Lime translate French
656 parallel translation
Sabırsızlıkla, sizin Kont Chlorure de Lime.
Votre très impatient comte Chlorure de Chaux.
Babam Kont Chlorure de Lime ile evlenmemi istiyor.
Père veut me marier au comte Chlorure de Chaux.
"Ben Kont Chloride de Lime."
"Je suis le comte Chlorure de Chaux."
Bu adamlar Krala karşı isyan ettiler. Onlar asılmalı, boğulmalı ya da lime lime edilmiş olmalıydılar. - Karşılaştıkları bu kader onlar için fazla iyi.
Ils auraient dû être pendus, qu'ils s'estiment heureux!
Etleri lime lime oldu efendim.
II est en morceaux, monsieur.
Bu benim törpüm mü?
- Ce n'est pas ma lime à ongles?
Graham, bana törpümü verebilir misin acaba?
Graham! Ma lime à ongles!
Demirleri kesmen için testere getiririm.
Je t'apporterai une lime pour tes barreaux.
Şimdi, bana bak... Eğe nedir biliyor musun?
Tu sais ce qu'est une lime?
O eğe ve azığı yarın sabah erkenden bu mezarlığa getir. - Peki efendim. - Ve sakın beni gördüğünü...
Tu apporteras à manger et cette lime ici, tôt demain matin et ne t'avise pas de dire que tu m'as vu!
- Başkasının eğesi.
La lime d'un autre!
Şu eğeyi bana ver evlat.
Passe-moi la lime, garçon!
Bay Staffera, 9. hücrede bir törpü var. - Ne?
Dans la cellule n ° 9 il y a une lime.
- Bir törpü saklıyorlar.
- Quoi? - On y cache une lime.
Kimin törpüsü bu?
A qui est-ce? A qui est cette lime?
Törpüyü yatağa kimin koyduğunu söyledin mi ona?
Tu lui as dit qui avait planqué la lime?
- Etlerini lime lime edebilirim!
- Je risque de vous déchiqueter.
Martins beş parasız kalınca dostu ona bir iş önermişti.
Martins étant gêné... Lime lui avait offert un emploi.
- Lime.
- Son nom?
Harry Lime. - Tamam.
- Harry Lime.
- Bay Lime'ın tabut.
Le cercueil de M. Lime...
- Lime adında birinin.
Un certain Lime.
- Lime'ın dostu musun?
Vous êtes un ami de Lime?
Sanırım Harry'yi benim kadar kimse iyi tanımıyordu.
Personne ne connaissait Harry Lime comme lui-même...
Gerçekten mi? - Harry Lime'ı duydunuz mu?
Vous connaissez Lime?
Harry Lime'ın bir arkadaşıyım.
J'étais un ami de Lime.
- Bay Lime'ı iyi tanır mıydınız?
Vous connaissiez bien M. Lime?
Bay Lime'i ziyaret edenler kimlerdi?
Qui venait chez lui?
Harry Lime'ın bir dostuydum.
J'étais un ami... d'Harry.
Harry Lime'ın öldürülmüş olması ilgini çekmez sanırım?
Savez-vous que Lime a été assassiné?
Lime gibi bir serseriyi arkadaşları mı yoksa kaza mı öldürdü, beni ilgilendirmez.
Que Lime ait été tué par ses complices ou par un camion, peu m'importe.
Lütfen, Harry Lime'ın arkadaşı olduğumu söyleyin.
Dites que je suis un ami d'Harry Lime...
- İkimiz de Harry Lime'in dostuyduk.
Nous étions tous deux amis de Lime.
Mektuplarından birinde sizden Joseph adında bir dostunu aramanızı istemiş. Kulüp Casanova'nın telefonunu vermiş size. Burası Lime'in birçok arkadaşının eskiden gittiği bir yer.
Dans une lettre, il vous dit de téléphoner à son ami Joseph... au cabaret Casanova... où se retrouvaient ses amis.
Harry Lime'ın organize ettiği çete buydu işte.
Voilà le trafic créé par Lime.
Lime için çalışırdı ve ilaçları laboratuardan çalmalarına yardım ederdi.
Lime le payait pour voler la pénicilline.
Onu zorlayarak bizi Kurtz ve Lime'a ulaştıran bilgileri aldık.
Nous l'avons fait parler. Cela nous a conduits à Kurtz et à Lime.
Joseph Harbin. Merkez hastanesinde tıbbi bir görevliydi. - Harry Lime için çalışırdı eskiden.
Oui, c'est Joseph Harbin... l'infirmier de l'hôpital militaire... qui était le complice d'Harry Lime.
- Lime'i en son ne zaman görmüştünüz?
Quand avez-vous vu Lime pour la dernière fois?
Özür dilerim. Harry'nin yerine başka birinin gömüldüğünü söyledim.
Un autre occupe le cercueil de Lime.
- Bana Lime'ın nerede olduğunu söyleyin.
Où est Lime? Je l'ignore.
Viyana'nın çıkışları tutulmuştur Bayan Schmidt.
Lime ne peut nous échapper.
Sizinkilerden Lime için destek istedim.
Aidez-moi à trouver Lime.
Lime'ı tanımaya başladım.
Et je commence à connaître Lime.
Bu çocukların hepsi Lime'ın penisilin çetesi yüzünden burada.
Tous, ici, sont des victimes de Lime.
Teşekkür ederim.
Donnez-moi la lime à ongles.
- Lime lime edelim.
- Réduisons-le en bouillie!
Ben sadece törpüyü oraya kimin koyduğunu bilmek istiyorum.
Je veux savoir qui a mis cette lime.
Durun, durun. Size bir Amerikalının hikâyesini anlatacaktım. Adı Holly Martins'di.
Mais je voulais vous parler de Holly Martins... un Américain venu à Vienne pour y retrouver... son vieil ami Harry Lime.
Bayan Schmidt, Lime ile bir ilişkiniz vardı değil mi?
Vous étiez très liée avec Lime, n'est-ce pas?
Rütbeni ve belindekini gösterip kasıla kasıla geziyorsun. Paine, bana Harry Lime dosyasını ve Bay Martins'e de büyük bir şişe viski getir.
Apportez le dossier Lime...