English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ L ] / Lerın

Lerın translate French

864 parallel translation
Sizi yarışlarda görmüştüm. Bay Jordan ve ben, Lord ve Leydi Ferncliffe için küçük bir yemek veriyoruz. Ferncliffe'ler İngiltere'den iki yakın arkadaşımız olur.
Nous donnons un dîner pour Lord et Lady Ferncliffe, des amis anglais très chers.
Gaboni'ler olamaz.
Ce n'est pas un coup des Gaboni.
Yarın akşam Allenbury'ler bir davet veriyor. Ben de davetliyim.
J'irai à la soirée des Allenbury demain.
Yarari yok, Tony. Iºler böyle giderse, arabayi kendim sürmek zorunda kalacagim.
Tony, si ça continue, je n'aurai plus qu'à prendre votre place.
Oysa Rosenthal'ler 35 yıl içinde avlakları, gölleri, ekilebilir toprakları, meyve bahçeleri, tavşanlıkları, sülünlükleri ve bütün atalarının eksiksiz yer aldığı 3 resim galerisiyle 3 tane tarihi şatoya sahip olmanın yolunu buldular.
Eh ben! les Rosenthal... Ont trouvé le moyen en trente-cinq ans... de s'offrir...
Anne, yarın Kirby'ler gelmeden önce... her şeyi mahzene indirelim, daktiloyu, kedileri, vibrafonu...
Demain, pour l'arrivée des Kirby, fais-leur tout descendre à la cave : La machine, les chatons, le vibraphone...
James'ler çıkın ortaya.
Sortez, Frank et Jesse, ou on vient vous chercher.
Bu ülkede Castle'ler dışında başka bir şey yok mu?
II n'y a donc plus que les Castle, dans ce pays?
Babanızın cesedi soğumadan Collins'ler bizi sokağa atmış olur.
Les Collins nous donneront congé avant qu'il ne soit dans sa tombe.
Bunu anlamış değilim Burası Pawnee yöresi ve Pawnee ler burada bufaloların bol olduğu zaman sığırlarla uğraşmazlar.
Je ne comprends pas. Les Pawnees ne volent pas de bétail s'ils ont des bisons.
Ne bu? Selâmlar, güle güle'ler, ara beniler...
"Bonjour, adieu, à bientôt, n'oublie pas..."?
B-25'ler ile yapılmasının imkansız olduğunu düşündüğünüz bir iş yapacaksınız.
Dans votre B-25, vous ferez des choses que vous croyiez impossibles.
Spanyel'ler güzel, rahat bir Bentley'e sahip değiller ama, değil mi?
- Un chien n'a pas de Bentley.
Barrigni'ler özür dilemez. Daha iyi bir teklif için Bulvar'ın karşısına geçmek üzere gösteriyi bırakıyoruz. Ciddi olamazsın!
- Les Barrigni ne font pas d'excuses, les Barrigni traversent le boulevard et changent de théâtre!
Comanche'ler bu kayaya "Kadın Başı Kayası" der.
Les Comanches l'appelaient "Tête de Squaw".
Öncelikle sen ve Minify'ler sırrımı saklayacağınıza söz vermelisiniz. - İstisna yok.
Toi et les Minify, vous devez me promettre de ne rien dire.
Apache'ler onların dostu olduğunu bize söylediler, değil mi?
Les Apaches sont leurs amis, non?
Görünen o ki D'Ascoyne'ler de toprak sahibi soyluların geleneklerine uymuş ve ailenin aptalını kiliseye göndermişti.
Les D'Ascoyne avaient obéi aux bonnes vieilles traditions en vouant l'idiot de la famille à la religion.
Halkınıza zarar vermeyen Apache'ler asıldı. Bir tanesi kardeşimdi.
Les Blancs ont pendu des Apaches qui ne leur faisaient rien.
Baylar, atları getirirken herhangi bir saldırıya uğrarsanız Yankee'ler bu saldırıyı bertaraf edecekler talimatını size iletmekle görevlendirildim.
Si vous continuez les livraisons à cette cadence, l'offensive yankee sera vite brisée.
Yankee'ler yakında dağı aşıp atlarını geçirecek, biz de onları durdurmaya çalışacağız.
Tant qu'il y aura des chevaux yankees, nous les stopperons.
Yıllık altı metrelik yat yarışlarının arifesinde..... 30 yıldır yaptıkları gibi, bu yıl da... Larrabee'ler bir parti veriyorlardı.
C'était la veille de la course annuelle de yachts de 6 mètres, et, comme le voulait la tradition à Long Island depuis trente ans, les Larrabee donnaient une soirée.
- Mutlu Noel'ler. - İçeri girin, donmuş olmalısınız.
Chérie, heureux de vous revoir.
- SS'ler yaralıları esir almazlar.
- Les S.S. n'embarquent pas les blessés.
Yok olmalarından önceki son günlerinde Krell'ler ırklarının tüm enerjisini yeni bir projeye uyguluyormuş.
Durant les derniers jours de leur civilisation...
Benedict'ler birbirine yakın.
Oh, oui, les Bénédict.
Bildiğim kadarıyla Comanche'ler dünyanın en iyi balta atanlarıdır.
Ça alors! Les Comanches doivent être les meilleurs lanceurs de tomahawk!
ama uyanana kadar, Apache'ler etraflarını sarmıştı.
Mais avant même leur réveil, les Apaches les avaient submergés.
Bunu yapın ve 50 mile kalmadan Apache'ler sizi görsün.
Faites ça et les Apaches vous verront à 50 kilomètres de distance.
Siz Bedevi'ler İbrahim'in tanrısını tanır mısınız?
Vous Bédouins, vous connaissez le dieu d'Abraham?
Ne söylediğini hatırlıyorum, "Bu Hadley'ler için ders olsun oğullarını senin gibi bir pislikle beraber olmasına izin verdikleri için."
Je me rappelle de lui disant "Voilà ce que mérite Hadley quand... il laisse son fils jouer avec une saloperie comme toi."
DJ'ler, müzik kutuları ve dükkanlar için onun plaklarının tanıtımını yapıyorum.
Je pousse ses disques à la radio, dans les bars et les magasins.
Kendini öldürtmek istiyorsa bırak bunu Hannassey'ler yapsın.
S'il veut se faire tuer, laissez faire les Hannassey.
Hannassey'ler, Henry Terrill'ın kemikleri Blanco Kanyonu'nda dağılana kadar huzur bulamayacak!
Les Hannassey ne vivront pas en paix avant que les os de Henry Terrill ne blanchissent au fond du canyon.
MİG'ler nehri geçiyorlar. Ayrılın.
Les Migs s'en vont, arrêtez.
Apache'ler gece saldırmaz, Ama bunlar Apache değil.
Il n'y a que les Apaches qui n'attaquent pas la nuit.
Böylece, Viking'ler İngiltere'yi soymak ve yağmalamak üzere yola çıktıklarında kıyıdan çok uzaklaşmadılar.
Ainsi, lorsque les vikings se sont mis en route pour voler et piller l'Angleterre, ils n'ont jamais navigué hors de vue du continent.
Hayashi'ler fırın veya ona benzer bir şey satın aldılar.
Ils ont dû lui acheter quelque chose... un réchaud électrique ou n'importe quoi... c'est tout simple.
Ballastrem'ler asla tereddüt etmez.
Les Ballastrem n'hésitent jamais.
Gibbs'ler, paranın kıymetini bilir. Haydi hayatım.
Chérie, je veux me raser avant le dîner.
Ve Johnny Reb'ler sınırı savaş kazanmak için değil hırsızlık için geçtiler.
Et Johnny Rebs, qui est venu pour voler ce qu'il ne pouvait gagner.
Çocuk odasının anahtarı bende yok, Dudley'ler de eve gittiler.
Je n'ai pas la clef de la nursery, et les Dudley sont partis pour la nuit.
İlanı gören Ronin'ler avluya akın ediyorlar.
C'est par centaines que les samouraïs vagabonds ont répondu à l'appel.
Şunu kafana iyice sok bu Cheyenne'ler bölgeyi terketmekle hiç bir kanuna karşı gelmiş değiller. Ve nehri geçmedikleri sürece suç işlemiş sayılmayacaklar.
Mettez-vous bien dans le crâne qu'ils n'ont violé aucune loi en quittant la réserve, s'ils ne traversent pas la rivière.
Cheyenne'ler ve onların peşindekiler kıtanın insan yaşamayan arazilerinde derin bir sessizliğe gömüldüler.
Les Cheyennes semblaient s'être dissipés dans l'immensité et le silence des grandes étendues vides.
Carl, bu Cheyenne'ler en kısa zamanda bulununcaya, ya da sen yanlış bir hareket yapıncaya kadar bu kanun teklifini geciktireceğim, Tanrı yardımcın olsun.
Carl, je vais faire retirer cette loi. Mais si on ne retrouve pas vite ces Cheyennes, au moindre faux pas, que Dieu te garde.
Toulebonne'da başka R4D'ler yok mu?
Il n'y a pas d'autres R4D à Toulebonne?
Dalek'ler robotlarının öldüğünü biliyordur kontrol etmişlerdir.
- Ils le contrôlaient! - Pourquoi?
Seni bu işe sokmaya hakkım yoktu.
Je n'aurais pas dû vous m  ler ˆ tout  a.
Apache'ler araba kullanmazlar.
Les Apaches n'ont pas de chariots...
Apache'ler beyaz bir kadını esir almışlar.
Les Apaches ont capturé une femme blanche.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]