauver un Leprechaun, que dire des autres?
Bir cin.
Un Leprechaun.
Ben bir Leprikon olması gerekiyordu.
Je suis censé être un Leprechaun.
Hayır, aslında, o bir Leprikon oldu.
Non. En fait, c'était un leprechaun.
Leprechaun Takımının Yanındaki Kişinin Yalnız Bir Anne Olduğunu Biliyorum.
J'ai entendu dire que la femme sous ce costume de leprechaun est une mère célibataire.
Leprechaun'u hatırlıyor musun?
Vous vous souvenez du leprechaun?
Benimle dalga mı geçiyorsun?
J'ai un peu de leprechaun en moi. - Est-ce que vous riez de moi?
Ben leprechaun bir meşgulüm, biliyorsun.
Je suis un lutin occupé, vous savez.
O'Hara, bir ejderi, bir cüceyi ya da Loch Ness canavarını gösterebilirdim.
O'Hara, Je suis physiquement incapable de pointer du doigt un dragon, un leprechaun ou encore le monstre du Loch Ness. Je démissionne.
Seni şanslı cüce cin.
T'es qu'un petit veinard de leprechaun.
Selam, Marvin. Şakacı bir cinle konuşmak istiyoruz.
On veut parler au leprechaun.
Ne? O cin değil.
C'est pas un leprechaun.
Gus ve ben kişisel yeteneğimizi görüşmeleri yapmak için yapmak için kullanabiliriz yalnızca bir cin tarafından kapı dışarı edildik
Gus et moi avons essayé de négocier une ristourne mais le leprechaun a refusé.
Bu cinin kötü olduğunu söylemiştim.
Je savais pour le leprechaun.
Bir masal cini gördüm.
J'ai vu un leprechaun.
Masal cinin olduğunu ispatlarsam, taşaklarımı yalamak zorunda kalacaksın, hatırladın mı? !
Si je prouve qu'il y a un leprechaun, tu dois me sucer les couilles.
Masal cini ortaya çıkınca taşaklarımı yalamak zorunda kalacaksın!
Quand le leprechaun se montrera, tu devras me sucer les couilles.
Evet, ve masal cininin olduğunu ispatlayamazsan, bana 10 dolar borçlu olacaksın!
Ouais, et si tu prouves pas qu'il y a un leprechaun, tu dois me filer 10 $.
Masal cini falan görmedin, kocagöt! İspatlayabilseydin, taşaklarını yalamak zorundaydım ama ispatlayamadın, 10 dolarımı ödemek zorundasın! Şimdi öde!
Tu n'as pas vu de leprechaun gros lard, si tu peux le prouver je te sucerai les couilles mais si tu ne peux pas, tu devras me filer 10 $, alors paie!
Bu ee... Oh tanrım sanırım bu bir masal cini!
C'est un... doux Jésus, je crois que c'est un leprechaun.
Ha, Hassiktir, bu bir masal cini.
- Putain, c'est un leprechaun.
Yakalayın şu aptal cini!
Attrapez ce putain de leprechaun.
Masal cini vardı! Gördün onu, Kyle!
Et c'était un leprechaun, tu l'as vu Kyle!
Masal cininin gerçek olmadığını düşündüm!
Je croyais pas qu'il y aurait un leprechaun.
Neden bir masal cini bizi bir terörist saldırısı hakkında uyarmak istesinki? !
Pourquoi un leprechaun nous préviendrait d'une attaque terroriste?
Şu sıralar buralarda bir masal cini gördünüz mü?
Auriez-vous vu un leprechaun dans le coin récemment?
Masal cinleri hakkında ne biliyorsun?
Que savez-vous sur ce leprechaun?
Şimdi, güzel haberler var, millet! Bu çocuklar masal cinini görmüş!
Maintenant, bonnes nouvelles tout le monde, ces garçons ont vu le leprechaun.
Size ne söyledi?
Qu'est-ce que le leprechaun vous a dit?
Bu çocukla iddiaya girdik Masalcinini gösterirsem, taşaklarımı yalayacaktı!
- Ce gosse a fait un pari. Si je prouvais que j'avais vu un leprechaun, il me sucerait les couilles.
Siktiğimin masalcininin gerçek olduğunu düşünmemiştim!
Je pensais pas voir un putain de leprechaun!
Beni ilgilendiren tek şey masalcininin gerçek olması bölümü, ve böylece taşaklarımı yalamak zorundasın.
Le seul intérêt c'est quand on a vu le Leprechaun qui fait que tu dois me sucer les couilles.
Pekala Kyle, taşaklarımı ne zaman yalayacaksın, masalcini hakkında nasıl bu kadar emin olduğumu hiç merak etmedin mi? Yoksa sadece tuzlu taşaklarımı ağzına aldığında neler hissedeceğine mi odaklandın?
Alors Kyle, quand tu me suceras les couilles, tu penseras à quel point j'avais raison pour le Leprechaun, ou alors tu te concentreras sur le goût râpeux et salé dans ta bouche?
Aslında ben arkadaşlarımla oyun oynuyordum, bir masalcini yakaladık ve sonra şu reis -
Euh, je jouais juste avec mes copains... on a attrapé un leprechaun et après on...
- Masalcini mi yakaladınız?
Tu as capturé le Leprechaun?
Mahkeme Cartman ve Broflovski arasındaki davada, davacı tarafın bir Masal Cin'i gördüğü kararına vardı.
On peut citer le célèbre procès Cartman contre Broflovski, où la cour a jugé que le plaignant a vu un leprechaun.
O zaman kendisi cüce cin kostümü giysin.
Qu'il porte une tenue de leprechaun.
Cüce cin kıyafetiyle biraz dans etmeye mi küçük düşürücü diyorsun?
Danser une gigue en tenue de leprechaun? Humiliant?
Cüce cin sarışına bakıp şöyle der :
Le leprechaun regarde la blonde et dit :
Fergus Macleod. Yemin ederim. Arkasından ona Şanslı Leprechaun diyoruz.
On l'appelle le Leprechaun dans son dos.
Leprechaun olduğunu söyledi.
Il a dit qu'il était un lutin.
Sparky, o pembe atkıyı da nereden buldun?
Un leprechaun-garou.